Forever Skies İnceleme

Forever Skies’ın PC inceleme kopyası, Far From Home tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Selam! Bugün sizlerle birlikte kıyamet sonrası temasında keşif-hayatta kalma oyunu olan Forever Skies’ı incelemek için karşınızdayım. Dilerseniz tek, dilerseniz de üç kişiye çıkan gruplarla deneyimleyebileceğiniz bu oyun bize uzun bir oynanış vadediyor. Uzay gemisiyle bir yerlerden bir yerlere uçarak maceralara atılmak ilginizi çektiyse, daha ne duruyoruz? Hadi, incelememizin detaylarına geçelim.

Uzay gemisiyle hurdacılık: Forever Skies

Forever Skies, oyun ilerlemesi olarak çizgisel fakat oynanış açısından kısmen açık dünyaya sahip bir keşif-hayatta kalma oyunu. Zaman geçtikçe geliştirdiğimiz ve genişlettiğimiz uzay gemimiz, oyun süresince bizim en büyük dayanağımız oluyor. Balonla uçan bir gemiye uzay gemisi demek ne kadar doğru, emin değilim fakat incelemede öyle devam edeceğim.

Tamamen oyuncuya kalmış kişileştirme şekliyle dilediğiniz biçimlerde geminize oda, hatta kat bile çıkabiliyorsunuz. Tabii ki de bunlar keşif süresince bize avantaj ya da dezavantaj olarak dönüyor. Mahvolmuş bir gezegende zemine oldukça alçalamadığımız gibi gemimizin yükselmek için belli başlı sınırları bulunmakta. Bununla birlikte enkaz hâline gelmiş hurdadan farksız binalardan tehlikeli dev bitkilere değin birçok engel, bu süreçte bize zorluk çıkartmak için bekliyor. Bunun çözümü aslında oldukça basit. Ne mi? Hemen açıklıyorum.

Kabataslak bir şekilde hurda diyarındaki ütopik uğraşlarımız adeta bizi bilim kurgu filmlerinden alışık olduğumuz kahraman hikâyesi içerisine atıyor. İnsanlığın sonunun gelmesini önlemek bizim elimizde. Bunun için çıktığımız yolda kaynak oldukça önemli. Mekaniklerimiz aslında oldukça basit fakat eğitim sürecinin oyunu kavramak için oldukça can alıcı olduğunu düşünüyorum. Bu sebepten olacak ki arkadaşlarınızla deneyimlemek isteseniz dahi oyun, öncelikle size tek kişilik oynanışta belli bir yere kadar gelmenizi şart kılıyor. O oyun tek başınıza bir kere oynanacak!

Kaynak sıkıntısı görev temelli olmadıkça kolay kolay çekeceğiniz bir şey kesinlikle değil. Özellikle oyun süresince mütemadiyen kullandığınız ve kullanacağınız ürünlerin yapımı için gereken kaynaklar gerçek anlamda her yeri sarmalamış durumda. Önce bulunduğumuz yerdeki atıklarla başlayan süreç, daha sonra etkileşime girebildiğimiz uzak mekanlar sayesinde adeta ufkunuzu açıyor. Açıkçası havada uçan cisimcikleri çekebildiğimizi fark ettiğim an, kendi adıma dördüncü duvarı yıkan karakterle olan etkileşimden farksız bir şaşırma yaşadım. Tabii; sizde öyle bir etki bırakır mı, bilmiyorum. Bu kısım benim bildiğim bir şey değildi, keza ben biraz dramatik bir insanımdır. Tepkimin abartılı gelmesi olağan, yine de doğalından keşfetmek değişik bir deneyimdi. Ve cazip bir etkileşim olduğu her şekilde aşikâr, bağımlılık yapması da cabası. Bu kısım biraz arkadaşıma dayanan bir yorumum çünkü toplama işlerini genelde o yaptı.

Açık dünya sunumu, çizgisel görev yapısı ve gemi hızı sebebiyle keşif belli sınırlara sahip

Oyunu tecrübe etmek için bize gönderilen iki kod sayesinde arkadaşımla birlikte deneyimleme fırsatı buldum. Açıkçası tek başınıza ve arkadaşlarınızla oynarken oyunun kesinlikle bambaşka bir yapıda olacağını düşünüyorum. Tek başınıza oynarsanız huysuz ve keyifsiz bir şekilde çıkabilir, arkadaşınızla oynarsanız oldukça eğlenebilirsiniz. Bunun sebebi tamamen mekanikler ve oyunun harita dizaynıyla alakalı.

Arkadaşım etraftaki hurdaları toplarken ben genel olarak geminin sürülüşünden ve beraberinde getirdiği zorlukların bilincinde geminin geliştirilmesinden sorumlu oldum. Karşımıza çıkan engellerin balona veyahut gemi duvarına çarpması gibi sıkıntılar, bizzat sürücü tarafından öngörülmesi gereken ve oldukça gıcık problemlerdi. Üstelik oyunun ilk kısımlarında henüz gemimizi pek de yukarıya kaldıramıyorken karşılaşılan bu olumsuz durumlar, aslında oyunun açık dünya sayılabilmesini zedeleyen yegane unsurlardan. Zaten çizgisel hikâyesi sebebiyle ister istemez haritanın belli kısımları sonradan keşfedilir olmakla birlikte, geminin mekanikleri genel olarak bu keşif ve yol sürecini pek de eğlenceli kılmıyor. Hâl böyle olunca kaynak veyahut görev sebepli olmadığı takdirde mekan arayışına da giresiniz gelmiyor.

Oyunu eğer arkadaşınızla oynuyorsanız sizi sıkacağını zannetmiyorum. En azından bu değindiğim gemi sorununu çözdüğünüz takdirde saatlerin nasıl aktığını kolay kolay fark etmemeniz mümkün. Ama genel olarak keşif sürecinin yarattığı olumsuz durum, oyunun oynanış süresi hesaba katıldığında kimisinde süreklilik açısından ciddi sorunlar yaratabilir. Oyunda 16 görev bulunmakta. Oynanış süresi 30 saat dese de kesinlikle 30 saati aşkın bir deneyimin sizi beklediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Kendi adıma gemiyi sürmek o kadar sıkıntı olmadı. Sıkıntı daha çok beraberinde gelen durumlardan kaynaklıydı: Motoru hızlandırmamıza rağmen bir yerden bir yere gitmenin uzun sürmesi ve genel olarak hep yollarda olmamız, oyunun biraz daha mekaniksel olarak cilalanma ihtiyacı taşıdığı kanısına vardırttı.

Yemek yiyor, su içiyor, uyuyor, geziyor ve bol bol mücadele ediyoruz

Binanın içinden sanki model var olmamışçasına geçebilmemiz ve ölmüş yaratıkların hâlâ yaşıyor gibi ayakta gözükmesi gibi problemler oyunun akışını zedeleyecek unsurlar değil. Fakat bazen hurdaları topladığımız ya da eşyaları taradığımız araçlar gibi önemli eşyalarımızın çalışmamaya başladığı olabiliyordu. Bunun gerçekten bir sebebi olduğunu düşünmüyoruz, tamamen hata gibiydi. Bazen benimki sorun çıkartırken bazen de arkadaşımınki sorun çıkartıyordu. Ölünce düzelmiyor fakat ne hikmetse uyuduğumuzda toparlıyordu. İlginç bir deneyimdi. Neyse ki birlikte oynuyorduk, böylece gemimize saldıran yaratık geldiğinde ve o eşyamız çalışmadığında gemimizi savunmasız bırakmanın önüne geçebildik. Fakat bu durum düzeltilmezse tek kişilik oynanışta büyük problemler yaratabilir. Bir de arkadaşım gibi göğe yükselebilirsiniz. En değişik yaşadığımız hata oydu sanırım. Anlatılmaz, yaşanır.

Deneyimimde aklımda kalan ve sizi de etkileyebileceğini düşündüğüm olumsuzluklar bu kadardı. Eğer bunları tolere edebileceğinizi düşünüyorsanız ya da oyun hakkında düzgünce bilgi sahibi olmak istiyorsanız geri kalan mekanikleri de düzgünce sizlere anlatayım. Tabii, bunları anlatırken gerekli yerlerin altını çizmem gerekiyorsa yine belirteceğim. Fakat bundan sonraki kısımların olumsuz sayılması biraz daha kişisele dönüyor, ön yargıyla yaklaşmamanızı rica ederim.

Oyunda kolay, orta ve zor olmak üzere üç farklı zorluk türü bulunmakta. Kayıtlarınızı dilediğiniz şekilde tek kişilik ya da çoklu sunucu olarak açabiliyor, zorluğunuzu her seferinde değiştirebiliyorsunuz. Zorluğunuz, daha çok sizin öldüğünüz zaman eşya kaybedip kaybetmeyeceğiniz gibi tamamen opsiyonel durumları içeriyor. Oyunun akıcılığı ve gidişatı konusunda tereddütteyseniz kolay modda oynamanızda hiçbir sakınca olmayacaktır. Eğer zorluktan memnun olmazsanız dilediğiniz zaman sunucudan çıkabilir ve zorluğunuzu değiştirip yeniden giriş yapabilirsiniz.

Oyunun mekaniklerine ve sunulan zanaat seçeneklerine alışmak zor değil. Oyun zaten yeterince katman katman olacak şekilde bunları ilerlemeyle doğru orantılı olarak bizlere sunuyor. Eğitim sürecinde elinizden ne kadar tuttuğu tartışılır. Ben çevreyle daha çabuk etkileşime girip alana adapte olurken arkadaşım benim aksime etrafta uçuşan hurdaları toplayabileceğimizi keşfetmiş, onun da tam tersi çevreyle etkileşimi aksamıştı. Bu gibi oyuncudan ötürü değişkenlik gösterebilecek süreçler sebebiyle keskin bir yanıt veremem. Diğer zanaat ağırlıklı hayatta kalma oyunlarındaki gibi biraz daha sizin kurcalamanıza bağlı gelişiminiz hızlanacak ve kolaylaşacaktır.

Oyunda depolama alanı oldukça önem arz ediyor. İleride işe yarayacak fakat henüz sırası gelmemiş zanaat malzemelerini toplamak, onları saklamak ve rahatlıkla hareket edebileceğiniz bir iç dizayn tasarlamak esas işimiz diyebilirim. Yanlışım olmazsa bir tane tasarım zanaat makinesi hariç diğer hepsiyle etkileşimimiz zorunlu oluyor. Tabii, oyunu daha çok zorlaştırmak isterseniz yapmasını öğrenmeyebileceğiniz ürünler de bulunmakta. Fakat görev için gerekli bağışıklık sistemi yükseltmesi, görev alanına giriş için gelişmiş pervane ve çok amaçlı olarak kesme görevini görecek bıçak gibi elzem içerikler de bulunmakta. Bunlar için gerekli malzemeleri görev içinde henüz keşfetmeyecekseniz şayet önceden toplamış olmanız çok daha iyi olacaktır. Aksi takdirde alanda daha çok gezinecek, sıkışma tehlikesine girecek ve belki de oyuna karşı olumsuz bir izlenime kapılacaksınız.

Oyunun görevleri keyifli, seyahati sıkıcı. Mekanikler biraz daha cilalanansa tadından yenmez!

Anlayacağınız, bu oyun tamamen hurda toplayıp insanlığı kurtarmak için görevlere yoğunlaşma üzerine kurulu. Az önce çok amaçlı olarak kullandığımız bıçaktan yola çıkarak oyunda belli bir süre sonra bize saldıran yaratıkların da işin içine gireceğini belirtmem gerek. Tabii ki de bir aksiyon oyunundaki kadar muazzam akıcılık, çarpışma ve heyecan beklemeyin. Yine de bitmesi için saniyeler kalan oksijen tüpünüz eşliğinde kocaman yaratıklarla hasar almadan kapışmaya çalışmak stresli ve eğlenceli olacaktır. Mesela, şayet kolay modda değil de daha zor bir modda oynuyorsanız o anların sizde bıraktığı his çok daha farklı olacaktır. Üstünüzdeki eşyaları kaybetmemek için orada gireceğiniz telaş ve heyecan, tabii ki de kolay modda oynayanla bir olmaz. Bunun gibi durumlarda hangisini seçeceğiniz de size kalmış.

Hikâyeden ekstra olarak tekrardan bahsetmediğimi fark etmişsinizdir. Oyunun bir hikâyesi var, yok değil. Fakat ön planda olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Etrafta bulduğumuz yazılar, beraberinde görevlerle de uğraşırken bize çözüm açısından yol gösteriyor. Belki derlense aklınızda tutabileceğiniz düzgünce bir hikâye çıkacaktır fakat ben spesifik olarak aklımda tutacağım kadar önem veremedim. Kabataslak, size anlattığım kadarıyla aklımda kalan şey oyunu deneyimlemeniz için yeter de artar diye düşünüyorum. Yani şayet hikâyeye odaklanamaz, aklınızda tutamazsanız büyük bir kayıp yaşayacağınızı zannetmiyorum. Daha çok deneyime ve mekaniklere ağırlık verilen bir yapım. Yani hikâye ağırlıklı bir oyun tabii ki de beklemeyin.

Oyun aslında tamamen bundan ibaret. Tuttuğumuz yaratıkları veya topladığımız bitkileri pişiriyor, arıttığımız suyu içiyor ve görevden göreve koşturuyoruz. Bunu yaparken geliştirdiğimiz gemimizi belli sınırlar içerisinde dilediğimiz gibi dizayn ediyoruz. Benim açımdan mükemmel bir hayatta kalma-keşif oyunu deneyimi değildi fakat arkadaşınızla oynadığınız takdirde saatlerinizin boşa gittiğini hissettirmeyecek bir yapım. Beklentinizi doğru ayarlamak açısından bu oyunu ortalama ya da ortalamanın biraz üstü bir deneyim olarak tanımlayabilirim. Tabii ki de bu çok kişisel. Kimisinin çok seveceği bir yapım olabilir, kimisi nefret bile edebilir. Ben oyunu berbat edecek bir sorunla karşılaşmadım. Anlattığım hatalar oyunun akışını kısmen zedelese de tamamen engel olmadı.

Benim oyun süresince en çok aklımı kurcalayan şey gemi hızı problemi ve balon yerleşimi oldu. Ya da bunu gemi dizaynı olarak da genelleyebiliriz. Balonun tema açısından mantıklı olduğunu anlayabiliyorum fakat hareket ve yerleşimleri ergonomik açıdan çok da verimli bulmadım. Gemiye kat çıktığımda balonun geçtiği yere ne oda ne de eşya koyamıyorum. Balonun konumunu değiştiremiyorum, en azından ben beceremedim. İstersen bir tane daha balon ekleyebiliyorsun, en azından bunu keşfettim. Bu da aslında dediğimiz şeye geri dönüyor. Oyun tabii ki de keşfi oyuncuya bırakabilir, neticede bir şeyi keşfetmenin verdiği haz da güzel bir motivasyon örneğidir.

Yine de eşyaların yerleşimi ve kaldırılması açısından cilalama yapılması fena olmazmış. Özellikle oyunun cilalanması gerektiğini düşündüğüm kısmını burası olarak ekstra belirtebilirim. Aksi takdirde gayet basit gözüken bir gemiyi seyahatte sorun çıkartmayacak şekilde dizayn etmek için dakikalar, belki de saatler bile harcayabilirsiniz.

Oyunda genel olarak bir zaman sorunu var. Bunu tam olarak neyin hesabını genellemeye vurarak elde ettiklerinden emin değilim. Fakat aldığınız yükseltme ve zedelenme süresi de gemiyle bir yerden bir yere gitmek kadar uzun sürüyor. Cidden dakikalar sürüyor, şaka değil. Bir yer için gereken yükseltmeyi erken kullandığımda görev yerine yetişemeyeceği için telaş yapmıştım. Sonra görev yerine de vardık, gerekli şeyleri de hallettik… Yükseltme ancak bitti. Ne yükseltmeymiş arkadaş! Pes doğrusu.

Şaka bir yana, oyunda gemi seyahati esnasında çevresel daha çok etken olsa çok daha keyifli olabilirmiş. Böyle olunca oyun bir süre sonra tekrara düşerek sıkıcılaşabiliyor. Oyun yine de fena değil. Arkadaşınızla ve art arda olmadan oynanırsa eğlencesini ancak koruyacak bir yapım gibi geldi. Genel olarak gökyüzünde geçen bir teması olduğu için görselliğiyle birlikte ambiyansı da oldukça güzeldi. Oynarken bol bol renk tonlamalarının geçişini izlemeyi ve ekran görüntüsü almayı unutmayın! Ve aramızda kalsın: Evcil hayvan severleri oyunda güzel bir sürpriz bekliyor. Gerisini sizin deneyiminize bırakıyorum, bu tarz oyunları çok da anlatmamak lazım.

Bunlar tamamen benim deneyimim. Her zaman dediğim gibi, sadece benim deneyimime bakarak rica ediyorum bir karar vermeyin. Araştırın, başkalarının deneyimlerini okuyup oynanış videolarına da bakın. O zaman eminim ki kendiniz adına en doğru kararı vereceksinizdir. Şayet aklınızda bir soru kaldıysa yorumlara beklerim, giderebildiğimce cevaplamaya çalışacağım. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Bir sonraki incelemeye değin görüşmek üzere! Siz başka yazıya, ben de başka oyuna geçeyim. Sağlıcakla kalın.