Fabledom inceleme içeriğimize hoş geldiniz. Şehir kurma oyunlarının farklı temalarla defalarca kez süslediği 2024 yılında, bir oyun daha erken erişim sürümünü geride bıraktı. Grenaa Games tarafından geliştirilen Fabledom, rahatlatıcı yapısı ve fabllardan esinlenen tatlı evreniyle birlikte piyasaya sürüldü. Mikro yönetimleri, huzurlu oyunları ve en önemlisi fabl hikâyelerini seviyorsanız gelin birlikte bu yeni şehir kurma oyununun detaylarını inceleyelim.
Fabledom İnceleme: Masallar diyarında bir şehir kurma oyunu
Fabledom içerisinde tanıdık birçok masaldan, fabllardan esintiler taşıyan bir şehir kurma ve mikro yönetim oyunu. Aynı zamanda oyunun genel amacı da temasından sapmayacak şekilde tasarlanmış ve sizi ilerisini görmeye iten bir yapıya sahip. Kendi peri masalı krallığınızı oluşturarak hayatınızın aşkını bulmak ve bu sırada şehrinizi doğru şekilde yönetmek için iyi bir yönetici olmalısınız. Aksi takdirde, Kırmızı Başlıklı Kız çok öfkelenebilir veya Yedi Cüceler ile ters düşebilirsiniz.
Esasında bir şehir kurma oyunu
Her ne kadar peri masallarından esintiler içerse de Fabledom, yabancılık çekmeyeceğiniz bir şehir kurma oyunu. Vatandaşlarınızın, yani “Fablings” adı verilen bu karakterlerin yaşaması için evler yapıyor, üretim için atölyeler inşa ediyor ve yine bu karakterleri üretim atölyelerinizde çalıştırıyorsunuz. Belirli aralıklarla şehrinize yeni kişiler katılıyor ve eğer yeterince yaşam alanınız varsa genişlemeye devam ediyorsunuz.
Temel oyun döngüsü de yine nüfus üzerinden ilerleyen bir yerleşim ünvanı sistemi üzerine yerleştirilmiş. Yani nüfusunuz arttıkça yavaş yavaş küçük köy, kasaba, küçük şehir ve büyük şehir gibi kademeli bir yükseliş ile ilerliyorsunuz. Her yeni ünvan, sizin için yeni görevlerin ve yeni özelliklerin kilidini açıyor. Bu ilerleyiş tarafında oyunun kozlarını elinde uzun süre tutmaktan çekinmediğini fark ettim. Yani siz “açılabilecek her şeyi açtım herhalde” diye düşündükçe yeni binalar veya mevcut binaların daha gelişmiş halleri karşınıza çıkmaya devam ediyor. Bu sayede oyun, sizi daha uzun süre sıkılmadan başında tutabiliyor. Sakinleştirici bir yapısı olduğundan “sizi daha uzun süre huzurlu tutuyor” desem yanlış olmaz. Oyunun kozlarını hemen oynayıp da oyuncuyu bir kaosun içine sürüklememesini beğendiğimi de söylemeliyim.
Her kayıt dosyanız prosedürel şekilde oluşturulmuş rastgele haritalarda başlıyor. Harita oluşturulduktan sonra yerleşmek istediğiniz bölgeyi seçiyor ve buraya ilk şehrinizi kuruyorsunuz. Siz bir tanesini aldıktan sonra, oyun diğerlerine otomatik olarak farklı krallar atıyor ve bunlarla ileride görüşebiliyor, hatta arkadaşlığın ötesinde samimiyetler de kurabiliyorsunuz.
Diplomasi sistemi var ve burada hayatınızın aşkını bulabilirsiniz
Zamanla ilerledikçe diğer krallıklara ulaklar göndermenizi sağlayan yeni binaların kilidini açıyorsunuz. Bu sayede artık diğer krallıklarla diplomatik –ve bazen de romantik– ilişkiler kurabiliyorsunuz. Zaten bütün bu şehir kurma ve büyütme kaygısının ardında tek bir temel amaç yatıyor; hayatının aşkını bul ve onunla sonsuza dek mutlu şekilde yaşa!
Peri masallarından fırlayıp gelmiş gibi görünen Fabledom’da diğer krallıkların prens ve prensesleri ile ilişkilerinizi artırmak için onlara hediyeler göndermeniz gerekiyor. Aynı zamanda, her karakterin farklı kişilik özellikleri bulunduğundan göndereceğiniz hediyenin cinsi de değişiyor. Burada öyle çılgın derinlikte bir mekanik yok ve doğru hediyeyi gönderip, biraz da kur yaptıktan sonra istediğiniz prenses veya prens ile romantik bir ilişkiye başlayabiliyorsunuz.
Rastgele karşılaşmalar ve köyünüzün kahramanı ile etkileşimler bulunuyor
Köyünüz, kasabanız veya şehriniz belirli bir ilerleme sağladığında bir binanın kilidi açılıyor ve burada kendi “kahramanınızı” edinebiliyorsunuz. Bu kahramanı kontrol ederek yerleşkenize gelen rastgele karşılaşmalar ile etkileşime girebiliyorsunuz. Örneğin köyünüzün bir sınırında Kırmızı Başlıklı Kız belirdiğinde, kahramanınızı götürüp kendisiyle konuşmasını sağlıyorsunuz. Burada kaynak harcayarak edinebileceğiniz kısa süreli geliştirmeler almanız mümkün oluyor. Yine bu rastgele karşılaşmalardaki karakterler de peri masallarından alındığı için bazen tanıdık yüzler görüp tebessüm edebiliyorsunuz.
Açıkçası peri masallarını bir şehir kurma oyununa uyarlama fikri hem çok parlak, hem de oynaması çok keyifli olmuş. Çocukluğumda dinlediğim, okuduğum karakterlerin bu şekilde karşıma çıkması bana hem bir çocuk gibi neşeli hissettirdi. Aynı zamanda ne kadar yaşlandığımı da fark ettim fakat burada oyunun bir suçu yok; zamanı durduramıyoruz sonuçta.
Peki bu oyunun hiç tuzlu tarafları yok mu?
Elbette var. Peri masallarından fırlamış gibi görünse de Fabledom’un da kendi içerisinde zayıf kaldığı noktalar yer alıyor. Örneğin, az önce size peyderpey bir ilerleyişin olduğundan ve yeni binaların kilidinin yavaşça açıldığından bahsetmiştim. Bu ilerleyişi beğensem de daha fazla kaynağı işlemek için ihtiyacım olan üretim binalarına, beklediğimden çok uzun süre sonra kavuştum. Bu da haliyle, hammaddeleri anlamlı kaynaklara geçirme sürecimi yavaşlattığı için beni aynı binadan fazlaca birkaç tane yerleştirmeye itti.
Ağır ilerleyiş, cazibenin kontrolünü güçleştiriyor
Fabledom’da bölgelerinizin cazibe oranları da bulunuyor. Cazibesi yüksek yerlere ev yaptığınızda daha mutlu bir halkınız oluyor fakat üretim binaları, bulundukları civarın cazibesini düşürüyor. Haliyle ihtiyaçlarım için çok fazla üretim binası yapmak zorunda olduğumdan, cazibe dengesini bir türlü ayarlayamadım. İşler iyice sarpa sarmasın diye sonradan yerleştirebileceğiniz dekorasyonlarla bu cazibe işini kotarmanız mümkün olsa da başta sizin için büyük sorunlara yol açıyor.
Tuzlu yanlarına son olarak, incelemeye direkt bir etkisi olmayacak ancak Türkçe dil desteği tarafına da dikkat çekmem gerekiyor. Bu oyunu İngilizce oynamak hayli güç, eğer çocukken okuduğunuz peri masallarının İngilizce isimlerini bilmiyorsanız daha da güç. Bu nedenle, Türkçe yerelleştirme ile bu oyunun olduğundan iki kat daha keyifli bir hale geleceğini düşünüyorum. Türk oyuncular adına bu talebimizi yayıncı şirkete ulaştırma şansına sahip oldum. Umarım bu yönde olumlu gelişmeler yaşanır ve ileride sizlerle mutlulukla paylaşabiliriz.
Şehri görsel olarak takip etmek hayli güç
Öte yandan binaları takip etmek de oldukça güç. Örneğin, bir görev için üretim emrini verdiğiniz bir bina tamamlanana kadar etrafta dolaşıp farklı binalar, farklı görevler yaptıysanız, ilk yerleştirdiğiniz binayı bulmanız biraz zaman alacak. En azından ben böyle hissettim. Bir tuşa basılı tuttuğumuzda ilgili binaların isimlerini ya da sembollerini gösteren minik bir arayüz hilesiyle aşılabilecek bu durum, boş bırakılmış. Bu nedenle şehriniz iyice büyüdüğünde binaları takip etmek zorlaşıyor ve vatandaşlarınızı yönetebildiğiniz arayüzün binalar için olan versiyonu bulunmuyor.
Teknik tarafı ne alemde?
Fabledom, stilize bir sanat tarzı seçmiş. Bu sayede oyundaki 3D modellerin büyük bir kısmı düşük poligon sayılarına sahip. Hal böyle olunca, sistem gereksinimleri de fazla yüksek değil ve genel performanstaki tutarlılığı sağlamak da kolaylaşmış. Şehrin iyice büyümeye başladığı taraflarda bile ciddi performans sorunlarıyla karşılaştığımı söyleyemem. Ancak varsayılan olarak açık şekilde gelen kromatik aberasyon gibi işleme sonrası efektleri, uzun vadede göz yorucu olabileceğinden kapatılması gerekiyor.
Performanstan yana bir sorun yaşamadığım gibi, gözüme çarpan ciddi hiçbir bug da olmadığını fark ettim. Zaten bir erken erişim dönemini geride bıraktığından, oyunun mevcut sorunlarının hepsinin oralarda bir yerde düzeltildiğini düşünüyorum. Teknik açıdan Fabledom, eli yüzü düzgün bir oyun olmuş ve büyük ölçüde sorunsuz çalışıyor.
Uzun lafın kısası
Velhasıl kelam Fabledom, nevi şahsına münhasır bir şehir kurma oyunu olmuş. Gerek oyun tasarımında belirlenen amacın sevimliliği, gerekse peri masallarından esinlenilerek yaratılan atmosferi gerçekten çok hoşuma gitti. Bu kalibredeki bir oyuna göre oldukça iyi süreçleri geride bıraktığı aşikar. Şimdi de daha iyilerine doğru gittiğini söyleyebilirim.
Bence Fabledom, şehir kurma oyunlarını ve Stardew Valley gibi huzur verici oyunları bir arada görmek isteyen oyuncular için harika bir oyun olmuş. Dünyanın başınıza yıkılmadığı, alev toplarının tepenizden yağmadığı ve sadece biraz huzur bulabileceğiniz bir oyun arıyorsanız, göz atmanızı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.
- Bu incelememizi de okuyun: “The Settlers: New Allies“
Benim oyundan size aktaracaklarım şimdilik bu kadardı, oyunun fiyatı, sistem gereksinimleri gibi detayları da Steam mağaza sayfasından öğrenebilirsiniz. Bir başka oyunda, bir başka incelemede görüşmek dileğiyle! Sevgi ve oyun ile kalınız…
