Dün öğleden sonra The Witcher 4 teknoloji demosu bir süreliğine interneti ele geçirdi ve çeşitli görüşler ortaya atılmaya başlandı. Kimileri CD Projekt RED’in kötü şöhretli Cyberpunk 2077 tanıtım sürecine atıfta bulunurken, kimileri de yeni görüntüler karşısında heyecanlandı. Peki burada kim doğru olanı yapıyor? Eh… Aslında hepsi doğru. Fakat neden heyecanlanacağımızı veya neden eleştireceğimizi belirlemeden önce, karşımızdakinin ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Ben de elimden geldiğince dün bize gösterilen “şeyin” ne olduğunu ve nasıl yorumlamamız gerektiğini anlatacağım.
Şeytan ayrıntıda gizl… Hayır, bu bir teknoloji demosu!
Öncelikle terime aşina olmayanlar için teknoloji demolarının neler olduğunu biraz açalım. Bunun için 2020 yılında Epic Games’in gösterdiği “Lumen in the Land of Nanite” iyi bir örnek olacaktır. Zira Epic Games, bu teknoloji demosunu Unreal Engine 5’i tanıtmak ve oyun motorunun yeni teknolojilerini vurgulamak için yapmıştı. Evet, oynanabilirdi ve PlayStation 5’te çalışıyordu. Ancak doğası gereği bu bir tanıtım materyaliydi ve büyük ölçüde geliştiricileri ve yatırımcıları, biraz da meraklı oyuncuları ilgilendiriyordu. The Witcher 4 teknoloji demosu da bundan çok farklı değil. Fakat yanlış anlaşılmaya çok müsait.
CD Projekt RED’in dün gösterdiği her şey State of Unreal sunumu için oluşturulmuş bir sürümden geliyordu. Geliştirici ekibin daha sonra VGC‘ye açıkladığı gibi bu oynanış görüntüleri “Witcher 4’ü güçlendiren son teknolojileri gösteriyordu” fakat “The Witcher 4’ün kendisi değildi.“
The Witcher 4 teknoloji demosu tam olarak ne anlattı?
Yani The Witcher 4 teknoloji demosu ile ilgili şu üç maddeyi bilmek gerekiyor:
- Gördüğümüz şey PlayStation 5’te, ışın izleme açık şekilde 60 FPS çalışıyordu
- Oynanabilir bir demoydu ve sunumda da oynuyorlardı, yani önceden işlenmiş görüntülerden oluşmuyordu
- Oyunun teknolojilerini tanıtsa da oyunun kendisini temsil etmiyordu
Bunun bir teknoloji demosu olması, önceden hazırlanmış ve render edilmiş görüntülerin oynatılması anlamına gelmiyor. Geliştirici ekip, tıpkı Steam’de veya diğer platformlarda indirip deneyebildiklerimiz gibi bir “oyun demosu” hazırlamıştı. Fakat bu demo sürüm oyunun yapısını, hikâyesini veya evrenini değil; kullandığı teknolojileri, içerdiği yenilikleri ve geliştirildiği oyun motorunun potansiyelini sergiliyordu.

Bu denklemde gösterilen demo için “Epic Games’in Unreal Engine 5 reklamı” veya “The Witcher 4’ün teknolojilerine ilk bakış” demek yanlış değil. Ancak bunun oyunun nihai versiyonunu temsil ettiğini düşünmek yanlış. Naçizane tavsiyem, oyunun nasıl oynanacağı veya görüneceğine dair nihai bir görüşe sahip olmak için resmî oynanış fragmanını beklemeniz. Oyunun 2027’den önce çıkmayacağını göz önünde bulundurursak, bunun önünde de en azından bir yıl daha olduğunu söyleyebiliriz.
Peki yine de oyunu bir şekilde göstermek için erken miydi? Belki evet, belki de değil. Yakın zamanda tam üretime geçtiğini bildiğimiz The Witcher 4 dışında pek fazla bir şey bilmiyoruz. Bu nedenle eğer bir şey için çok erkense o şey de muhtemelen yorumlamaktır. Bunu sonraya bırakalım. Çünkü elimizde hala heyecan verici tonla bilgi var. The Witcher 4 teknoloji demosu oyunun ve diğer Unreal Engine oyunlarının sahip olacağı özelliklerle ilgili önemli bilgiler paylaştı. Dilerseniz bu “gerçek mi, değil mi” tartışmalarını bir kenara bırakarak CD Projekt RED’in asıl vurguladığı şeylere göz atalım.

Witcher 4’ün üzerine inşa edileceği teknolojilere göz atalım
Dün cımbızla seçip bazı şeyler üzerine çok konuşmuş olsak da State of Unreal sırasında 15 dakikalık bir The Witcher 4 sunumu gördük. “Epic Games ve CD Projekt RED ortaklığıyla hazırlanan bu teknoloji demosunda” Unreal Engine 5.6 ile açık dünya oyunlara yönelik gelecek yeni teknolojiler ve iyileştirmeler vurgulandı. Aslında demonun alametifarikası da bu özelliklerin ilk kez, popüler bir marka ile gözler önüne seriliyor oluşuydu. Yani ana odak The Witcher 4 gibi görünse de aslında Unreal Engine 5.6 idi. Motorun yeni sürümüyle ve özellikleriyle birlikte 5.7 ile gelecek bazı yenilikleri de paylaştılar.
Animasyon teknolojilerinde ilerleme kaydediliyor
Unreal Engine’in “multi character motion matching” veya “çoklu karakterler hareket eşlemesi” teknolojisi, Ciri ve Kelpie arasındaki bağlantı ile vurgulandı. Oyunda Kelpie ve Ciri’nin farklı birer aktör olduğunu, senkron ve pürüzsüz şekilde hareket etmeleri gerektiğini düşünün. Bahsi geçen teknoloji de bu durumu iyileştirmeye ve daha kesintisiz animasyonlar göstermeye odaklanıyor. Bu yalnızca The Witcher 4 özelinde değil, diğer Unreal Engine oyunlarında da görmeyi bekleyebileceğiniz bir teknoloji. Kelpie yerine bir motosiklet veya Ciri yerine başka herhangi bir aktör de geçebilir. Mesela Cyberpunk’ın devam oyununda ana karakterinizle bir motosiklet kullandığınızı düşünebilirsiniz…

“Unreal Chaos Flesh Solver” ile gerçekçi kas animasyonları
The Witcher 4 teknoloji demosu sırasında Kelpie’nin kaslarının gösterildiği bölümü görmüşsünüzdür. Burada Epic Games, Unreal Engine’in sıradaki sürümleriyle makine öğreniminin de yardımıyla gerçekçi deformasyonların mümkün olacağını vurguluyor. Bu örneği ise Kelpie’nin kasları üzerinde gösteriyor. At koştukça, ilgili kas grubu da gerçeğe uygun şekilde kasılarak gevşiyor. Bu sayede daha organik ve gerçekçi bir görüntü yakalanıyor.

“Nanite Foliage” açık dünya oyunlarının genel sorununu çözebilir
Nanite, Unreal Engine 5 ile tanıtılmış ve çok yüksek poligonlu objelerin daha az işlem gücüyle işlenebilmesini sağlayan bir teknoloji olarak kullanıma açılmıştı. Bu teknoloji şu ana kadar oyunlardaki 3D varlıklar üzerinde kullanılabilse de Unreal Engine içerisinde yeşillikler -yani foliage- daha farklı ele alınıyor. The Witcher 4 teknoloji demosunda da gösterildiği üzere bu teknolojinin ilerleyen dönemde yeşillikler için de kullanılabileceği belirtiliyor. Bu da çoğu açık dünya oyununun performansına ziyadesiyle yardımcı olabilir.
Son 20 yıldır video oyunları endüstrisinde LOD (Level of Detail) teknolojisi kullanılıyordu fakat bu değişecek gibi görünüyor. Nanite Foliage ile uzak mesafedeki ağaç modelleri, biçimselliğini büyük ölçüde koruyarak küçük küplere bölünüyor. Bu sayede işlem yükü düştüğü gibi uzaktan bakıldığında bir ağaç olarak görünmeye de devam edebiliyor. Bu da gelecekteki oyunların optimizasyonu konusunda oldukça umut verici bir gelişme.

300 animasyonlu NPC… Aynı anda… Çıldırmışlar!
The Witcher 4 teknoloji demosu gösteriminin 11. dakikası itibarıyla pazarın içine girdiğini görmüşsünüzdür. Burada birçok farklı Unreal Engine teknolojisi çalışıyor. Bunlar arasında gerçekçi insanlar yaratmayı sağlayan MetaHuman, etraftaki objelerin ve insanların üzerindeki kıyafetlerin salınmasını sağlayan Chaos fizikleri ve irili ufaklı bir sürü teknoloji de bu paydaya dahil. Aynı zamanda şehirdeki tüm NPC’ler birbirlerine ve dünyaya tepki veriyorlar. Bu da olağan şartlarda fazlasıyla işlem gücü isteyen bir durum fakat bu demo, PS5’te ışın izleme açık şekilde 60 FPS çalışıyor. Bunun da bir sebebi var.

Unreal Animation Framework ile oyunda daha önce ulaşılamayan sayıda gelişmiş NPC aynı anda görüntülenebiliyor. Diğer tüm açık dünya oyunlarının karın ağrısı olan bu durum, Unreal Engine 5.6 itibarıyla çözülmeye başlanacak gibi görünüyor. Yukarıdaki görüntüde 300 animasyonlu NPC görüyorsunuz. Bu PS5’te 60 FPS çalışıyordu.
Unreal Engine yalnızca bir oyun motoru değil
Hepimiz onu oyun motoru teknolojisi olarak biliyor olsak da Unreal Engine, film endüstrisinde de kullanılan gelişmiş bir “3D yaratım aracı.” Yeni 5.6 sürümüyle birlikte artık içerisinde geliştiricilerin kendi animasyonlarını oluşturmalarını sağlayan bir sistem barındıracak. Bununla birlikte MetaHuman da yeni sürümle doğrudan motorun içine dahil ediliyor. Bu sayede Unreal kullanıcılarının 3D ihtiyaçları için dışa bağımlılığı da giderek azalıyor.
The Witcher 4 teknik demosu belki oyun özelinde pek bir şey göstermemiş olabilir fakat teknolojik olarak çok daha fazlasını anlattı. Görünen o ki açık dünya rol yapma oyunlarının geleceği Unreal Engine ile belirlenecek.
Witcher 4 için heyecanlandıysanız, problem yok. Hala elinizde heyecanlanabileceğiniz çok fazla bilgi var. Ben de sizlerle aynı tutku ve heyecanı paylaşıyorum. Gelecek oldukça parlak görünüyor.