Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
Dune: Awakening’in PC inceleme kopyası, Tencent tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Selam! Bugün sizlerle birlikte devasa çöllerin ortasına dalacağız. Bilim kurgu klasiklerinden olan Dune evreninin adeta içinde hissettirecek bir yapımla karşınızdayım. Evrene hakim olun, olmayın, türe meraklısına her şekilde kucak açan bir oyun olduğunu başta belirtmekte fayda var. Dune Awakening’e olan merakınızı gidermek için daha ne duruyoruz? Hadi, yazımıza geçelim!
Acımasız Çöllerde Mehdi’siz Bir Evren: Dune Awakening
Bilim kurgu klasiklerinden birisi olan Dune ilginizi hiç çekmiş miydi? Kitapları, film uyarlamaları ve oyunları gibi birçok mecradan hayranları kendine çeken seri; Dune: Awakening adı altında yeni bir ürünle karşımızda. Aşina olanı kadar olmayanın da anlaması açısından oyunu daha genel bir dille ele alacağım. Oyunda “Dune filmlerinde mehdi olarak gördüğümüz Timothée Chalamet’in hayat verdiği karakter var olmasaydı nasıl olurdu?” sorusuyla karşımıza çıkan bir yaklaşım izleniyor. Bu olasılık üzerinden kendi karakterimizi yaratıyor ve bizi bekleyen kutsal yolculuğa başlıyoruz. Yani mehdimiz yok demek ne kadar doğru, emin olmamakla birlikte bizim bildiğimiz mehdi yok diyelim. O nedenle hikâyeye hakim olmayanların da rahatlıkla şans verebileceği bir yapım olduğunu düşünüyorum.

Oyun içerisinde hikâyeyle ilgili oldukça içerik ve bilgi bulunmakta, oyunun yapısı zaten doğrudan Dune evrenine sadık kalmaya özen gösterilerek hazırlanmış. Verilen detaylar her ne kadar hikâye içerisinde bize belli bir nebze açıklansa da birazcık “Oyuncu kendi araştırsın” yapısına da sahip diyebilirim. Zorunlu değil fakat detay isterseniz Google’da geri kalanı bulunmakta. Tabii asıl kaynak kitaplar, orası ayrı. Oyuna dönecek olursam NPClerle etkileşime girdiğimiz diyalogları yeniden seçip istediğimiz kadar okuyabilmemiz bu konuda kesinlikle avantaj. Diyalogları kısa kesip oynanış kısmına odaklanmak isteyenler için de bas geç misali seçenek işaretlenerek gösterilmiş. İki oyuncu tipi için de bence gayet mantıklı bir bakış. Tabii ben her ne kadar tüm kitaplarına hakim olmasam da evrene oldukça meraklı birisi olarak hepsini detaylıca okuyarak ilerledim.
Oyun çevrimiçi bir hayatta kalma oyunu. Öncelikle bunun altını çizerek değinmem gerektiğini düşünüyorum. Karşınıza çıkacak şeyler ve zorlukları size bırakılmamış, her şey belli seviyede ve gerçek zamanlı olarak bir sistem içerisinde dönüyor. Barınağınızın başka oyuncular tarafından yağmalanmaması ve sağlam kalması için ihtiyaç duyulan enerji kaynağından tutun öldüğünüzde giden eşyalarınız kadar bir zorluk skalası bulunmakta. Bu da oyunu oynarken dikkatli olmanızı ve sistematik olarak aktif olmanızı gerektiren bir unsur şeklinde karşımıza çıkıyor. Normalde hayatta kalma oyunlarını seven birisi olarak bu tarz zorunluluklarla karşımıza gelen çevrimiçi hayatta kalma oyunlarının herkese göre olduğunu düşünmüyorum. Biraz daha bu oyunu oynadığında kendini adayabilecek kişilerin daha keyif alacağını ve olumsuz şartlarda da motivasyonunu kaybetmeyeceğini düşünüyorum.
Arrakis sizleri çağırıyor, bazen de büyük kum solucanları… Aman dikkat!
Dune evrenine hakim olmasanız bile Dune’un ardından birçok projede karşımıza çıkan dev kum solucanı yaratıkları bu oyunda da büyük önem taşıyor. Eğer uyarıları dikkate almazsanız ve bir kum solucanı tarafından yenilirseniz üstünüzdeki her şey, aracınız dahil, yok oluyor. Affedersiniz ama donunuza kadar soyuluyorsunuz yani. Fakat böyle absürt bir ölüm yaşamazsanız şayet, mesela susuzluktan ölürseniz, çantanız olduğunuz yere düşüyor. Çantanızı bir başka oyuncu alabiliyor mu, o konuda bir bilgim yok. Oyuncu oyuncuya karşı(PVP) bir tecrübe de yaşayamadım doğrusu. O konularda deneyimli olarak yazamıyorum. Fakat genel olarak dövüş kısmına değinmem gerekirse bir sürü farklı uzak menzilli silahımız ve özel güçlerimiz içerisinde yakın dövüş, oyunun en zayıf olduğu alanlarından birisi olabilir. Cilalanması gerektiğini düşünüyorum. Hantal ve keyifsiz kalıyor. Neyse ki kısa sürede uzak menzile geçiyoruz. O kısım gayet keyifli.

Oyuncularla daha çok içli dışlı olmak için en başta popülasyonun çok yüksek olduğu bir Avrupa sunucusuna katılmıştım fakat maalesef orta popülasyonlu bir sunucuya bile bağlanmakta zaman zaman sıkıntı yaşayabiliyorsunuz. Bunu idrak edene kadar ve oyunun art arda gelen güncellemeleriyle uğraşırken oyundan ziyade oyuna girebilmekle zaman harcadım diyebilirim. Belki iyi olmuştur, ben sinematik anlarındaki modelleme yüklenmesinin gecikmesi harici bir problemle karşılaşmadım.
Dune: Awakening’te benim en ilgimi çeken şeylerden birisi de sunucuyu tamamen etkileyecek bir politika sistemine sahip olması oldu. Atreides ve Harkonnen hanedanlarından birisine katılıp hanedan için savaştığınız ve hanedan güçlendikçe sizin de güçlendiğiniz bir yapıya sahip. Loncanızı oluşturabilir ya da bir loncaya katılabilirsiniz. Lider ya da yoldaş olmak tamamen size kalmış. Fakat gerçekten hevesliyseniz tüm sunucuyu etkileyecek kararlarda etkisi olacak o kişi olabilirsiniz. Bu da aslında oyunun sahiden Dune evrenindeki bir sanal gerçeklik olmasını sağlıyor. Sosyalleşebileceğiniz alanlar da bulunmakta.

Normal şartlarda çevrimiçi oyunlarda haftada bir olacak şekilde belli bir gün ve saat aralığında güncellemelere alışık olduğum için böyle oyunların ilk zamanlarında tecrübelerken hep afallıyorum. Haftada birkaç gün 1 küsür GB güncelleme yapmanız gerekeceğini hesaba katmanızı ayrı olarak söylemek durumundayım. Bu beni birazcık rahatsız etti doğrusu ama yapacak bir şey yok, böyle oyunlarda alışmak gereken bir durum. Zaman geçtikçe güncelleme sıklığı haftada bire düşer ve sabitlenir diye düşünüyorum.
Genel sistemi biraz kenara bırakıp isterseniz oyunun mekaniklerine geçelim, ne dersiniz? Dediğim gibi oyun aslen PVE yapıda, yani oyuncularla barışçıl bir şekilde oynuyorsunuz. Görev ve alışveriş gibi etkileşimleri yapabileceğiniz karakterler belli alanlarda bulunmakta, onun harici kamp ya da çölün ortasında düşman olarak gezenleri görebilirsiniz. Çölde kum solucanından kaçarken kamp harici de düşmanların bulunabildiğini ilk fark ettiğim an oldukça afallamıştım. Onu oyuncu sanmıştım. Oyun içerisinde ses özelliği de var ama klasik düşman sesiyle bir karşılık alınca ne olduğunu anladım tabii ki. Düşmanların yapay zekasının çok da mükemmel olduğunu söyleyemeyeceğim, o da illaki ele veriyor.
Dune’un atmosferini ve çevrimiçi hayatta kalma oyunlarını seven herkes bir şans verebilir
Ses demişken biraz da oyunun atmosferinden bahsedelim. Müzikleri, ses efektlerini ve genel olarak oyunun havasını gayet kaliteli buldum. Ambiyans kesinlikle hakkını vermiş. Oynarken bulunduğunuz yerin havasına giriyorsunuz. Benim grafik ayarlarımdan olabilir, bazen yer yer karakter modellemelerinin fazla ışıkta kalitesizleştiğini hissettim. Oynanışı etkilemesinden çekindiğim için oraları pek kurcalamadım, zaten çok da gözüme çarpan bir grafik problemi olmadı. Genel olarak gayet kaliteli modellemeleri vardı. Sinematiklerde de çoğunlukla hayran hayran izledim. Sadece dediğim gibi modellemelerin bazen geç yüklenme durumu oldu, bunun harici bir sorun yaşamadım.

Kocaman bir çölün ortasındayız. Her kum fırtınasında çöl değişiyor. Günler ilerliyor, Güneş yukarıdayken gölgelere sığınamazsak resmen kavruluyoruz. Üstümüzde teri arıtacak bir kıyafetle bile gezsek birçok problem bizi beklemeye devam ediyor. Taşlık alanlarda ancak kurtulabildiğimiz kum solucanı bizim kumdaki her bir titreşimimizi dinliyor, gölgelerden ilerleyerek susuzluk yaşamamaya çalışıyoruz. Çiçeklerden susuzluğumuzu kısmi gidererek başlayan yolculuğumuz kan arıtmayla doyasıya su içmeye, oradan matarayla etrafta taşımaya… gibi birçok olasılıkla şekillenerek çeşitleniyor. Oyunda ana görevler ve yan görevler bulunmakta. Tabii ki de gelişerek ilerlemek oyunun püf noktası. Kimi zaman görev odaklı hareket ederken kimi zaman görevlere ara verip kendinize yönelebiliyorsunuz. Bu birçok konuda önem arz ediyor çünkü gerekli geliştirmeleri yapmadıkça oyunu kendinize gereksiz zor hâle getirirsiniz. Ben her zaman ilk kendimi geliştirmeyi daha uygun görmüşümdür, bu oyunda da çoğunlukla o şekilde gitmeye çalıştım.
Oyunu dilerseniz tek başınıza dilerseniz arkadaşlarınızla da oynayabilirsiniz. Arkadaşlarınızla oynamak kaynak açısından kaç kişiyseniz o kadar kat uğraştıracağından zorluk artacak gibi düşünebilirsiniz fakat düşmanlarla mücadele gibi kısımlarda kesinlikle artısı olacaktır. Ben tek başıma oynadım o nedenle varsayım yapabiliyorum. Yine de kocaman çölde bir yerden bir yere giderken yürüyerek değil de araçlara geçene değin amele gibi hissetmeniz elbette ki arkadaşlarınızla daha katlanılır hâle gelecektir.

Oyunda bir parmak şıklatmada gelişip ilerleme kaydetmiyorsunuz, gerçekten bir süreç gerektiriyor. Bazı şeyleri oyun size sunmadan da keşfedip ilerleyebilmeniz mümkün fakat temposu hemen yüksek hâle gelmiyor, özellikle de keşif süreçleri için bunu söyleyebilirim. Tetikleyebileceğiniz kocaman bir kum solucanı devamlı gezinirken sürekli temkinli hareket etmeniz gerekiyor ve bu kimisi için sıkıcı gelebilir. Normalde seyahat gibi tekdüze olmaya meyilli vakitlerde arkadan müzik ya da podcast gibi şeyler açarım, bunda ses önemli olduğu için pek yapamadım. Yer yer bazı zamanlarda oflaya puflaya ilerlediğim oldu çünkü çoğunlukla koşmamak da gerekiyor falan filan derken… Bence çoğunuz benden daha sabırlısınızdır, bu konuda sorun yaşayacağınızı zannetmiyorum.
Sürekli orada, burada dolaşmaktan sıkıldınız. Üstünüz önemli eşya dolu ve ölürseniz bunları kaybetmekten mi korkuyorsunuz? O zaman barınak yapma zamanınız geldi. Araştırarak keşfettiğiniz yeni ürünleri yeterli malzemeye sahip olduğunuzca barınağınıza dahil ediyor, taşımak istemediğiniz malzemelerinizi depolara koyabiliyorsunuz. Aman dikkat! Şansıma oyunun en başlarında denk geldiğim terk edilmiş bir barınakta yer alan depoların ortak kullanıma açık olduğunu gördüm. Koyduğunuz tüm eşyalar farklı izin seviyelerine sahip. Ayarlaması size kalmış. Yalnızca siz, sizinle birlikte evde barınan diğer kişiler, ortak ve herkese açık gibi izin seviyelerine getirebiliyorsunuz.
Eğer o eşyadan elinizde çok varsa yardımsever bir çöl yolcusu olup deponuzu herkese açık hâle getirebilirsiniz. Ya da kan depolayarak arıtıp suya çevirdiğiniz makineyi herkese açık yapabilirsiniz. Oyun birçok kullanım şeklini size sunuyor. Fakat kısıtlı malzemeyle kalmaktan hoşnut olmayan birisiyseniz kendinize özel hâle getirdiğiniz ürünler için de evinizin yakıta sahip olduğundan emin olmalısınız. Yoksa terk edilmiş barınak hâline gelecektir ve yine tüm eşyalar yağmalanabilir olacak. Bunun için koyduğunuz yakıtın kaç gün dayanacağına bakmalısınız.

Genel olarak en büyük derdimiz anlayacağınız üzere su, belki yer sıkıntısı ve düşmanlar. Bunların üstesinden gelebildiğiniz müddetçe tek hedefimiz etrafı keşfetmek ve görevleri yapmak oluyor. Oyun, bizi yavaş yavaş aydınlanma sürecine hazırlıyor. Bu süreçte terk edilmiş bir sürü alana giriyoruz, bizi etkileyici ve kimi zaman da ürpertici hikâyeler bekliyor. Yürüdüğümüz süreçten her ne kadar sıkıcı olabileceğine değinerek bahsettiysem de yanılgıya düşmeyin sakın. Kesinlikle o çöl atmosferini veriyor, kendinizi o nedenle de sıkılmış hissediyorsunuz. Hazır havalar ısınmışken bende büyük bir etkisi oldu. Beraberinde girdiğimiz kapalı alanlar, kimisi çöl temasında kimisi değil, kesinlikle atmosferi çok iyi verilmiş yerlerdi. Oyunun sayabileceğim eksileri kesinlikle artılarını yok etmiyor. Dikkatli oynarsanız hevesinizi alana değin onlarca saat sürecek bir macera sizleri bekliyor.
Diyelim ki işler yolunda gitmedi ve solucan tarafından yendiniz. O zaman ne olacak? Bu kadar ilerleme kat etmişken canınızın sıkılmasını kesinlikle anlıyorum ama çölün içinde olmamıza rağmen etraf oldukça malzeme kaynıyor. Bunun en güzel kaynağı da kampları yağmalamaktan geçiyor. Haritayı daima göz önünde tutarak yeniden doğuş noktaları ve birden fazla barınak yapmanızda fayda var. Mümkünse barınakları gerçekten birden fazla yapmaya çalışın çünkü bir seferde tüm eşyalarınızın gitme fikri hiç keyif vermeyecektir. Kimisini depo olarak kullanabilirsiniz bile.
Çok vaktinizin olduğu bir dönemde, saatler geçtiğinde sorun yaşamayacağınız bir dilimde, çevrimiçi hayatta kalma oyunlarını seviyor ya da bilginiz dahilinde olduğunca şans vermek istiyorsanız Dune: Awakening aradığınız oyun olabilir. Şansınız varsa arkadaşlarınızla deneyimlerseniz belki de daha çok keyif alırsınız. Rol yapma unsuruyla öne çıkan bir yapım olmaması nedeniyle karakter oluşturma sürecini, çeşitliliğini ve oyun içerisindeki gelişmelerimizi yeterli buldum. Baharat seride olduğu kadar bu oyunda da oldukça önem arz ediyor. Hayatta kalma oyunu tecrübesi ve Dune evreninde vakit geçirme gözüyle oynarsanız beklentinizi doğru seviyede ayarlarsınız diye düşünüyorum. Biraz sabırsızca hareket ettiğim için çok matah bir barınak yapamadım ama oyunculardan boş alan bulabilirseniz harika yapılar yapabileceğinizi düşünüyorum. Diyeceklerim bu kadar gibi gözüküyor. Gerisi tamamen sizin özel tecrübenize kalmış. Sorunuz varsa yine sorabilirsiniz ama bence o detayları oynarken keşfetmeniz çok daha hoş olacaktır. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazıya kadar görüşmek üzere! İyi günler ve iyi oyunlar dilerim, sağlıcakla kalın.
