2023 artık geride kalmışken yeni yılın bizlere bol oyunlu ve bol eğlenceli bir şekilde geri dönmesini umuyoruz. Bu sene iyisiyle kötüsüyle birçok oyun oynadık. Yeri geldi ağladık, yeri geldi sinirlendik. Ancak Atarita ekibi olarak bizler 2023 yılında oyun oynarken çok eğlendik! Peki bu sene oynadığımız en iyi oyunlar hangileri?
Bu sene oynadığımız en iyi oyunlardan bahsedelim dedik
Birçok oyun oynadık ancak gönüllerde yatan en iyi 3 oyunu sizlere sunmak istedik. Ekip arkadaşlarımızdan her biri, bu sene oynadığı en iyi 3 adet oyunu bizlere kısa cümleler ile anlatıyor. Umarız yeni yıl hepinize dilediğiniz güzellikleri getirir diyor ve hızlıca “bize göre 2023’ün en iyi oyunları” yazımıza devam ediyoruz;
Eren Eroğlu
Star Wars Jedi: Survivor:
Star Wars serisine ve evrenine özel bir ilgisi olmayan birisi olsam da bu dünyayı ve içerisinde barındırdığı olayları her zaman severek takip etmişimdir. Bir de konu Respawn Entertainment’in Star Wars Jedi serisi olunca, Survivor için ekstra bir heyecana sahiptim. Fallen Order ile birlikte Electronic Arts’ın adeta tek kişilik oyunlara geri döndüğü dönemlere giriş yapmışken, Respawn’ın Survivor ile birlikte çok daha iyi bir iş ortaya koyacağını biliyordum. Oyun, çıkış döneminde performans problemleri sebebiyle ciddi eleştirilere maruz kalsa da bence özünde muhteşem bir deneyimi ortaya koyuyordu. Star Wars Jedi: Survivor, benim için yılın en iyi oyunlarından bir tanesiydi ve hikâyesi ile oynanışıyla birlikte bana müthiş bir serüven sundu.
Diablo IV:
Daha önce Diablo serisine dair bir oyun oynamamış olsam da evreni ile her zaman beni cezbetmiştir. Ben de bu seriden kaçışımın olmadığını ve bir gün bizzat mutlaka deneyimlemem gerektiğinin farkındaydım. Alparslan da oyunu bol bol övünce merakım da aynı oranda artmıştı. Evrene dair bulabildiğim tüm kaynakları tükettim ve bu uzun maceraya hazırlandım. Gerçekten de evreni, karakterleri, anlatısı ve oynanışı bakımından eşsiz bir deneyimdi. Benim için yılın en iyi oyunlarından bir tanesi olarak listeye adını yazdırdı.
Armored Core VI: Fires of Rubicon:
Armored Core VI oynamadan önce mekalar benim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Serinin önceki oyunlarına dair de hiçbir şey bilmiyordum. Gerçi oyun benden bunu beklemiyordu zaten. Yani ben Armored Core VI: Fires of Rubicon‘un mekalar ile dolu dünyasına giriş yaparken oyuna karşı tamamen tarafsızdım. Hiçbir ön yargım yoktu ve beni nasıl bir maceranın beklediğini fazlasıyla merak ediyordum. Sonuçta oyunu yapan FromSoftware idi. Armored Core VI’nın dünyasına ilk adımımı atar atmaz beni kendisine bağlamayı başardı. Çeşitliliği ve oynanışı ile birlikte gerçekten fazlasıyla keyifli bir maceraydı. Çetin bir mücadele verdiğim epik savaşların bir kısmı hâlâ aklımdan çıkmaz. Benim için yılın en iyi deneyimlerinden bir tanesiydi.
Alparslan Gürlek
Baldur’s Gate 3:
Divinity: Original Sin 2’den sonra Larian‘dan daha azını beklemiyordum. Ancak çıtayı bunun üzerine nasıl koyacakları konusunda endişem vardı. Hali hazırda Dungeons & Dragons evreninde geçen yeni oyuna, evreni bilmememe rağmen dahil olup olamayacağımı da merak ediyordum. Tüm meraklar giderildi, severek oynandı ve bir ömür boyu harika hatırlanıp, arada sırada tekrar tekrar oynanacak.
Dead Island 2:
Türkiye’de Dead Island serisini seven, takip eden ve teorileri inceleyen 3 kişiden birisi olarak yıllardır bu oyunu merakla bekliyordum. Elden ele gezen oyunun son durağı Dambuster Studios oldu ve bundan gayet memnunum. Orijinal Dead Island dokusunu koruyarak, Holywood ile sonuna kadar alay eden bir hikayenin üzerine muhteşem yakın dövüş mekanikleri inşa etmişler. Dead Island serisi her zaman yakın dövüşleriyle farkını ortaya koymuştu fakat Dambuster, kendi imzasını da çok güzel şekilde atmış.
Diablo IV:
Blizzard’ın oyunlarından genel olarak uzakta yetişmiş bir oyuncu olarak, Diablo serisine de çok yakın sayılmazdım. Çıkış öncesi beni çok heyecanlandırdığı için bütün lore bilgisini araştırıp, kendimi Diablo 4‘e hazırlamıştım. İyi de yapmışım. Çok oyunculu tarafını bir kenara bırakacak olsak bile hikayesi ve sinematikleriyle enfes bir deneyim. Bir aya yakın bir süre ortalıktan kaybolmuştum bu oyun yüzünden.
Atakan Gümrükçüoğlu
System Shock Remake:
Bu sene oynadığım kesinlikle en iyi yapımlardan birisi. Orijinal oyuna sadık kalınarak tasarlanan atmosferi sayesinde hem yeni nesil hem de eski nesil oyunculara hitap edebilecek düzeyde. Ben serinin orijinal yapımlarını hiçbir zaman denemeye cesaret edemedim ancak System Shock Remake bu korkumun üzerine gitmemi sağlayacak. Çünkü yeniden yapılan bu oyunun başarısından sonra orijinal oyunlara dönüp bakmamak saygısızlık olur.
Jusant:
Duygu yüklü ve atmosferiyle ön plana çıkan oyunları sevmemden kaynaklı olarak Jusant‘a da bu sene çok ilgi duyduğum doğrudur. Zaten kendisine 100 üzerinden 90 gibi bir puan verdim ve bu sene içerisinde oynarken dertlerimi alıp götüren nadir yapımlardan birisi oldu. Düz bir “tırmanma” oyunu gibi hayal edilebilir, ancak işin özü onu deneyimledikçe çıkıyor dersem yalan olmaz sanırım.
Star Wars Jedi: Survivor:
Fallen Order’ı seneler önce bitirdikten sonra beklemeye koyulduğum Jedi: Survivor ise ortama şahane bir giriş yaptı. Daha olgunlaşmış ve piyasaya ağır bir giriş yapmış olan Cal Kestis’i kontrol etmek yine çok keyifliydi. Muhteşem bir Star Wars evreni aşığı olmasam bile bu oyun serisi sayesinde filmlere bile tekrar başlamıştım. Işın kılıcı kullanmanın güzelliği ayrı bir konuyken, anlatmak istediği muhteşem senaryosundan ise pek bahsetmek gerekmiyor sanırım. Bana göre 2023’ün en iyi oyunlarından birisiydi.
Atıf Doğan Özcan
The Finals:
Abi ortam süper, oyun resmen yağ gibi akıyor. Çok sıra dışı bir konusu var ve insan sürekli olarak oyunda kalıyor. Ben çok beğendim.
Alan Wake 2:
Sam reis işi zirveye çıkartma konusunda resmen çığır aşmış. Alan Wake 2 beni çok fazla etkiledi ve resmen hayran kaldım.
Baldur’s Gate 3:
Rol yapma oyunlarını ve uzun metinleri okumayı sevmeyen ben bile oyunun içine bir daldım ve çıkmam çok aşırı zaman aldı.
İdil Barbaros
The Murder of Sonic The Hedgehog:
Her ne kadar 1 Nisan için çıkmış ücretsiz bir oyun olsa da suç türüne ve Sonic’e olan sevdamın gün yüzüne çıkmasını sağladı. Bundan sanıyorum ki- görsel roman sevdamı da işin içine katacak olursak- benim için akılda kalıcı bir deneyim oldu.
System Shock Remake:
Özünü koruyarak yapılmış bir “yeniden yapım” olduğunu iliklerinize kadar hissettiren bir oyun. İlk defa oynamama rağmen yaşattığı nostaljiden midir, birazcık daha dikkatli ilerlenmesi gereken yapısından mıdır bilemiyorum fakat, kesinlikle zihnimde kendini fosforlu kalemle işaretledi.
World of Horror:
Hitap etmesi beklenen Lovecraft ve Junji Ito severlerin içerisinde bulunmamdan ötürü sanıyorum, retro yapısıyla anlatılan bu korku dünyası bana çok cazip geldi. Piksel korku oyunlarının genel olarak hastasıyımdır fakat bu kesinlikle farklılığıyla benim gözümde öne çıktı.
Kinay Toprak
Remnant II:
Bazı devam oyunları bir önceki oyunun üstüne koyar ve ilk oyuna göre öğelerini güçlendirir, işte Remnant II o yapımlardan biri olmayı başarmış. Mükemmel level dizaynı, boss çeşitliliği, sanki birbirinden farklı 2 oyunmuş gibi bize sunulan bölüm çeşitliliği, ve karakter build’i gibi şeyler çeşitlilik seven her oyuncuyu doyurur nitelikte.
Lies of P:
Normalde kulağa hüsran olacakmış gibi gelen “Sekiro ve Bloodborne’u karıştıralım” formülünün bu kadar işe yarayacağı aklıma gelmezdi. Lies of P, sanat tasarımıyla PC’ye bloodborne bekleyen arkadaşların beklentisini karşılamayı başardı. Level dizayn yönü her ne kadar diğer souls-like oyunlar kadar başarılı olmasa bile geri kalan bütün öğeler dengeli ve uğraşması keyifli. Özellikle bu oyunun ng+’ı diğer souls oyunlarına göre beni şaşırttı. Yanlış değilsem ng+ 4’e kadar her seferinde yetenek ağacına bir bölüm daha ekleniyor.
Baldur’s Gate 3:
Geliştirici ekiplere ders niteliğinde bir iş çıktı. Oyunu oynayan oyuncu topluluklarının fikirlerinin ve isteklerinin ne kadar önemli olduğunu gösteren bir oyun. Baldur’s Gate 3 bence erken erişim süreci için çoğu firmaya örnek olabilir ve bununla beraber daha sağlıklı geliştirme dönemlerine giriş yapılabilir.
Yiğit Bora Eyüboğlu
Wartales:
2023 senesi içerisinde oynamaya doyamadığım ve her yerde övdüğüm oyunların başında Wartales vardı. Sıra tabanlı dövüş sistemi ve izometrik kamera açısıyla birlikte sunduğu özgürlükçü açık dünyada yaklaşık 120 saat geçirdim.
Dredge:
Lovecraft temasıyla bezeli bir denizcilik macerası olan Dredge, bu sene oynamaktan en çok zevk aldığım bir diğer oyun oldu. Etkileyici ve lovecraft’tan esinlenilmiş sanat tasarımı, keyifli oynanış döngüsü ve sizi peşinden koşturan gizemli hikayesi sebebiyle uçsuz bucaksız denizlerde oldukça uzun vakit geçirdim.
Kingdom Eighties:
Kingdom serisinin uzun zamandır beklenen oyunu olarak karşımıza çıkan Kingdom Eighties, şüphesiz bu yıl oynadığım ve beğendiğim en iyi oyunlardan biri oldu. Özellikle önceki oyunlara nazaran hem dönemsel hem de mekaniksel olarak geçirdiği değişim yüzünden ayrıca hoşuma gitti. Serinin gerçekten hafif de olsa bir hikayesi var diyebileceğim ilk oyunu olmasıyla birlikte tekrar tekrar oynanabilirlik de oldukça ön plandaydı. E haliyle durum böyle olunca onlarca saat oynadığım seriye çok daha iyi bir oyun eklenmiş oldu.
Biz ekipçe 2023’te bu oyunları çok beğenmiş ve aşığı olmuşuz. Peki sizler bu sene neler oynadığınız? Yorumlara bekliyoruz dostlar!
