Baldur’s Gate 3 İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryel Standartlar

Paylaş

Baldur’s Gate 3 inceleme içeriğimize hoş geldiniz sevgili okurlar ve Atarita ahalisi… İnceleme kodu elimize biraz geç ulaştığı için oyunu bitirmemiz ve yayınlamamız biraz sürdü, belki de çok geç kaldık fakat karşınızdayım. Larian Studios’un neden favorilerimden birisi olduğunu ve zaten çoktan methini duyduğunuz Baldur’s Gate 3’ün neden harika bir oyun olduğunu bir de benim perspektifimden okuyacaksınız. Sizlere oyunun detaylarını ve yaşadığım deneyimleri usul usul anlatmama hazırsanız, gelin başlayalım!

Baldur's Gate 3 İnceleme

Ancak baştan uyarayım, “oyun şöyle harika, böyle harika” diye methiyeler dizmemi bekliyorsanız, yanlış yerdesiniz. Tamamen samimi duygularımla Larian’ın ve oyunun bana neler hissettirdiğini anlatacağım. Geri kalanını zaten birçok farklı meslektaşımın kaleminden bu zamana kadar okuduğunuzu veya izlediğinizi varsayıyorum.

Her RPG kendini ifade etmenin bir başka yoludur, Baldur’s Gate 3 ise en güzel yollarından birisi

Benim için RPG oyunları sadece oynadığım eğlenceli yapımlar olmanın çok ötesinde bir konuma sahip. Özellikle türü sevmem ve JRPG dışında -evet JRPG sevmem- hemen hemen bütün alt türlerini de deneyimleme çabamdan ötürü bu janra benim gönlümde taht kurmuş durumda. Tabii ki Larian Studios da öyle. İlk kez bugün sadece gözümün önünde hayal meyal beliren ve adını koyamadığım bir Divinity oyunu oynadığımda -sanırım Divinity: Flames of Vengeance idi- çok farklı bir şey olduğunu anlamıştım fakat o zamanlar aklım bu derin RPG oyunlarına -hatta derin olmayanlara da- ermiyordu. Atmosferine bayılıp çok keyif alsam da içerisine kapılıp gidememiştim.

Baldur's Gate 3 İnceleme
Uzak diyarlardan Alp ve onun mental muhafızıyla tanışın.

Sonra 2018’de Divinity: Original Sin 2 ile tanıştım. Artık Skyrim’in tozunu yutmuş, Witcher’ın hikaye sunumunu görmüş ve bambaşka çeşitli RPG’ler oynamıştım… Yani hazırdım. Divinity: OS 2 ağır İngilizcesi nedeniyle gramer bilgimi zorlasa da sözlüklerden yardım ala ala temel mantığını çözüp, hikayesinin detaylarını benimsemeye başlamıştım. O zamanlar bir üniversite öğrencisi olduğum için bu tür mücadelelere daha hevesliydim.

Açık dünyada çeşitli yan görevler ve etkinlikler yapıyor, verdiğim kararların farklı farklı sonuçlarını görmeye bayılıyordum. Sıra tabanlı savaşların derinliği ve taktiksel özgürlük beni büyülerken nasıl olduğunu anlamadan oyunu bitirmiştim. Yani Baldur’s Gate 3 inceleme için geldiğinde, ne ile karşı karşıya olduğumu biliyordum.

Divinity’de de boynumuzda özbüyülerini yapmamızı engelleyen bir tasma vardı. Baldur’s Gate 3’ün başında da gözümüzün içine bir iribaş bırakılıyor. Öncekinde bildiğimiz, suyun üzerindeki bir gemide başlarken yenisinde de uzaylı bir üstün ırk olan İllithidlerin gemisinde başlıyoruz. Larian oyunları ana deseni hiç bozmadan, kusursuz bir güzellikle aynı şeyleri yapıyor fakat hepsinde bambaşka bir deneyim ile karşılaşıyoruz. Daha girişten önümde nelerin olduğunu tahmin etme cüretini gösterdim ve ne yapacağını asla tahmin edemediğimiz Larian Studios burada da gerçekleri tokat gibi yüzüme vurdu. Acı yerine merak ve zevk duyguları uyandıran, sıcak ve şefkatli bir tokat da diyebilirsiniz.

Baldur's Gate 3 İnceleme
Sinematik anlatı gerçekten üst düzey.

Larian bunu iyi biliyor; Özgürlük artarsa odak dağılır, azalırsa oyuncu sıkılır

Özgürlüğün dozu dendiğinde belki kulakta farklı yankı ediyor olabilir fakat oyunlarda belirli bir dur noktasına sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle başlık olarak “sandbox” seçilmediyse. Baldur’s Gate 3 sandbox bir oyun değil ancak oyuncuya tanıdığı özgürlük ve çeşitlilik bakımından bugün piyasaya sürülen birçok sandbox oyundan daha da sandbox olduğunu söylemek mümkün. Sadece voxel araziler ve zindanlar yok.

Hikaye seçimlerini sadece diyaloglarla yapmaya alışkınsanız Baldur’s Gate 3 oynarken gözleriniz açılabildiği son sınıra kadar açılmış şekilde kalabilirsiniz. Çünkü haritada işaretli görev bölgesine gittiğiniz yollar ve farkına varmadan seçtiğiniz şeylerin hepsi birer karar olarak sayılıyor. Göreve gitmeye başladığınız yerde bir kayıt alıp, görevi tamamladıktan sonra dönüp farklı seçeneklerin varlığını kurcalarsanız her seferinde en az 3 tane daha bulabiliyorsunuz. Bu sadece ana görevlerle sınırlı değil, yan görevlerde de aynı şekilde seçenek çeşitliliği sizi şaşırtmaya devam ediyor.

Bazen yorgun ya da kendinizi hazır hissetmediğiniz halde oyunun büyüsüne kapılıp oynamaya devam ediyorsunuz. Ben bu durumu çok yaşadım. Bu sırada önünüze gelen bazı yan görevleri atlıyor, uğraştırıcı taraflarını yapmıyor ya da en kolay yoldan önünüze çıkan herkesi ve her şeyi öldürerek ilerleyebiliyorsunuz. Ancak -bunun spoiler olacağını düşünmüyorum- bütün yan görevler ana hikaye akışının etrafında şekilleniyor. Yani diğer oyunlarda gördüğümüz gibi sadece çeşitlilik olsun diye hikayenin dışına çıkan değil, DNA sarmalındaki gibi ana hikayenin etrafında dönüp duran ve bazı noktalarda hikayeye dokunan bir yan görev sistemi var. Larian Studios’un oyunun özgürlük dozunu ayarlamakta kullandığı bu strateji sayesinde, yan görevlere dalıp gitseniz bile odağınız asla ana hikaye görevlerinden ayrılmıyor. Çünkü bu yollar, bir yerde mutlaka birbiriyle kesişiyor.

Derinsulu Gale, beni en çok etkileyen yoldaşlardan birisi.
Derinsulu Gale, beni en çok etkileyen yoldaşlardan birisi.

Oyunu bitirdikten sonra tanıtım görseline bir kez daha baktım, bu sefer çok farklı hissettirdi

Baldur’s Gate 3’ün hikayesini dilerseniz 3 yapay zeka yoldaşınızla, dilerseniz 3 arkadaşınızla ya da tek başınıza oynayabiliyorsunuz. Ben editör yalnızlığı ile 3 yapay zeka yoldaşımı alıp yola koyuldum. Çevremde ne yazık ki oyunu oynayan, bütçesi ya da sistemi yeten bir arkadaşım yoktu. Bu bir bakıma iyi de oldu aslında. Arkadaşlarım kırılıp gücenmesinler fakat hikaye görevlerini yapabileceğim 3 yoldaş varken sürekli ilerlemeye çalışıp benim gibi oyunu didik didik eden insanlardan sıkılan oyuncularla oynamak pek de bana göre değil.

Yolculuğuma Karlach, Astarion ve Gölgeyürek ile başladım. Hepsi birbirinden eşsiz, geçmişleri bambaşka ve diyalogları inanılmaz tasarlanmış karakterlerdi. Gölgeyürek ile karşılaşmamız ilk görüşte aşk gibi bir şey oldu. Evet, erdemli insanları severim. Karlach ise ekibimizin çocuksu neşesi, kaçınılmaz kederiydi. Astarion talihsiz bir geçmişten gelen, isteği dışında bir yaşam süren ve bu nedenle kötü şeyler yapmak zorunda kalan bir karakterdi. Hikayede daha önce karşılaşmış olsam da Wyll ile kesişen yollarımı hızlıca ayırdım. Benim öykümde destansı kahramanlıklara yer yoktu. Yolu tesadüfen kesişmiş sıradan 4 maceracının Baldur Geçidi’ni kurtaracağı bir hikaye yazmak istiyordum.

Gölgeyürek, zaten artık kim olduğunu hepiniz biliyorsunuz.
Gölgeyürek, zaten artık kim olduğunu hepiniz biliyorsunuz.

Gölgeyürek bir kez gönlümü kazanınca onun eziyetli yolu, benim de yolum oldu. Karlach’ın intikamını benimsedim, Astarion’un kederli geçmişini ise Gale’i görünce bir anda kenara attım. Evet, okurlar bana kızmasın fakat Astarion ile yollarımı hızlı ayırdım. Derinsulu Gale, ekibim için daha cazip bir seçenek gibi görünüyordu. Çünkü o da erdemli ve onurlu bir karakterdi. Örnek vatandaşlardan oluşan ekibimin son halini de bu şekilde tamamlamıştım.

Karakterlerin diyalogları ve sinematik sunumun güzelliği sayesinde kurduğum bağı bir an olsun koparmadım. Onların duygularını doğrudan yaşayarak amaçlarına inandım. Sinematik sunumun kalitesi, karakterlerin mimikleri falan derken oyun bende inandırıcılığını fazlasıyla arttırdı. Hatta sonra Türk sandığım ama aslında ilgisi olmayan Aylin Hanım da favorilerim arasına girdi ama kendisi bir yoldaş değildi. Bu nedenle onunla kurduğum bağ, diğerleri kadar güçlü olamadı.

İsmini Aylin Hanım diye görünce Türk sanmıştım, meğer bir Tanrıçanın kızıymış.
İsmini Aylin Hanım diye görünce Türk sanmıştım, meğer bir Tanrıçanın kızıymış.

Oyunu bu kadar özel yapan şeylerden birisi kesinlikle içerisindeki karakterlerin dolu olması. Ana kötülerden çok kolay harcananları oldu fakat oyunun üzerine inşa edildiği senaryoya dönüp baktığımda, harcanması gerektiklerinde kanaat getirdim. Larian, sanki benim ne düşüneceğimi biliyormuş gibi bir oyun yapmış. Tabii hikayenin öngörülemezliği oyun boyunca kendisini koruyor. Ana senaryoyu biraz sağa sola saparak, biraz da düz giderek ortalama 76 saatte bitirdim. Oyunda toplamda 174 saat sinematik sahne olduğunu hesaba katarsak, bana sunacağı çok şey kaldığını biliyorum. Bu yüzden Baldur’s Gate 3’e kesinlikle geri döneceğim.

Her şeyden bağımsız olarak bu oyunu Türkçe oynamak mükemmel bir histi

Bazen durup düşündüm, hatta oyunun dilini de İngilizce yaparak denedim. Olmuyor… Bu oyuna bu kadar bağlanabilmem ve derinliğini kavrayabilmemin arkasındaki en güçlü etmen tamamen Türkçe olması. Yerelleştirmenin kalitesi ve AiBell’in ortaya koyduğu harika iş, kesinlikle takdire şayan. Elbette birkaç hata gözüme çarptı, ancak ekran görüntüsü alana kadar ortadan kayboldular. Bu kapsamdaki bir işte göze çarpacak türden değil, görünce “aman bu da olsun be, koskoca oyun!” diyeceğimiz türden şeylerdi. Bu nedenle bunlara hata diyerek arkasındaki büyük çabaya gölge düşürmek istemem. Ayrıca kendileriyle de röportaj yapma şansı bulmuştum, yerelleştirmenin hikayesini de buradan öğrenebilirsiniz.

Baldur's Gate 3 İnceleme
Gözüme çarpan ve ekran görüntüsünü alabildiğim minik bir yazım hatası. Bu kapsamda bir işte bunlar devede kulak bile değil.

Larian Studios, Baldur’s Gate 3’e Türkçe getirerek inanılmaz bir işe imza attı ve Türk oyuncuların koşulsuz sevgisine ulaştı. Benim de hayranı olduğum bu stüdyoya bizlere kıymet verdiği ve oyunlarını diğer şirketler gibi “tuşlara basarak oynayın, hikayeye gerek yok” diyerek İngilizce satmadığı için bir teşekkürü borç bilirim.

Neden 99?

Bana kalırsa 99, 100’den büyüktür. Çünkü 100 verdiğim oyunun herhangi bir eksisini görmediğimi, gördüysem bile bahsedilmeye değer bulmadığım bir yapım olduğunu düşünürüm. Ancak bir oyuna 99 veriyorsam, tek eksisi benim bu oyunu sonsuza kadar oynayacak ömrümün olmayışıdır. Baldur’s Gate 3 incelemesi fark ettiğiniz üzere bir aşk mektubu tadında oldu. Çünkü öyle bir oyun. Larian bize kodu her ne kadar geç ulaştırmış olsa da beni Baldur Geçidi’ne davet ettiği için onlara minnettarım. Dungeons & Dragon soslu Larian evreninin tadına bakmak mükemmeldi.

Bu arada, daha önce hiç FRP ya da Dungeons & Dragons deneyimim olmadı. Ancak buna rağmen Baldur’s Gate 3’ü öğrenmekte hiç zorluk çekmedim desem yeridir. Oyunun öğrenme eğrisi gayet hızlı, sizi kurallara ve yapısına seri şekilde adapte ediyor. “D&D nedir bilmem, sizce bu oyunu oynamalı mıyım?” diye soranlar için kesin yanıtım evettir.

Baldur's Gate 3 İnceleme
Oyunun emeği geçenler ekranı, ekranımda yüzerken ben de aynı bu şekilde izliyordum.

Uzun lafın kısası

Velhasıl kelam bu oyunun üstüne söylenecek söz kalmadı. Eğer hikayeli oyunları seviyor, sıra tabanlı savaşları biliyor ya da derinliğini merak ediyor, harika tasarlanmış karakterlerin hikayesi arasında kendinizi kaybetmek istiyorsanız, doğru yerdesiniz. Larian Studios, muhtemelen üzerine 15 yıl daha çıkılamayacak bir çıta belirledi. CRPG türünü şahlandırdı ve bağımsız yapımcılar da onların izinden bu türde oyunlar yapmaya devam ediyor. Kendi alanında dünya lideri bu stüdyonun son oyununu da mutlaka oynayın. Bunu çok sık söylemem, ülkemizdeki fiyatlar nedeniyle de bir oyun harika olsa bile önermeye çekinirim fakat Baldur’s Gate 3, 799 TL’ye alabileceğiniz en iyi oyun olmuş.

Şimdilik benden bu kadar, Baldur’s Gate 3’ü oynadıysanız, sizler de deneyimlerinizi sizi yormayacak şekilde aşağıdaki yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz. Bir başka incelemede daha görüşmek dileğiyle, sevgi ve oyun ile kalın.

Baldur's Gate 3 İnceleme
Baldur’s Gate 3 İnceleme
Alparslan Gürlek
Alparslan Gürlek
Oyunların yeni yeni yaygınlaştığı dönemlerde bir çocuk olarak video oyunlarıyla ilk bakışta aşk yaşadım. Age of Empires II ile başlayan yolculuk, kendi oyunumu yapmaya kadar ilerledi. Hala oyun sektöründeyim ve hala o ilk kez Age of Empires II oynayan çocuğun tutkusunu taşıyorum.

4 YORUMLAR

4 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Baldur's Gate 3 inceleme içeriğimize hoş geldiniz sevgili okurlar ve Atarita ahalisi... İnceleme kodu elimize biraz geç ulaştığı için oyunu bitirmemiz ve yayınlamamız biraz sürdü, belki de çok geç kaldık fakat karşınızdayım. Larian Studios'un neden favorilerimden birisi olduğunu ve zaten çoktan methini duyduğunuz Baldur's...Baldur's Gate 3 İnceleme