Rekabetin eksik olmadığı bir dünyada hayatta kalmaya hazır mısın?

Yeni nesil mobil MMORPG deneyimini seçilebilir 5 farklı sınıf, 300v300 savaşlar, karakter dönüşümleri ve kesintisiz oynanış imkanı ile sınırların dışına taşıyoruz! Rekabette yerini almak ve kendini sınamak için acele et! #İşBirliği

Silent Hill f İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryal Standartlar

Paylaş

Silent Hill f’in PlayStation 5 inceleme kopyası, Konami tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Hoş geldin en sevdiğim okur. Biliyorum sen de benim gibi Silent Hill hayranısın. Yeni oyuna da epey bir heyecanlısın. Zaten 2 Remake oldukça başarılı olup bizleri doyurdu ve sıradaki işi merak ediyorsun. Biliyorum aynı hisleri ben de yaşıyordum. Hatta Eren bana Silent Hill f kodunu ilettiğinde heyecandan yerimde duramadım. Oyunu bir an önce indirip içerisine daldım. Fakat… işte buradan sonrasını incelemede göreceksin. Şimdiden sana keyifli okumalar diliyorum.

Silent Hill…Yok Yok Burası Ebisugaoka

Bana göre oyunun en büyük hatası direkt isminde saklı. Silent Hill f isminin ağırlığı altında ezilen bir oyun. Silent Hill kasabası bir ton anıyı barındıran, geri döndüğümüz ikonik bir yer. Brookhaven Hastanesi, Lakeside Park’ı, Toluca Hapishanesi, barları sokakları… Kısacası Silent Hill kasabası ikonik mekanlara sahip gezmesi keyifli bir yer. Sadece yerleri ile alakalı da değil. Silent Hill’in tarihi, oradaki tarikatın yaptıkları, yaşanılan olayların vahşiliği o lanetli kasabayı korkutucu yapan diğer şeylerdi. Bir diğer taraftan araf olarak görülen bu kasaba insanların kendileriyle yüzleştiği yegane yerdi. Ve bu mantıklı bir zemine oturuyordu.

Bundan dolayı üzülerek söylüyorum ki Silent Hill f’in gerçek bir Silent Hill deneyimi gibi gelmiyor bana. Silent Hill f Ebisugaoka adında bir kasabada geçiyor. Burası hayali bir kasaba lakin gerçek hayatta Japonya’nın merkezindeki Kanayama’da ilham alınarak oluşturulan bir yer. Konami bunu daha öncelerden söylemişti elbette.

Yine de isimde Silent Hill’i görünce insan ister istemez bir bağlantı, bir gönderme bekliyor. Ufak tefek göndermeler olsa dahi bu beni pek tatmin etmedi. Bundan dolayı bence Silent Hill f, Silent Hill adı altında ezilen bir oyun. Sadece “f” adı altında çıksaydı ben daha pozitif bile yaklaşabilirdim. Sağlık olsun Konami ne diyelim.

Gençlerin Hayatta Kalma Serüveni

Silent Hill f merkezine liseli genç kızımız Hinako Shimizu’yu alıyor. Hinako haksızlık karşısında susmayan, alkolik babasına ve ona baş kaldırmayan annesine karşı gelen birisi. Üstelik gelin gitmiş ablasını da bayağı bir seviyor ve özlüyor. Bir gün Hinako yine ailesiyle tartıştıktan sonra kasabaya arkadaşlarının yanına inmeye karar veriyor. Bu noktada karakterimiz için önem arz eden diğer liseli gençler ile tanışıyoruz.

Hinako’nun sır ortağı Sakuko, Space Wars adlı oyunu sürekli birlikte oynadıkları partneri Shu ve Hinako’yu Shu’dan kıskanan Rinko. Ekip bir araya geldikten kısa bir süre sonra da kasabayı sis basıyor. Herkes can hıraş sağa sola kaçarken Sakuko’yu kaybediyoruz. Hinako neler olduğunu anlamak ve kasabayı basan canavarlar ile baş etmek üzere eline sopasını alıyor. Bu noktadan sonra maceranın içerisine tamamen giriyoruz.

Garip Bir Adam Bu Ryukushi07

Silent Hill f’in en büyük problemi bence meta anlatımında yatıyor. Evet önceki Silent Hill oyunlarında da bir meta anlatım vardı. Her bir yaratığın, mekânın bir anlamı vardı ve bu çok önemliydi. Lakin bu meta anlamının da yanı sıra kendi hikayelerini de anlatırlardı. Silent Hill f’de ise durum çok farklı. Tüm notları okudum, tüm ara sahneleri dikkatlice izledim. Elbet birkaç noktada “şu şu sanırım ve şu bundan dolayı böyle” diyerek teori kurdum. Meta anlatıma bu kadar önem verilmesini takdir ediyorum. Lakin oyunun kendi hikayesini hiç açıklamamasına anlam veremiyorum.

Bu noktada yazar Ryukushi07’nin altını çizmek istiyorum. Ryukushi07 garip bir adam. Önce kafanızı bir ton soru işareti ile dolduruyor. Daha sonra bu soruların cevaplarını gayet mantıklıca açıklıyordu. İşin kötü tarafı bence bunu Silent Hill f’de başaramamış. Ya da diğer sonları almadığım için ben daha neyin ne olduğunu anlayamadım.

Bununda eksi bir nokta olduğunu düşünüyorum. Oynanış döngüsünde bahsedeceğim lakin oyunun oynanış döngüsü tekrar oynanabilirliği bence kaldıramıyor. Ve eğer oyunun asıl sonu diğer sonlar ile devam ediyorsa bu benim için bir eksi oluyor. İlk sonu aldığımdan beri kafamda bir ton soru işareti var.

Ucundan Soulslike Diyebiliriz

Silent Hill f çıkmadan bir ton yaygara koptu. Oyunun soulslike olduğuna dair iddialar vardı. Konami çıkıp “Hayır oyun soulslike değil. Özellikle “story” yani hikaye zorluğunda oynarsanız ideal bir deneyim olur” açıklaması yaptı. Oyunu ilk açtığımda beni zorluk ekranı karşıladı. Birisi “combat” yani savaş sistemi zorluğu diğeri ise bulmaca zorluğuydu.

İşin ilginci bulmaca için üç zorluk modu varken savaş sistemi için iki zorluk modu bulunuyordu. Savaş sisteminde hikaye ve zor modları, Bulmaca da hikaye, zor ve “lost in the fog” yani “siste kaybolan” adında çok zor modu vardı. Konami’nin hikaye zorluğunu önermesine rağmen savaş sisteminde ve bulmacada zoru seçtim. Böylelikle oyuna başlamış oldum.

3. saatin sonunda ise savaş zorluğunu hikaye seviyesine indirmek zorunda kaldım. Bunun sebebini anlatacağım ama öncelikle size bir savaş sisteminin nasıl işlediğinden bahsetmek istiyorum. Zaten oyunda ateşli silahlar yok. Sadece yakın saldırılarda kullanabileceğimiz sopa, levye, bıçak gibi silahlarımız var.

Hinako’nun bir ağır bir de hafif saldırıları bulunuyor. R1 ile hafif saldırı R2 ile ağır saldırı yapıyorsunuz. Bunlara ek olarak sıyrılma hareketimiz ve düşman üzerinde bir yansıma çıkması dahilinde karşı saldırı yapma olanağımız bulunuyor. Bununla beraber bir kondisyon barımız var. Yani hareketlerimizi düşünerek yapmalı bodoslama dalmamalıyız. Doğru zamanda sıyrılırsak tüm kondisyon barımızda yenileniyor.

Son olarak “Sanity” yani akıl sağlığı barından bahsetmek istiyorum. Akıl sağlığı barını feda ederek şarjlı saldırılar yapabiliyorsunuz. Bu saldırılar normal saldırılardan daha güçlü vuruşlar sağlıyor. Düşman sizlere hasar verdiğinizde bir miktar canınızdan bir miktar da bu bardan gidiyor. Eğer ki bu bar tamamen biterse de aldığınız her hasar tamamen canınızdan gidiyor. Esasen burada bir risk ödül sisteminden bahsedebiliriz. Kulağa hoş gelen bu sistem dengeli bir oyunda çok keyifli olabilirdi. Lakin Silent Hill f’in zorluk dengesi çok başarısız.

Dengesiz Oyun Keyifsiz Oyundur

Üzülerek söylüyorum ki Silent Hill f’in zorluk dengesi çok başarısız. 3. Saatin sonunda savaş zorluğunu hikaye zorluğuna düşürdüğümü söylemiştim. Bunun iki temel sebebi var. Birincisi oyunun zor modunda gerçekten düşmanların size iki tane vurarak öldürmesi. Diğeri de bu zorluk seviyesin de düşmanı öldürdükten sonra bir kazanç elde etmemeniz. Souls oyunlarından örnek vereyim. Düşmanlar yine güçlüdür sizi kolayca öldürürler. Lakin siz onları öldürdüğünüzde de bir para birimi olan soul kazanırsınız. Daha sonra bu soullar ile karakterinizi güçlendirirsiniz. Düşmanı öldürmeniz oyun ekonominize katkı sağlar.

Lakin Silent Hill f’de düşmanı öldürmeniz sizin oyun ekonominize bir katkı sağlamıyor. Sadece hedef noktasına giderken düşmanlarınızı öldürmeniz, hedef noktasına daha yüksek canla gitmenize yarıyor. İşte bu noktada oyunun zorluğunun bir anlamı kalmıyor. Bu noktada diğer Silent Hill oyunlarında da aynı şeyden bahsedebilirsiniz. Silent Hill f’i diğerlerinden ayıran nokta ise daha açık alanlarda geçmesi. İsterseniz düşmanlara hiç bulaşmadan koşup gidebilirsiniz.

Bunun yanı sıra düşmanlar ile kapışmak keyifsiz olunca bazı noktalarda dövüşmeden topukladım. Oturaklı ve tatmin edici bir savaş sistemi yapmak gerçekten zor. Silent Hill f’in savaş sistemi yer yer oturaklı olsa da başvurduğu ucuz numaralar savaş sistemini keyifsiz hale getirebiliyor. Özellikle düşman geri bildirimlerini kuvvetlendirmek adına başvurduğu animasyon duraklamaları bir noktadan sonra can sıkıcı olabiliyor.

Oyunu dengesiz yapan bir diğer şey de hikaye zorluğunda oyunun akıl sağlığı mekaniğinin tamamen egale edilmesi. Hard zorlukta akıl sağlığınızı her kayıt noktasından para vererek doldurabiliyorsunuz. Yani risk ödül sistemine bir katman daha eklenmiş oluyor. Lakin hikaye modunda her kayıt noktasında bu bar otomatik olarak yeniden doluyor. Bu da oyunun size sunduğu tüm mücadele unsurlarını egale ediyor. Keşke Konami ve Neobards bir normal mod ekleyerek oyunu daha keyifli bir hale getirecek zorluk ekleyebilseydi.

Bulmacalar Bu Serinin Kalbi

Silent Hill serisi her zaman güzel bulmacalara ev sahipliği yapmıştır. Silent Hill 1’in piyano bulmacası, Silent Hill 2’nin para bulmacası gibi korku hayatta kalma türünün ikonik bulmacaları bu seridedir. Kısacası bulmaca olmazsa olmaz bir parçasıdır Silent Hill serisinin. Çok şükür ki Silent Hill f bu geleneği oldukça güzel sürdürüyor. Bulmaca zorluğunda zoru seçtiğimden bahsetmiştim. Savaş sistemi zorluğunun aksine bulmaca zorluğu tam ayarındaydı. Ne küçük bir çocuğun çözeceği kadar kolay ne de ermiş bir insanın anlayacağı kadar zor. İkisinin arasında güzel bir dengede olan bulmacalar vardı.

Hatta yer yer bu bulmacaları çözmekte zorlandığım için annemle kız kardeşimi de olaya dahil ettim. Uzun zaman sonra gerçekten beynimi yorduğum bulmacalar çözmek çok keyifliydi. Silent Hill f’in parladığı noktalardan birisinin bulmacalar olmasına gerçekten seviniyorum. Serinin atardamarlarından birisi olduğum bulmacaların kaliteli ve seriye yaraşır olması takdir edilesi.

Atmosfer ve Bölüm Tasarımları

Neobards’ı tebrik etmemiz gerekiyor. Hong Kong menşeili stüdyo sektörde port yapmasıyla bilinir. Birçok portu da sağlamdır aslında. Yer yer yardımcı stüdyo olarak firmalara destek verirler. İlk defa skalası bu kadar büyük bir işin altına girmişler. Ve günün sonuna ortaya hiç fena olmayan bir iş koymuşlar. Gitmeleri gereken çok yol olabilir ama yine de birçok şeyin üstesinden gelmeyi başarmışlar. Silent Hill f içerisinde en güzel örnek olarak bölüm tasarımlarını gösterebilirim.

Bildiğin üzere en sevdiğim okur, Silent Hill serisinde genellikle büyük bölümler ve kasabanın kendisi vardır. Kasabada biraz dolaşır bir sonraki büyük bölüme bağlanırsın. Bu Hastane, okul veya hapishane olabilir. Silent Hill f’de bu yapıyı korumayı amaçlıyor. Ebisugaoka’da yer yer dolaşsak da bu dolaşmalar bizi bir sonraki ana bölüme taşıyor.

Ana bölümlerin tasarımı diğer Silent Hill bölümleri kadar geniş değil. Küçük bölümcükler ve araf dünyasına gittiğimiz bölümler güzel birleştirilmiş. Mesela okula geliyorsunuz, bir bulmaca çözüp anahtarı buluyorsunuz. Sonrasında Hinako bayılıyor ve araf dünyasında uyanıyorsunuz. Araf dünyasındaki işinizi bitirdikten sonra da yine sisli kasabada devam ederek bir sonraki bölüme ulaşıyorsunuz.

Tasarım olarak küçük odacıklardan oluşsalar bile o klostrofobik havayı tam alamıyorsunuz. Özellikle Silent Hill 2 Remake’in karanlık dar koridorlarından sonra bu oyunun koridorları bana oldukça aydınlık geldi. Bu da korku dozunun hafifletildiğini bir göstergesi olarak görülebilir. Güzel atmosferi olan bölümler var. Ebisugaoka’da dolaşırken özellikle çiçeklerin istila ettiği bölgeler çok hoş görünüyor. Lakin Silent Hill 2 Remake’in o boğucu ve tüketici atmosferi bu oyunda maalesef hissedilmiyor.

Korkmuyorum Patron

İşin hayal kırıklığı yaratan noktalarından bir tanesi de oyunun neredeyse hiç korkutucu olmaması. Evet Silent Hill 2 Remake’de de ateşli silahlarımız, kendimizi savunabileceğimiz sopamız vardı. Lakin oyun bunlara rağmen oyuncu üzerinde gerginlik kurabiliyordu. Klostrofobik alanları, ışık oyunları ve özellikle ses tasarımı ile hep diken üzerinde oluyorduk.

Maalesef ki Silent Hill f’de böyle bir durum yok. Oyunun bir gerginlik unsuru olarak silahlarınız kırılabiliyor. Bu silahlarınızı ya takım çantası yardımıyla onarıyor ya da yeni silahlar buluyorsunuz. Oyun boyunca silahsız kaldığım bir an hatırlamıyorum. Hatta bunun üzerine araf bölümlerindeki silahlarımız kırılmıyor. Yani bu konudaki gerginlik unsuru tamamen ortadan kalkıyor.

Bunun yanı sıra bölümlerin tamamı fazlaca aydınlık. Gerek normal lamba aydınlatmaları olsun gerek oluşturulan gölge oyunları olsun üzerinizde bir gerginlik oluşturmuyor. Zaten yeterince kaynak olunca da düşmanlar ile girdiğiniz savaşlardan sonra yaralarınızı kolayca sarabiliyorsunuz. Maalesef ki tüm bu saydıklarımı kapatmak adına oyun ucuz numaralara başvuruyor. Aniden saldıran düşmanlar, jumpscarelar gibi ucuz taktikler oyunun havasına zarar veriyor.

Esasen oyun bunların hiçbirine başvurmayabilirdi. Çünkü oyunun canavar tasarımları muhteşem. Çok fazla tasarım olmasa dahi yeterince bir çeşitlilik mevcut. Bu sefer işin başında Masahiro Ito yok ama yerine gelen kişilerde oldukça iyi işler ortaya çıkarmış. Body Horror’u dibine kadar kullanan Silent Hill f canavar tasarımları konusunda iyi bir iş ortaya koymuş.

Kaynak Yönetimi ve Karakter Geliştirmeleri

Bir korku hayatta kalma oyununun en önemli noktalarında bir tanesi kaynak yönetimidir. Kaynak yönetimi konusu fena işlenmemiş. Hinako’nun sekiz slotluk bir çantası var. Bu çantada tabii ki sağlık, akıl sağlığınızı dolduracak yemekler, silah dayanıklılığınızı yenileyebilecek alet çantası ve satıp para kazanabileceğiniz eşyalar taşıyabiliyorsunuz. Hikaye zorluk modunda çevreden bol bol sağlık bulabiliyorsunuz. Böylelikle hiç kaynak sorunu yaşamıyorsunuz. Zaten üzerinizi taktığınız kolyeler ile oyunun yapısı bir hayli değişebiliyor.

Omamori adı verilen kolyeler karakterinize pasif özellikler ekliyorlar. “Maksimum sağlığı artırma” “Maksimum kondisyonu yükseltme” “Düşman öldürdükten sonra sağlık yenilenmesi” gibi özellikler sunuyorlar. Bu omamorileri bazen bulmaca çözerek buluyorsunuz. Bazen de değerli eşyaları satarak kazandığınız paralar ile satın alabiliyorsunuz.

Lakin satın alırken rastgele satın aldığınızı belirteyim. Öyle istediğiniz özelliği veren omamoriyi satın alıp takamıyorsunuz. Başlangıçta tek omamori takarken omamori slot sayısını yükselterek daha fazla takabiliyorsunuz. Ayrıca yine para harcayarak karakterinizi maksimum sağlığını, maksimum kondisyonunu ve maksimum akıl sağlığını artırabiliyorsunuz.

Bu yine daha önce Silent Hill’de görmediğimiz bir sistem. Bununla beraber Silent Hill f özelinde sistemin kötü işlemediğini söyleyebilirim. Keşifin oyuncu ekonomisini ödüllendirmesi, karakterin güçlendiği görmek keyifli. Bu vesileyle karakterinizi kendi oynanış tarzınıza daha uygun hale getirebiliyorsunuz. Hafif RPG sosları var desek yalan olmaz.

Performans ve Müzikler

Oyunun en çok övgüyü hak eden kısımları sanırım burası. Öncelikle oyunun performansından bahsetmek istiyorum. Unreal Engine 5 oyunlarının teker teker döküldüğü bu dönemde Silent Hill f muazzam bir işçilik örneği. Oyunu performans modunda sabit 60 FPS ile deneyim ettim. 1-2 nokta haricinde ne FPS düşüşü ne de Stutter problemi yaşadım. Oyun yağ gibi aktı gitti. Bazı noktalarda kalite moduna çektim oyunu onda da sabit 30 FPS aldım. Oyun performans konusunda büyük bir iş başarıyor.

Müzik konusunda zaten diyecek tek kelime yok. Akira Yamaoka sensei yine büyük işlere imza atmış. Hem dram dolu sahnelerde hem de oyunun tansiyonunun yükseldiği sahnelerde ustalığını konuşturmuş. Oyunun albümü yayınlandığı gibi her bir müziği yeniden dinlemek istiyorum. Silent Hill serisininin kötü oyunları elbette oldu. Lakin bu oyunların bile müzikleri her zaman başyapıt seviyesindeydi. Konami Yamaoka gibi bir üstada sahip olduğu için epey şanslı hissetmeli.

Silent Hill f… Ortalama Oyun Kötü Silent Hill

Silent Hill f ortalama bir oyun. Silent Hill ismi altında ezildiğini düşünüyorum. Eğer ki yeni bir isimle çıksaydı benim tarafımdan daha olumlu inceleme alırdı. Başında geçirdiğim saatlerde keyif alsam dahi Silent Hill serisinin geri dönüşünü hissedemedim. Ortalama bir savaş sistemi, soyut anlatıma sahip hikayesi, fena olmayan bölüm tasarımları ve harika müzikleri onu güzel bir oyun yapıyor. Yine de beklediğimiz ve istediğimiz Silent Hill başyapıtının geri dönüşü bu değil.

Evet en sevdiğim okur. İncelememi okuduğun için çok teşekkür ederim. Silent Hill gerçekten çok özel bir seri. Müzikleri, hikayeleri, atmosferi ile akılda kalıcı birçok anı var. Umuyorum ki serinin geleceğinde daha güzel oyunlar, başyapıtlar görürüz. Haydi kal bakalım sağlıcakla. Gitmeden şu Silent Hill 2 Remake incelememize de bir bak istersen. Buradan ulaşabilirsin yazımıza.

Furkan Oğur
Furkan Oğur
Boş zamanlarımda Raccoon City'de ve Shadow Moses'da dolaşırım. Çoğu zaman Hideo Kojima ile Shinji Mikami'yi överim. Bir de Hunter x Hunter hayranıyım. Seviyorum kardeşim ne yapayım.

1 Yorum

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Silent Hill f'in PlayStation 5 inceleme kopyası, Konami tarafından Atarita’ya gönderilmiştir. Hoş geldin en sevdiğim okur. Biliyorum sen de benim gibi Silent Hill hayranısın. Yeni oyuna da epey bir heyecanlısın. Zaten 2 Remake oldukça başarılı olup bizleri doyurdu ve sıradaki işi merak ediyorsun. Biliyorum aynı...Silent Hill f İnceleme