Twitch vb. yayın platformlarının oyun dünyasındaki gücü yadsınamaz. Bu platformlar sayesinde çıkışından yıllar sonra patlayan oyunlara, daha çıkar çıkmaz hit olan işlere tanık oluyoruz. Tabii bu durum da geliştiricilere bir fırsat kapısı aralıyor; çoğu oyunlarının PR’ı için yayınlara bel bağlıyor. PR kısmını bir adım ileri taşıyıp, tamamen yayınlara yönelik oyunlar yapanlar da yok değil. “Yayıncı oyunu” olarak tabir edebileceğim bu işler, hem içerik hem de yapı olarak Twitch‘e entegre edilebiliyor. King of the Castle da bu alt türün en özgün işlerinden biri.
King of the Castle, hem eğlenceli hem de “deneysel”
3000 kişiye kadar oynanabilen King of the Castle, yayıncı ve izleyicilerine eğlenceli anlar sunan bir yapım. Kendisini arkadaşlarınızla da oynayabilirsiniz ama Twitch için kesinlikle daha uygun gibi. Neyse işte, yayıncı kral oluyor. Meclisini oluşturan çeşitli gruplar da onu devirip tahtı ele geçirmek istiyor. Oyunun mantığı gördüğünüz gibi çok basit aslında. Bütün olay oylama ve etkinliklerde yatıyor.
Her bir izleyici, seçtiği grubun bir üyesi oluyor ve oylamalara katılma hakkı kazanıyor. Yani izleyiciler, daha doğrusu meclis üyeleri, hem krallığın hem de kendi gruplarının kaderini tayin ediyor. Bu durum yayını iyice interaktif bir hale getirdiğinden, ortaya yayıncının da izleyicilerin de eğlendiği oldukça keyifli bir yapı çıkıyor.
Grupların başarılı olmak için bir yerden sonra “kolektif bilinç” oluşturması gerekiyor. Yani grup üyeleri tek bayrak altında toplanmalı, oylamalarda ortak kararlar almalı. Bu da oyuna aynı zamanda deneysel bir hava katıyor. Birbiriyle iletişimi olmayan insanların nasıl ve ne şartlar altında birleştiğini görmek oldukça ilginç doğrusu.
