Tek bir Türk oyun geliştiricisi tarafından yıllardır geliştirilmekte olan To Pixelia, oyunculara vadettiği devasa dünyasıyla daha ilk görüşte dikkatimizi çekmeyi başarmıştı. Biz de oyunun geliştiricisi sevgili Ömer Kaan Öztürk ile görüştük ve bu yaşam simülatörünün bizlere neler sunabileceğini en ufak detayına kadar öğrenmek istedik.
To Pixelia | Atarita özel röportaj
Not: Bu kısım itibarıyla To Pixelia’nın geliştiricisi sevgili Ömer Kaan Öztürk’e sorularımızı ilettik ve kendisi olabildiğince detaylı bir şekilde cevapladı.
1) İlk önce en temel soruyla başlayalım. To Pixelia nedir ve biz oyunculara tam olarak ne vadediyor?
To Pixelia, en kısa ve öz tabiriyle; piksel sanat grafikleriyle hazırlanmış bir rol yapma oyunu ve yaşam simülatörü.
Temelinde oyuncunun yeni bir hayata başlamak için yola çıktığı bir serüveni konu alıyor. Pixelia adındaki bu ülkede, tamamen bir yabancısınız ve karakterinizin hayatını dilediğiniz şekilde sıfırdan şekillendirme fırsatına sahip olacaksınız. Yani siz nasıl dilerseniz, öyle oynayacaksınız.
Yeni bir ülkeye geldiniz ve herhangi bir tanıdığınız, işiniz gücünüz, eviniz barkınız yok. Bir ev mi tutacaksınız, yoksa bir işe mi gireceksiniz? Oyun bu konuda sizi tamamen özgür kılarak, hayal gücünüze bırakıyor. Dilerseniz emlakçıdan bir ev kiralayabilir, satın alabilir, ya da bir otelde kalabilirsiniz. Ya da parktaki bir bankta yatarak da geceyi geçirebilirsiniz, fakat burada üzerinizdeki değerli eşyayı kaybetme riskiniz olacak. Bu serüveniniz boyunca yolunuz yüzlerce farklı karakterle kesişecek ve onlarla dilediğiniz gibi bir etkileşim kurup, ilişki oluşturma özgürlüğüne sahip olacaksınız.
Son olarak, bir şehir yaşamında en önemli şeylerden birisi paradır ve bu konuda da To Pixelia, oyunculara para kazanmanın bir sürü yolunu sunuyor. Pixelia’nın İş Merkezine uğrayarak, kendinize uygun bir iş bulabilirsiniz. Çalışmak, tabii ki para kazanmanın tek yolu değil. Her ne kadar tasvip etmesem de; hırsızlık, soygun, yağma, kumar gibi yollar ile borsaya yatırım gibi oyunda geçiminizi sağlamanın çeşitli yolları var.
2) To Pixelia, kendisini tam anlamıyla bir yaşam simülatörü olarak tanıtıyor ve bir basketbol oyuncusundan tutun, başkan da dâhil olmak üzere karakterimiz için istediğimiz mesleği seçmemize olanak sağlıyor. Bu da oyunun sunacağı kapsam açısından büyük bir soru işareti bırakıyor. Bizlere oyunun kapsamını kısaca anlatabilir misiniz?
Oyunun en güçlü olduğunu düşündüğüm özelliklerinden bir tanesi oldukça zengin kapsamlı içerik sunması. Her türlü oyuncu kitlesinin ilgisini çekebilecek bir oynayış mekaniği var. Örneğin meslek kısmını ele alırsak; garsonluk, kasap çıraklığı, fırıncılık, temizlikçilik, modellik gibi meslekler low-tier (düşük katmanlı) meslek grubuna giriyor. Bu meslek gruplarında performansınıza yönelik para kazanacaksınız, yani ne kadar ekmek o kadar köfte. O günkü iş gününde kötü bir performans sergilediyseniz, günlük kazancınız düşecek ve devamlı kötü performanslarda işinizden kovulabileceksiniz.
High-tier (yüksek katmanlı) meslekler ise Pixelia’daki koleji tamamlayıp diplomanızı aldığınızda yapabileceğiniz meslekler. Bunlar için şu an bir yazılım firmasında bilgisayar programcılığı olarak çalışmak ve politikacı olup başkan adayı olmak var. Politikacı konusuna birazdan daha detaylı değineceğim.
Basketbol oyunculuğu, kafes dövüşçülüğü, müzisyenlik, ressamlık, yazarlık, hırsızlık gibi işleri de yan meslekler olarak adlandırabiliriz.
Müzisyen olduğunuzda bir müzik besteleyebilir ve o müziği sokaklarda çalarak para kazanabilirsiniz. Bestelediğiniz müzikler ile kayıt stüdyosuna gidip onları albüm haline getirip, müziğinizden telif gelirleri elde edebilirsiniz. Ayrıca müzik grubu kurabilir ve grubunuza bir baterist, gitarist, solist veya piyanist pozisyonlarına bir müzisyen tutabilirsiniz ve o pozisyonlardan dilediğiniz birini siz doldurabilirsiniz.
Ressamlık işinde ürettiğiniz resimleri sanat galerisinde satıp gelir elde ederken, yazarlıkta da kitap yazıp, bir basım evinde bastırıp, satışlardan pasif gelir elde edebileceksiniz.
Son olarak, başkanlık belki mesleklerin “bölüm sonu canavarı” olarak görülebilir, ama aslında nihai bir hedef değil. Politik parti kurup, partinize danışmanlar tutup, politikalarınızı belirleyip başkanlık için seçim yarışına katılabilir ve ileride başkan olduğunuzda, yasalar çıkarıp, vergiler belirleyip, dış ülke ilişkileriyle Pixelia’yı yöneten bir başkan olabilirsiniz, her ne kadar oranın yerlisi olmasanız da. Ama bir sonraki dönem seçimlerinde, kötü bir yönetimle ve çeşitli yolsuzluklarla o koltuğu kaptırabilir ve her şeyi kaybedebilirsiniz. Bir bakmışsınız ki tekrar garsonluk günlerine geri dönmüşsünüz!
3) To Pixelia gibi bir oyunun geliştirilme sürecini oldukça merak ediyoruz. Bize bu süreçten ve geliştirilme aşamasında yüzleştiğiniz zorluklardan biraz bahseder misiniz?
Oyunun gelişme sürecinin ilk aşamaları tamamen plansız ve programsız şekilde “oyunda şu özellik olsa nasıl olur, şunu eklesem nasıl olur, bu olsa nasıl olur” diye diye bir sürü özellik birikmesiyle geçti. Aslında benim geliştiriciye dönüşme sürecimi çok güzel yansıtıyor To Pixelia, çünkü öğrendiğim şeyleri direkt olarak oyunun içine naklediyordum.
Uzaktan eğitim ve COVID’den ötürü karantina olunca, daha da fazla vakit bulabiliyor ve her gün uyanır uyanmaz kahvaltımı yapıp, kahvemi alıp bilgisayar başına geçiyor ve yatana kadar oyun üzerinde çalışmaya başlıyordum.
Bu süreç içerisinde en zorlayıcı şeyler, bu vücut için oldukça sağlıksız çalışma tempomun dışında, oyun içinde herhangi bir hata ile karşılaştığımda, o hatayı çözmek için tamamen tek başına olmamdı. Danışacağım deneyimli bir mentorum yoktu. Yardım isteyeceğim çalışma arkadaşım yoktu.
Çok şükür ki internette benim karşılaştığım sorunlarla daha önce karşılaşmış onlarca insan ve onların forumlarda açtıkları konu başlıkları vardı.
4) Bizler de dahil olmak üzere oyununuzu büyük merakla bekleyen bir kitle var. Şu anda belirsiz olan çıkış tarihi hakkında küçük bir ipucu verme şansınız var mı?
Ekim 2020’de başlayan bu serüveni yine Ekim ayında tamamlamak çok anlamlı olurdu ki, doğum günüm de zaten 31 Ekim. Güzel bir tesadüf olurdu kendi açımdan.
Ama bazı şeyler belirli olana kadar kesin bir tarih vermekten çekiniyorum, o yüzden tam sürüm için, eğer her şey planlanan şekilde ilerlerse, 2023’ün son çeyreği ile 2024’ün ilk çeyreği arası bir tarih demem daha isabetli olacaktır.
5) Bu tam anlamıyla bir yaşam simülatörü ve sizler de oldukça iddialısınız. Oyununuzda aile, arkadaşlık ve evlilik gibi temel ilişkilere nasıl yer verdiniz? Bu ilişkileri nasıl şekillendireceğiz?
To Pixelia içerisinde etkileşimde bulunabileceğiniz 200’e yakın karakter var. Her birinin kendine has kişilikleri bulunuyor. Yani kişilik özelliklerinin uyuştuğu kişiler ile etkileşiminiz daha rahat geçecekken, bazı karakterler ile bu daha zor olacak. Dilediğiniz kişiyle sohbet edebilir, onlara şaka yapabilir, flört edebilir, hakaret edebilir veya tehdit edebilirsiniz ki bunların hepsinin sosyal yönden sonuçları olacak.
Aynı zamanda bu karakterlerle olan ilişkinizi belirleyecek epeyce bir faktör var. Oyun içindeki ismiyle “Sosyal Faktörler”, sizin diğer karakterler ile etkileşimlerinizin başarılı ya da başarısız olmasında doğrudan rol alıyor. Karakterinizin giydiği kıyafet, açlık seviyesi, hijyeni, ruh hali, konuşma kabiliyeti, karizması, daha önce o kişiyle kavga edip etmemeniz, sabıka durumunuz gibi şeyler, diyaloglarınıza oldukça yön verecek. O yüzden kişisel ihtiyaçlarınızın yanı sıra yaptığınız hareketler de sosyal ilişkilerinizi etkileyecek.
Evliliklerde, yaşam partneriniz eğer bir eviniz varsa oraya taşınacak ve günlük yaşantısına sizin evinizde devam edecek. Her ne kadar şu anki oyun sürümünde mevcut olmasa da çocuk yapma özelliğini ve çocuk sahibi olmanın getireceği özel durumları da tasarlamayı düşünüyorum.
Ayrıca arkadaş olduğunuz karakterlerin evine girebilecek, onların evindeki eşyaları kullanabileceksiniz. Çok iyi arkadaş olduğunuz karakterlerle de belirli mekanlara takılmaya gidebileceksiniz.
6) To Pixelia fikri nasıl ortaya çıktı?
O dönem COVID’ten dolayı üniversitede uzaktan eğitim alıyorduk ve karantinadayken değerlendirebileceğim çok boş vaktim vardı. İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyordum ve İngilizcenin yanına koyabileceğim yeni bir dil öğrenmek istiyordum ki aklımda Almanca öğrenmek vardı. Tam Almanca öğrenmeye başlamıştım ki bilişim sektöründe iş yapan, fikirlerine çok değer verdiğim kuzenimle konuşmamdan sonra yazılım dili öğrenmeye karar verdim.
İlk başlarda oldukça plansız ve programsız tasarlanan bu oyunu belki de bugünkü şekline sokan şeylerden en önemlisi, en büyük destekçilerimden biri olan ağabeyim ve onun verdiği feedbackler idi. Dıştan bakan birisinin fikirlerini almasaydım, belki yaptığım işte kaybolabilirdim veya bugünkü haline dönüştüremeyebilirdim. Ve biraz da hayatın gidişatı bu oyunu ortaya çıkardı. Galiba COVID olmasa bu oyun hiç olmaz, onun yerine şu an çok güzel şekilde Almanca konuşuyor olurdum.
7) Sizin To Pixelia çıktığında oyuncuları oldukça şaşırtacağını düşündüğünüz favori özellik hangisi?
Favori bir kısım belirtmem çok zor çünkü tüm özellikler benim eşit derece sevdiğim evladım gibi.
Ama farklı olduğunu düşündüğüm özelliklerden bir tanesi başkanlık sistemi. Politik parti, seçimler ve ülkeyi yönetme gibi şeyler biraz olsun klasik bir yaşam simülatörü özelliğinden çıkıp başka bir türe yöneliyor diye düşünüyorum. Strateji oyunu oynarmış gibi idare edeceğiniz bir süreç olacak, getireceğiniz yasalar, seçeceğiniz politikalar, alacağınız fonlar ve yapacağınız vergi ayarları halkın belli kısmını sinirlendirirken, diğer kısımların desteğini almanızı sağlayacak ve yılın sonunda seçimlerde etkisini gösterecek. Aynı zamanda Pixelia dışında diğer ülkelerle de ilişki kurup, onlarla diplomatik etkileşimlerde olabileceksiniz.
8) PAX East 2023 maceranız nasıldı? Oyun hakkında nasıl geri dönüşler sağladınız?
PAX East 2023, oyunumun oyun severlere ilk kez demo sürüm olarak sergilendiği bir etkinlik oldu. Fakat aynı zamanda orada olamadan katılım yaptığım bir fuar oldu. Bir vakit önce anlaştığım ve bir sürü konuda epey yardımını aldığım yayıncım Crytivo, bu fuardan bahsetti ve katılmak isteyip istemediğimi sordular. Karar verildikten sonra onların orada açtıkları stantta oyunumu ilk kez demo sürümüyle orada oyun severlere tanıtmış olduk.
7-8 saatlik fark sebebiyle bazen gece 4 gibi uyanıp telefonuma baktığımda, oyun hakkında oldukça pozitif mesajların hesabıma geldiğini görüyordum. Sonra uyku sersemliğinden kafamı yastığa gömüp uyumaya devam ediyordum. Böyle garip bir süreçti ama çok değerliydi çünkü ilk kez bir oyun sever kitlesine çıkmıştık ve bunlar oyun hakkında ilk geri dönüşlerimdi. Şimdi daha da üstüne katarak, haziranda düzenlenecek Steam Next Fest’e hazırlanıyoruz ve Türk oyun severlerin de değerli geri dönüşlerini merakla bekliyor olacağız.
9) Türkiye’de oyun geliştiricileri kullanacakları oyun motorlarını seçerken genelde erişebilirlik ve öğrenme kaynaklarının zenginliğini ön plana alıyor. Siz projeniz için en uygun motoru seçerken nelere dikkat ettiniz ve geliştirici adaylarına bu aşamada hangi adımları takip etmelerini tavsiye edersiniz?
Benim Unity seçmem tamamen tesadüfiydi. C# öğrenmeye karar vermeyip, C++ öğrenseydim, Unreal’ı seçerdim. Ama bugün geriye bakıp düşündüğümde, tesadüfen de olsa doğru tercihi yaptığımı düşünüyorum ve yine Unity’i seçerdim. Oyun motorlarından birisini diğerinden daha çok önermem çünkü sadece Unity üzerinde uzmanlaştım. Unreal, Godot ve Game Maker Studio gibi diğer oyun motorları hakkındaki bilgim üstünkörü.
Şunu biliyorum ki yukarıda ismini verdiğim tüm oyun motorlarından tek başına çalışmış geliştiriciler tarafından başarılı yapılan kaliteli oyunlar var. Zaten geliştiriciler tek başlarına sınırlı imkânlarla bir iş yapacaklarsa ortaya çıkacak iş hangi oyun motoru olursa olsun çok farklı olmayacaktır. Şahsen geliştirici adaylarının başlangıçta nispeten öğrenmesi bir nebze daha kolay ve zengin öğrenme kaynakları sunan, internette aktif bir topluluğu olan bir oyun motoru seçmesi daha mantıklı olacaktır.
Ama kişisel fikrimi verecek olursam, Unity’i şiddetle tavsiye ederim, çünkü internette çok aktif bir topluluğu mevcut, forumlarında ulaşamayacağınız bilgi neredeyse yok, sürekli gelişmekte olan bir oyun motoru ve ileride başka bir firmada işe girmeyi düşünürseniz, Unity kullanan bir geliştirici olarak mobil sektöründe de çok fazla iş imkânına sahip olacaksınız.
10) To Pixelia maceranız hakkında değinmek veya anlatmak istediğiniz bir hikâye var mı?
Değinmek istediğim son şey, To Pixelia’nın aslında benim çocukluğumun ve ergenlik dönemlerimin oyunlarının harmanı olduğu.
İyi bir geliştirici, iyi bir oyuncu da olmalı. Çocukluğumda Playstation 1’de oynadığım GTA 1’den, ergenlik dönemimde oynadığım Sims’ten ve üniversite ilk yıllarımda oynadığım ve yaşam simülatörü ile hiç alakası olmayan Crusader Kings 2’den bir sürü esinlendiğim özellik oldu. O yüzden bol bol oyun oynayın, esinlenin ama üstüne bir şeyler katarak yeni şeyler üretin!
Okuyan herkese sevgilerimi gönderiyorum, hoşça kalın!
Sevgili Ömer Kaan Öztürk’e bizlere katıldığı ve sunduğu şahane cevaplar için teşekkür ediyoruz. Atarita olarak, sizleri To Pixelia’ya dair özel içeriklerle buluşturmaya devam edeceğiz. Şimdilik görüşmek üzere. Eğer To Pixelia hoşunuza gittiyse, oyuna destek olmak için Steam’de istek listenize ekleyebilirsiniz.
