Video oyunları endüstrisinde heyecan 2022’den bu yana iyice tırmandı ve 2025, gerçekten harika geçiyor. Oldukça sevilen serilerin yeni oyunlarıyla karşılaştığımız bu yıllarda birçok beklenen yapım için de duyurular aldık. Bunlar arasında Witcher 4 de bulunuyordu ve CD Projekt RED’in sevilen serisinin devam oyunu için ilk fragmanı Aralık 2024’te görmüştük. Merakla beklenen yeni oyun hakkında detaylar yavaşça gün yüzüne çıkmaya devam ederken, aralarına bir yenisi daha eklendi. Oyunun yönetmeninin açıklamalarıyla birlikte yeni oyun hakkında bazı olumlu soru işaretleri de belirdi.
Witcher 4’te “oyuncu eylemselliği” giderek artacak, yani bir immersive sim olma yolunda ilerliyor
Daha önceki Witcher oyunlarında ve Cyberpunk 2077’de CD Projekt RED’in yavaşça anlatı biçimini ve oyuncu etkileşimlerini nasıl evrilttiğini görmüştük. Oyunları adım adım Türkçe “Sürükleyici Simülasyon” olarak çevrilen “Immersive Sim” elementleriyle güçlenerek geliyordu. The Witcher 4 Direktörü Sebastian Kalemba’nın yeni açıklamalarıyla, serinin yeni oyununda bu vurgunun daha da güçleneceği yönünde fikirler oluştu.
IGN‘e konuşan Sebastian Kalemba, yeni oyun hakkında şu ifadeleri kullandı: “Oyuncu eylemliliğini merkeze koymak istiyoruz. Oyuncuların bu fırsatları gerçekten hissedebilmelerini ve seçim ve sonuçlar söz konusu olduğunda derinlemesine ilerleyebilmelerini istiyoruz. Bu, The Witcher’ın evrimi, yani oyuncuların sadece anlatısal olarak değil, aynı zamanda oynanış açısından da sonuçlara göre hareket edebilmeleri için ellerinde daha fazla araç var. Oyunculara ‘Oyun benim ve deneyimimi ben belirlerim!‘ hissini yaşayabilmeleri için daha fazla araç, daha fazla fırsat vermek istiyoruz.“
Bu açıklamaya göre The Witcher 4’te sürükleyici simülasyon türünün özelliklerini daha güçlü hissedeceğiz gibi görünüyor. Önceki oyunlarda da seçimler çok önemliydi fakat büyük ölçüde anlatıyı değiştiriyorlardı. Öte yandan The Witcher 3’te tanıtılan Mutajenler gibi sistemler ile daha etkileşimli ve oyuncunun özgür kararları doğrultusunda bir oynanış yaratılabiliyordu ancak bunun belirli kısıtlamaları vardı. Şimdiyse Kalemba, oyuncuların kendi deneyimlerini belirleyebilmeleri için daha fazla araca sahip olacağını belirtiyor. Yani ana karakter Ciri olsa da her oyuncunun kendi oyununu oynayabilmesine olanak sağlanacak diye anlıyoruz.
Immersive Sim türü ve oyunları
“Immersive Sim” veya “Sürükleyici Simülasyon” türlerini bilmeyenler için buraya da bir paragraf açmak gerekebilir. Bu tür aslında başlı başına bir oyun biçimini temsil etmese de açık uçlu bir oynanışa izin verilen oyunlar için kullanılıyor. Örneğin Bethesda’nın yayınladığı PREY, Dishonored serisi ve yakın zamanda çıkan Kingdom Come: Deliverance 2 ve Stalker 2 gibi oyunların birer sürükleyici simülasyon olduğunu söyleyebiliriz. Oyuncuya kendi oyun tarzı için müsaade eden, seçimleriyle dünyasına, anlatısına ve oynanışına yön vermesini sağlayan ve bunu cesaretlendiren oyunlar için kullanılan genel bir sınıflandırmadır.
Sebastian Kalemba’nın açıklamaları ve CD Projekt RED’in zaman içindeki değişimi göz önüne alınarak The Witcher 4’teki sürükleyici simülasyon elementlerinin daha güçlü olacağını varsayıyoruz. Oyun hakkında olumlu bir soru işareti oluşturan bu durum öncesinde de Yennefer’ın yeni oyunda boy gösterip -gerçek anlamda- göstermeyeceği tartışılıyordu. Peki sizce oyuncunun etkileşimine daha açık bir The Witcher oyunu nasıl olurdu? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın.
