Assassin’s Creed Mirage İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryel Standartlar

Paylaş

Assassin’s Creed Mirage incelememize hoş geldiniz. Gizemlerin peşinde sürüklenen Basim Ibn Ishaq, Bağdat, İslami figürler, cinler, Hidden Ones ve elbette Order of the Ancients… Ubisoft, Assassin’s Creed serisine yeni bir başlangıç noktası oluşturmayı sonunda başardı. Özlediğimiz gizlilik temalı oynanış, karakterlerin seviyelerine bakmadan aksiyona girebilme ve yaratıcılığımızı kullanarak görevleri bitirme kavramlarıyla yeniden tanışıyoruz. İncelemeyi yazarken oyunu henüz birkaç dakika önce bitirmiş olduğumdan, çok taze duygular ile sizlere hikayeye dair kritik hiçbir detayı aktarmamaya çalışacağım. Gelin, Bağdat’ın tozlu sokaklarında bir tur atalım.

Assassin's Creed Mirage - İnceleme
Assassin’s Creed Mirage – İnceleme

Assassin’s Creed Mirage incelemesi

Her şeyden önce bu sene Ubisoft’a bir nazar boncuğu takmak istiyorum. The Settlers: New Allies, The Crew Motorfest, Assassin’s Creed Mirage ve sırada da Avatar: Frontiers of Pandora var. Fransız şirket bu sene gerçekten dur durak bilmiyor ve şu ana kadar oynadığım oyunlarının hepsi bu yoğun ajandaya rağmen “araya sıkıştırılmış gibi” hissettirmiyordu. Detaylara geçmeden önce Mirage’ın da belirli bir kalite çıtasını tepelediğini rahatlıkla söyleyeyim.

Basim Ibn Ishaq’ın inişli çıkışlı hikayesi

Bildiğiniz gibi AC Valhalla’dan tanıdığımız Basim Ibn Ishaq, Mirage’ın da ana karakteri. Bütün olay örgüsü kendisinin etrafında dönüyor ve bu sırada da onlarca farklı karakter ile tanışıyor. Baştan belirtmem lazım, Mirage ne kadar Basim üzerine odaklanmış olsa da etraftaki diğer karakterler de en az kendisi kadar ilgi çekici. Aynı zamanda ana karakterimiz, bu sene oynadığım oyunlar arasında en iyi tasarlanmış ve en iyi diyaloglara sahip karakterlerden birisi olabilir.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Assassin’s Creed Mirage maceramız boyunca Basim’in hayatını hırsızlıkla geçindiren bir garibandan nasıl usta bir suikastçıya dönüştüğüne tanıklık ediyoruz. Daha önce fragmanlardan tanıyacağınız Roshan, kendisinin hayatını kurtarıyor ve Hidden Ones’a katılmasına önayak oluyor. Sonrasında da eğitimimiz ile bizzat kendisi ilgilenip tüm oyun boyunca yanımızda oluyor.

Basim’in hırsızdan suikastçıya dönüşmesi kısmı, oyunu oynayacaklar için başta çok aceleye getirilmiş ve silik kalmış gibi hissettirebilir. Ben de öyle hissettim ve “ne oldu ya bir anda suikastçıya dönüştük” gibi düşündüm. Ancak sebeplerini anlamaya çalıştığımda Ubisoft’a da hak vermedim değil. Bize gereksiz “şunu al buraya götür, şu mentoruna şunu getir” gibi görevler yaptırmamak adına burayı dramatik bir ara sahne ile soslayıp geçivermişler. Ancak Basim’in ilerleyişi buradan sonra gayet tok hissettiriyor.

Bağdat’ın dört köşesinde dört farklı Hidden Ones bürosu bulunuyor. Şehre ilk girişimizde bir bürodan başlıyor ve devamında diğerlerini de teker teker geziyoruz. Her bürodaki görevlerimizi tamamladığımızda Basim’in Hidden Ones içerisindeki rütbesi bir kademe daha artıyor. Artık son büroyu da geride bıraktığımızda cepçi ve hırsız olarak başlayan Basim Ibn Ishaq, tam anlamıyla bir “Usta Suikastçı” oluyor. Bu yolculuk sırasında kendisinin suikastçı cübbesi de sürekli değişiyor. Dolayısıyla sadece isim olarak değil, görünürde de bir rütbe artışı hissediliyor.

Assassin's Creed Mirage inceleme içeriğimizde oyunun nasıl olduğuna dair bütün detayları masaya yatırıyoruz.

Ana karakter kadar etkileyici bir kadro

Fragmanlarda gördüğünüzün ötesine geçip potansiyel oyun zevkinizi zedelemeyeceğim ancak bilmeniz gerektiğini düşünerek bazı detayları paylaşmak istiyorum. Assassin’s Creed Mirage’ın karakter kadrosu oldukça ilgi çekici, ters köşeye yatıran ve içi dolu karakterlerle doldurulmuş. Fragmanlarda gördüğünüz Roshan, Nehal gibi oyunda en çok karşılaştığımız karakterler ile duygusal bağ kurmak gayet kolay. Diyaloglarının etkileyiciliği ve hepsinin Basim’in hayatındaki yerinin net şekilde çizilmiş olmasıyla kolaylıkla bu karakterler ile de bağ kurabiliyoruz. Benim için bu, oyunun ana senaryosunun çarpıcı olması kadar önemli bir konu. Hep söylerim; Oyunlar güzel olabilir ancak onları unutulmaz yapanlar, içerisindeki karakterlerdir. Mirage’ın da akılda kalıcı ve güzel tasarlanmış onlarca karakteri var.

Hayır, Valhalla’yı ya da eski Assassin’s Creed oyunlarını bitirmenize gerek yok

Assassin’s Creed Mirage’ın hikayesi, Valhalla’dan öncesinde geçtiği için Basim’in daha genç yaşlarına tanıklık ediyoruz. Karakteri benimsemek ve olay akışını anlayabilmek için ne eski Assassin’s Creed oyunlarını ne de son oyun olan Valhalla’yı bitirmeniz gerekiyor. Ubisoft, burayı yeni bir başlangıç noktası olarak çok güzel tasarlamış. Bu sayede hem serinin eski hayranları hem de bu oyun ile başlayacak oyuncular, hikayenin tadını birbirine yakın ölçülerde alabiliyor.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Tabii ki daha önceki oyunları oynamış olmanın artısı var, aynı zamanda Valhalla’yı da oynamış olmak bir artı, ancak bir gereklilik değil. Eğer bu köklü seriye baştan başlayacak vaktiniz yoksa ve Mirage’da her gördüğünüz terimin geçmişini bilmek istiyorsanız, internette yer alan lore videoları gayet işinizi görecektir. Hatta fazlasını bile öğrenmeniz mümkün. Zira yeni oyunda herkesi kapsayabilmesi için üzerinde pek durulmayan çok şey var. Bunların eksikliğini çok koyu Assassin’s Creed hayranları hissedebilir ancak seriyle derin bir geçmişi olmayan tüm oyuncular hikayeden mutlu şekilde ayrılacaktır diye düşünüyorum.

İşte bu ya… Gizlilik!

Assassin’s Creed serisinin son üç oyunu Origins, Odyssey ve Valhalla kesinlikle kötü oyunlar değildi ancak bence tam olarak AC oyunları da değillerdi. Çünkü internetin herhangi bir köşesinde bu tür bir oyun bulmak mümkündü. Benim için bu seriyi özel kılan şey gizliliği harika şekilde ele alması ve görev alanında oyuna yaratıcı çözümler sunabilme kabiliyetiydi. Aksiyon RPG türünde bir oyun oynamak istesem, çok rahat bulabilirdim. Odyssey ve Valhalla’yı oynadım fakat ikisini de bitirmedim. Çünkü ikisi de RPG olma kaygısı nedeniyle çok uzundu.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Mirage öyle değil, konsantre ve gizlilik odaklı bir Assassin’s Creed deneyimi vadediyor. Etten kemikten bir insan olmasına karşın Basim’in kullandığı “Assassin Focus” gibi ışınlanarak düşmanı alt etme yeteneği ve farklı işlevleri olan aletleri, size “ultimate insan” gibi hissettiriyor. Bu sayede görevlerde farklı yöntemler ve taktikler geliştirerek indirdiğiniz her düşmanda tatmin olmanızı sağlıyor. Eski Assassin’s Creed oynanışını sevenlerin de muhtemelen en beğendiği yönlerden birisi budur.

Bağdat’ta parkur yapmak oldukça keyifli

Yeni oyun ile birlikte serinin parkur anlayışı pek değişmese de eklenen yeni şeyler çok hoşuma gitti. Uzun sırıkların tepesinden tutunup onlarla sürüklenmek gayet keyifli. Aynı zamanda Bağdat, kompleks bir şehir olduğu için binaların çatılarında dolaşmak eskisinden daha kolay ve zevkli geldi. İslam coğrafyasında evlerin çatıları cami minarelerinden yüksek olmadığından, öyle çok yüksek binalar yer almıyor. Bir yerlere tırmanmak daha kısa sürüyor ve hemen bina tepelerinde dolaşmaya başlıyorsunuz.

Şehrin her karışı oyuncuların parkur yapabilmesi için tasarlanmış gibi görünüyor. Acele ederek geçmeye çalıştığım -ya da peşimde muhafızlar olduğu için mecbur kaldığım- hiçbir yerde parkur sisteminin gazabına uğramadım. Elimin altında eridi de diyebilirim. Bu anlamda parkur yapmak yeni oyunda da en az Assassin’s Creed Unity’de olduğu kadar keyifli geldi. Son üç oyunun dünyaları çok büyük olduğu için şehirlerde bile binek ile dolaşıyordum.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Tabii böyle bir kıyaslama sizlere Bağdat’ın küçük olduğunu düşündürmesin. Yine kocaman bir haritaya sahibiz ve burada gönlümüzce seyahat edebiliyoruz. Şehir surlarının dışında kalan kırsal taraflarda çoğunlukla binek tercih etsem de buraların bomboş bırakılmadığını görünce deve ya da atımdan inip etrafı keşfettiğim de oldu. Tahmin edebileceğiniz gibi çölde bulunduğumuzdan, vahşi yaşamı her yerde görmek mümkün değil. Ancak vahalara gidip su birikintilerinin etrafına yaklaştığımızda geyikler, tavşanlar ve devekuşları gibi vahşi canlıları görmek mümkün. Hatta ben buraları ayrıca beğendim. Çölün kurak ve yaşama müsaade etmeyen atmosferinden bir anda vahaya gidip oradaki canlılığı görünce içim yaşamla doldu.

Türkler, Cinler ve yedi düvelden tüccarlarla renkli ve canlı bir şehir

Assassin’s Creed Mirage’da Türklerin bahsinin geçtiğini gördüm. Aynı zamanda, şehirde paralı asker gibi dolaşan ve birilerinin hizmetinde olan Türkler, Türk derebeyleri olduğuna da şahitlik ettim. Hikayesine dair sizlere hiçbir detay vermeyecek olsam da isim olarak Doğan bin Arslan gibi Türklerle karşılaşmanız mümkün olacak. Haliyle, coğrafyamıza ve tarihimize yakın bir dönemi konu alan oyunda Türk ismini görmek sürpriz olmadı. Ayrıca dilimizde Arapça dilinden geçen isimler de yer aldığından bu benzerlik aslında biraz da evde hissettiriyor. Örneğin Rayhan (biz de de Reyhan), Derviş, Nur gibi karakterler sanki kapı komşummuş gibi hissettim. Komşularımı da hiç sevmem ya, neyse…

Assassin's Creed Mirage inceleme

Oyun çıkmadan önce sizlerle tüm detayları paylaşmaya çalıştığım yazımda Basim’in ne olduğunu anlayamadığı şeyler gördüğünden de bahsetmiştim. Bunlar, zaten fragmanlarda da gösterilen detaylardı. Tahmin edebileceğiniz gibi Basim’in gördüğü karanlık varlık, İslam coğrafyası ve kültürünü konu alan Mirage’da “Cin” olarak hatta “Jinni” olarak geçiyor. Karakterler tarafından da defalarca kez telaffuz edildiğini gördüm.

Bağdat’ın bazı ticari bölgelerinde de farklı milletlerden insanlar görmek mümkün. Örneğin Yunan tacirler, ürünlerini satmak için Dünya’nın merkezi olarak atfedilen Bağdat’a sık sık geliyor. Pazarda dolaşırken kendi aralarında Yunanca konuştuklarını da duyabiliyorsunuz. Aynı zamanda Farsça konuşan Pers tüccarları da karşınıza çıkabiliyor. Haritanın büyük bir bölümünde NPC’ler Arapça konuştuğu için dili bilmeyenlerin anlaması gerçekten imkansız. Ancak bunun da atmosfere farklı bir artısı olduğunu söyleyebilirim.

Assassin's Creed Mirage inceleme

NPC’ler Arapça konuştuğu için söyledikleri kelimeye tam anlamıyla odaklanmıyor ve anlamaya çalışmıyoruz. Bu sayede, haritada gezerken kendi aralarında konuşan NPC’ler sanki sürekli farklı şeylerden bahsediyormuş gibi geliyor. Söyledikleri anlaşılmadığından, her denk geldiğimizde o diyaloglara aynı dikkatsizlikle yaklaşacağımız için her seferinde farklı bir şey duyuyormuşuz gibi hissettiriyor. Ben konuşulan Arapça diline yakın bir lehçeyi gündelik şekilde bildiğimden söylediklerinin bazılarını anlasam da genel olarak “it is all Chinese to me” havasında gezdim.

Bağdat gerçekten canlı bir şehir olarak tasarlanmış. Ürünlerini satmaya çalışan tüccarlar, ellerini arkasına bağlayıp gezen vatandaşlar, arkada halı döven birileri falan derken bazen oyun sizi koşmayı ya da parkur yapmayı bırakıp, doğrudan yürüyerek insan içine karışmaya teşvik ediyor. Dolayısıyla etrafta yürüyen “sıfırlar ve birler” gerçekten birer canlıymış gibi hissettiriyor.

Şehrin dinamizmi sizi bazı şeylere mecbur bırakıyor

Oyunda insanların cebinden aşırabileceğiniz ya da kontratlar tamamlayarak edinebileceğiniz birçok farklı “token” bulunuyor. Türlerine göre bunları kapıyı meşgul eden muhafızlara saldırmaları için paralı askerlere, etraftaki askerlerin dikkatini dağıtması için müzisyenlere ya da size güzel bir indirim yapması için tüccarlara verebiliyorsunuz. Aynı zamanda bu tokenler vasıtasıyla şehirdeki aranma seviyenizi de düşürebiliyorsunuz. Bunlar başta gözümü korkutup beni token aramaya mecbur bırakacakmış gibi hissettirse de sonradan çok kolay temin edebildiğimi görünce rahatladım. Bence kolaylıkla bulunabilmesi de gerekiyordu. Çünkü bazı ana görevlerde işimizi kolaylaştırmak adına token de kullanabiliyoruz.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Aranma seviyesi demişken burada da çok hoşuma giden bir mekanikten bahsetmek istiyorum. Şehirde vatandaşların gözü önünde bir suç işlerseniz, hemen muhafızları çağırmak için çığlık çığlığa adeta kendilerini yerlere atıyorlar. Tabii muhafızlar gelene kadar ortadan kaybolduysanız, kılıç kavgalarına girmenize gerek kalmıyor. Ancak bu vatandaşlar sizin yüzünüzü unutmuyor. Suç işlediğiniz bölgenin dört yanında Murat Palta’nın çizimiyle portreleriniz asılıyor. Artık o bölgedeki herkes yüzünüzü tanıyor.

Kötü şöhretiniz yayıldıysa artık sokakta gören insanlar sizi tanıyıp görür görmez muhafızları çağırmaya başlıyorlar. Bu şöhretten kurtulmak için ya etraftaki çığırtkanlara token vererek adınızı temize çıkarmanız ya da posterlerinizi bulup yırtmanız gerekiyor. Dolayısıyla şehirde işlediğiniz bir suç, hiçbir zaman yanınıza kalmıyor. Aranma seviyeniz yükseldikçe -4 kademe var- muhafızlar sokaklarda ve ilerleyen seviyelerde de çatı katlarında devriye atmaya başlıyorlar. Milletin cebindeki üç kuruşa meyil etmeden önce bunları bilmekte de fayda var.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Düşman yapay zekası hayal kırıklığına uğrattı

Gizlilik oyunlarında, diğer oyunlardan daha zeki -ya da öyleymiş gibi davranan- yapay zekalar görmeyi istemenin bir sakıncası olmadığı görüşündeyim. Assassin’s Creed Mirage’ın düşman yapay zekasının özel hiçbir yanı yoktu. Yani 2014 yapımı Unity’de nasıl çalışıyorsa, hala aynı. Hatta bazen ufaktan görünüp de atlattıktan sonra arkamızdan beyin tutulması yaşadıklarına da şahit oldum. Defalarca kez aynı duvarın tepesine tırmanıp atladıktan sonra yorulmayıp birkaç kez daha aynı şeyi denediler.

Yapay zeka hafif tabirle biraz alık olmuş. Daha iyisini beklerdim. Bu yapay zeka nedeniyle oyun da beklediğinizden daha kolay. Dolayısıyla oyundan gerçekten bir mücadele bekleyenlerin en zor seviyede oynamalarını tavsiye ediyorum. Tabii bu sefer de yakalandıktan sonra gireceğiniz savaşlar çok uzun sürmüyor.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Teknik detaylara geçelim

Her şeyden önce size fikir vermesi adına Assassin’s Creed Mirage’ı Ryzen 5 5600X işlemcili ve Radeon RX 6650XT‘li bir ekran kartına sahip bilgisayarımda oynadım. Oyun da SATA SSD depolama aygıtına yüklüydü. Az sonra anlatacağım tüm deneyimler, bu cihazda yaşandı.

Performans anlamında oyunun büyük kısmını 80 FPS’nin üstünde oynadığımı belirterek başlayayım. Grafik ayarlarım da ultra seviyesindeydi. Açabileceğim ne kadar ayar varsa açtım ve hem oyunu hem sistemimi zorladım. Bazen, özellikle çölde ya da çok fazla yapının olmadığı alanlarda dolaşırken kare hızımın 120’leri bulduğunu da söyleyeyim. Yani benim açımdan Mirage performans konusunda gayet iyi çalışıyor. Zaten Ubisoft’un oyun motoru Anvil gerçekten yeni nesilde en azından benim için sorunsuz bir teknoloji olmayı başardı.

Assassin's Creed Mirage inceleme

Oyunda gözüme çarpan çok fazla bug ya da sorun ile karşılaşmadım. Oyun deneyimim çökme gibi can sıkıcı olaylarla hiç bölünmedi. Hatta şaşırtıcı şekilde oynanış kısmında da pek fazla bug yok. Parkur sistemi tüm Assassin’s Creed oyunlarında olduğu gibi bazen “istenmeyen parkurlaşmalar” yaşasa da genel olarak sorunsuz çalışıyordu. Bu istenmeyen parkurlar da bir duvarın yanından geçerken pat diye üzerine tırmanmaya başlaması gibi şeyler. Benim için pek önemli değildi, hazır çıkmışken seyahatime duvarın üzerinden devam edip hiç bozuntuya vermedim.

Grafikler, manzaralar ve atmosfer

Atmosferden başlayarak oyunun müziklerinin enfes olduğunu hemen tükürmek istiyorum. Gerçekten bazen öylece durup ana menüde, Bağdat’ta ya da çölün ortasında çalan müziği dinlemek istiyorsunuz. Ortadoğu musikisini sevdiğimden midir bilmem fakat ben, Mirage’ın müziklerinden razıyım.

Grafiklere geldiğimizde ise bizi iki ucu olan bir kılıç karşılıyor. Ubisoft teknolojik olarak devrim niteliğinde, ışın izlemeli çılgın grafikleri tercih etmiyor. Bunun yerine ışıklandırmanın gerçekten stratejik olarak iyi yapıldığı, bölüm tasarımlarının manzara seyrettirme konusuna da özenildiği ve atmosferi destekleyen sahnelerle büyülemeyi seçiyorlar. Mirage’a dikkatli bakarsanız çılgın grafikleri olmadığını -ve bu yüzden de- sistem gereksinimlerinin düşük olduğunu fark edeceksiniz. Ancak bu grafik tarzı ya da stratejisi, oyunun manzaralarının büyüleyiciliğine ket vurmuyor.

Assassin's Creed Mirage inceleme içeriğimizde oyunun nasıl olduğuna dair bütün detayları masaya yatırıyoruz.

Erişilebilirlik konusu

Erişilebilirlik seçenekleri arasında sadece Menu Narration bulunuyor. Oyunun ana menüsünde dolaşırken üzerine geldiğiniz her şey açıklamalarıyla beraber okunuyor. Bunun dışında başka bir erişilebilirlik seçeneği göremediğimi de belirtmem gerekiyor.

Uzun lafın kısası

Assassin’s Creed Mirage, hem koyu fanları hem de seriye yeni dalacakları kucaklamaya geldi. Eğer video oyunlarında yaşayan ve kendi dinamiklerine sahip dünyalar sizi cezbediyorsa, Bağdat’a da uğramanızı tavsiye edebilirim. Özlediğimiz gizlilik odaklı oynanış, hikayenin ters köşe etmeleri ve karakterlerin ağırlığı ile hem eski oyunlara göz kırpan hem de yeni oyunlara kapı aralayan bir oyun olmuş.

Daha önce açıklandığı gibi oyunu bitirmek 20-30 saat arası sürüyor. Benim ana hikayeyi bitirmem 20 saat kadar sürdü. Kontratlar, yan görevler ve açık dünya etkinlikleri ile 30 saati de geçerdi diyebilirim. Zaten daha kendisiyle işim bitmiş sayılmaz, Bağdat’ta beni bekleyen onlarca içerik bulunuyor.

Bu sene şov yapmaya devam eden Ubisoft, yine harika bir oyun yapmış. Eğer bir yandan merak edip bir yandan da içinizde bir tedirginlik ile takip ediyorsanız, tedirginliğinizi geride bırakabilirsiniz. Şimdilik size oyundan yana aktaracaklarım bu kadardı, bir başka incelemede daha görüşmek dileğiyle, sevgi ve oyun ile kalın.

Assassin's Creed Mirage - İnceleme
Assassin’s Creed Mirage – İnceleme
Alparslan Gürlek
Alparslan Gürlek
Oyunların yeni yeni yaygınlaştığı dönemlerde bir çocuk olarak video oyunlarıyla ilk bakışta aşk yaşadım. Age of Empires II ile başlayan yolculuk, kendi oyunumu yapmaya kadar ilerledi. Hala oyun sektöründeyim ve hala o ilk kez Age of Empires II oynayan çocuğun tutkusunu taşıyorum.

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Assassin's Creed Mirage, özlediğimiz gizlilik odaklı oyun deneyimini Basim Ibn Ishaq'ın hikayesiyle tekrar karşımıza çıkarıyor.Assassin's Creed Mirage İnceleme