Intel Monsters Reloaded Turnuvası açık eleme kayıtları devam ediyor!

Valorant takımını topla ve turnuvada yerini al! Büyük ödül için mücadele etmenin yanı sıra benzersiz bir turnuva deneyiminin ve sürprizlerin tadını çıkar. #Reklam

The Outer Worlds 2 İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryal Standartlar

Paylaş

The Outer Worlds 2’nin PlayStation 5 inceleme kopyası, Xbox tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Herkese selam! Bu aralar ne kadar sık oyun çıkar oldu değil mi? Hepsi de insanın beklediği oyunlar olunca şahsen ben yetişmeye zorlanır oldum. Rol yapma oyunlarını seven bir oyuncu olarak The Outer Worlds’ü yıllar evvel bitirmiş, kısmen memnun ayrılmıştım. The Outer Worlds 2’ye dair pek bir beklentim olmasa da bütün düşüncelerimi bir kenara bıraktım ve oyunun başına oturdum. Şimdi ise bütün deneyimimi sizlere aktarmak adına buradayım.

İstikamet Arcadia

The Outer Worlds’ü bitirmiş olsam da oyuna dair pek bir şey hatırladığım söylenemez. Bence çok akılda kalıcı bir yapısı yoktu ve ardından adeta yüzlerce oyun oynadık. Obsidian da bunun farkında olacak ki The Outer Worlds 2’nin hikâyesi neredeyse tamamen bağımsız tasarlanmış. Tabii ki ilk oyuna hakim olmak özellikle evrendeki her şeyi anlamanıza büyük katkı sağlayacaktır ancak şart değil diyebilirim. Obsidian, rol yapma oyunları konusunda gerçekten güzel işler yapan bir firma. Pek ses getirmese de ben Pentiment’i de epey severek oynamıştım. Dolayısıyla yineliyorum, The Outer Worlds 2’ye dair pek bir beklentim olmasa da bir yanım iyi bir oyun olacağını tahmin ediyordu.

The Outer Worlds 2’de bir ‘’Earth Directorate’’ ajanı olarak Arcadia’da büyük bir serüvene çıkıyor, adeta öyküden öyküye sürükleniyoruz. Aslında oyunun beni hem hikâyeleri hem de dünyası konusunda şaşırttığını söylemeliyim çünkü bir RYO sever olarak beklediğimden çok daha iyi bir deneyimle karşılaştım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki The Outer Worlds 2, büyük oranda ilk oyunun izinden giden bir oyun. Bu zaten direkt olmasa da bir devam oyunu hâliyle ve kötü bir şey değil. İlk oyunun yaptığı şeyleri geliştiriyor, küçük de olsa yenilikler ekliyor ve formülün eksiklerini tamamlıyor.

Özellikle oyunun dünyasında ciddi bir gelişme gördüğümü söylemeliyim. Serüvenimiz boyunca ziyaret ettiğimiz gezegenlerde yapılacak o kadar çok şey, tanışılacak o kadar çok kişi var ki… Üstelik işin güzel yanı tüm bunlara gerçekten özenilmiş. Yeni kişiler tanımak, yan aktivitelerle vakit geçirmek ve her şeyi keşfetmek çok başarılı ve bunlar benim bir rol yapma oyununda en çok aradığım şeyler. Şans eseri dahi keşfettiğim yan aktivitelerden edindiğim ödüller, oyun boyunca karakterimin gelişimine ve karşıma çıkan engeller konusunda epey katkı sağladı mesela. Bunlar oyuncuyu sürekli düşünmeye iten, her şeyi keşfetmeye yönelten önemli etkenler.

Tüm bunlara detaylarıyla değineceğim. Şimdilik oyunun ana hikâyesine kısaca değinmek isterim. The Outer Worlds 2’nin ana hikâyesi ortalama 20 saatlik bir deneyim sunuyor diyebilirim. Burada yine temellerin sağlam olmasıyla ilk oyuna nazaran daha akıcı ve orantılı ilerleyen bir ana hikâye ile karşılaştım. Dolayısıyla sürükleyicilik noktasında da büyük oranda başarılıydı. En azından ben kendimi oyunun akışına kaptırabildim ve attığım her adımın sonuçlarıyla bol bol yüzleştim. Yine burada oluşturulan ters köşeler, zorlu karar anları ve her şeyin gidişatının çok çabuk değişebilmesi gibi oyuncuda şok etkisi yaratabilecek, çeşitli duyguları tetikleyecek anlar yaratmayı da başarıyor. Ama ben en büyük keyfi ana aktivitelerden ziyade, oyunun dünyasında vakit geçirmekten aldım.

Kendimi öyle ikilemlerin içerisinde buldum ki ana görevin ne olduğunu unuttuğum zamanlar oldu.

The Outer Worlds 2’deki serüvenimiz boyunca birçok farklı gezegene ve mekana seyahat ediyoruz. Bulunabildiğimiz tüm bu konumlar, gerçekten zekice tasarlanmış yan aktiviteler ve keşfedilmeyi bekleyen unsurlar içeriyor. Yan görev dahi olsa oyun içerisindeki her hamleniz, uzun vadede birçok şeye etki edebiliyor ve belirli görevlerin gidişatlarına katkı sağlayabiliyor. Zaten oyunda bir fraksiyon sistemi bulunuyor. The Order, Auntie’s Choice gibi kuruluşlar var ve tüm bu kuruluşlar kısmen birbirleriyle düşman ve aktif olarak tüm Arcadia’nın kontrolü için savaşıyorlar. Görevi peşinde koşan bağımsız bir ajan olarak bizler de sık sık bu kuruluşlar ile karşılaşıyor, birlikte çalışıyoruz. Tahmin edebileceğiniz üzere belirli raddelerde kritik kararlar vermeniz bu fraksiyonlardan hangileri ile aramızın iyi olacağını belirlememiz gerekiyor.

Yaptığımız seçimler, herkesin bize olan bakış açısını değiştiriyor. Bulunduğunuz gezegendeki her şeyi keşfetmek, insanlarla tanışmak ve onlara yardımcı olmak da size neredeyse her kapıyı açıyor. Tabii tüm bunlar, bir zorluğu da beraberinde getiriyor: kritik kararlar. The Outer Worlds 2’de oynanış stiliniz ve karakterinizi ne yönde geliştirdiğiniz her şeyi değiştiriyor diyebilirim. Örneğin mühendislik konusunda çok gelişmiş bir karaktere sahipseniz teknik konularda çok tehlikeli kararlar vermeniz gerektiğinde bunlardan en iyi senaryo doğrultusunda kurtulmanız fazlasıyla kolay oluyor. Ama eğer o teknik kararı verirken zayıf durumdaysanız zor yolu seçmeniz, işi biraz da şansa bırakmanız gerekebiliyor. Oyun içerisinde bir konuya yaklaşmak için birçok çözüm var. Yani tabii ki her şey tek bir şeye bağlı değil. Sadece kötünün iyisini seçmeniz gerekebilir.

Karakterinizi geliştirdiğiniz yönlerin etkilerini her noktada hissediyorsunuz. Zayıf kalan kısımların sonuçlarıyla birlikte tabii ki. Diyaloglar bunu oyuncuya çok iyi bir şekilde yansıtıyor. Ayrıca kişilerle olan ilişkileriniz de birçok şeyi değiştiriyor. Yani aslında yaptığınız her hamle, oyunda bir noktada karşınıza çıkıyor ve olumlu veya olumsuz her halükârda iyi diyaloglarla yüzleşiyorsunuz. Ben oyunun metin noktasındaki kalitesinin büyük bir çıta atladığını düşünüyorum. Şahsen oyunun burada çıkardığı işi çok beğendim. Diyaloglar yeri geldi güldürdü, yeri geldi sinirlendirdi, yeri geldi farklı duygular hissettirdi. Yani aslında oyunda izleyebileceğiniz yaklaşım seçenekleri çok çeşitli.

Mesela bir köprüden geçmem gerekiyordu ki o köprüden geçmem gerektiğine ben karar verdim. Bu köprü, geçişime izin vermeyen fraksiyonun askerleri tarafından korunurken yakınlarda farklı fraksiyondan bir asker bölüğünün onlarla çatışma içerisinde olduğunu gördüm. Gidip hemen komutanlarıyla konuştum ve komutanı o köprüye benimle birlikte saldırması için gaza getirdim. Komutan, üstlerinden o konumu koruma emri aldığı için ilk etapta sıcak bakmadı ama ben buna küçük konularda yardım edip iyice pohpohlayınca bir kahraman ruh hâline bürünüp o köprüye benimle birlikte saldırdı.

Bu saldırı ‘’öylesine’’ değildi. Adeta bütün işi komutan ve askerleri yaptı. Ben köprüyü ele geçirmede onlara azıcık yardım eder gibi oldum sadece. Köprüyü aldıktan sonra da oradan sınırsız geçişim oldu tabii. Üstelik gizli zulalardan da epey iyi alet edevat buldum. Ben istesem o köprüden geçmek için çok farklı yaklaşımlar izleyebilirdim ama tercih ettiğim yol bu oldu ve sonuçlarını oyun esnasında basit diyaloglarda olsa dahi birçok sefer gördüm.

Tabii sizin için herhangi bir sürprizi kaçırmamak adına sadece bu basit yan örneği vermek istedim fakat yüzleşmeniz gereken çok daha vurucu anların olacağını da söylemeden geçemeyeceğim. Uzun lafın kısası, ben oyunun dünyasına bayıldım. Kendimi tam aradığım bir rol yapma deneyiminin içerisinde buldum. Yan aktivitelerin de gerçekten zekice ve eğlenceli bir şekilde oluşturulmuş olduğunu not düşebilirim. Bu türü sevenlerin keyif alacağını düşünüyorum. The Outer Worlds 2 ile fark ettim ki uzun uzun diyalog okumayı çok özlemişim!

Beni hayal kırıklığına uğratan yanları da yok değil.

The Outer Worlds 2’de görsel anlamda oyunun sürükleyiciliğini bozan bazı hatalarla karşılaştım ve bu hatalar, özellikle yaklaşık 10 saati aşkın süre geçireceğiniz ilk gezegende çok göze batıyordu. Oyunun konsol versiyonuna göre yorum yapacak olursam görselliğin ilk oyuna nazaran ciddi oranda geliştiğini ancak günümüz standartlarında yine idare eder seviyede kaldığını söyleyebilirim. Tabii bu kapsamda bir rol yapma oyununda çok öncelikli konuma koyduğumuz bir şey olmasa da belirtmek istedim.

Özellikle başta çalılar olmak üzere, dünyada gezinirken bazı çevre unsurlarının siz iyice dibine girmeden animasyonlarının tetiklenmediğini ve tabiri caizse ‘’donuk’’ bir biçimde kaldıklarını gördüm. Bu da ortaya gerçekten tuhaf bir görüntünün çıkmasına sebebiyet vermiş. Şikayet edeceğim bir diğer nokta ise oyunun görev akışını ve görev sırasında yapılması gerekenleri oyuncuya sunarkenki verdiği bilgilerin karışıklığı, yanlış yönlendirmeleri.

Bunu ‘’oyun yeterince yönlendirmiyor’’ şikayeti olarak görmenizi istemem. Bu yönde kesinlikle bir şikayetim yok. Oyun direkt yaptığı yönlendirmeyi iyi bir şekilde yapamıyor. Eğer uzun bir görevdeyseniz ve yapmanız gereken birden fazla şey bulunuyorsa oyunun kafanıza fırlattığı ‘’waypointler’’, görev kısmındaki bilgiler ve yapman gerekenler birbirine giriyor, hangisini önceliklendireceğiniz konusunda sorun yaşıyorsunuz. Doğru yerde olmama rağmen saçma sapan gösterilen ‘’waypointler’’den dolayı vakit kaybettiğim çok oldu yani. Kendim daha hızlı keşfederdim. Otomatik kayıt sistemi de çok elverişli değil bu arada.

Bence asıl sıkıntı, mürettebatımızın çok ‘’arada derede’’ kalmış olması. Oyun boyunca bize eşlik eden bu karakterler, fazlasıyla yüzeysel ve ruhsuz kalıyorlar. Robot eşlikçimiz Valerie konusunda bir şikayetim yok ancak diğer karakterleri pek başarılı bulmadığımı söylemeliyim. Oyun içerisinde en çok onlarla muhatap olduğumuz için eksikleri daha çok sırıtıyor, işlevleri kısıtlı oluyor ve diyaloglar ile görevler konusunda nadir örnekler dışında oyuna bir heyecan katamıyorlar.

Birinci oyunda da aynı durumdan yakındığım için oyunu adeta tek başıma bitirmiştim. Burada yine o kadar kötü değildi fakat yine ‘’meh’’ diyebileceğim bir seviye sizi bekliyor. Gerçekten çok ilgi çekici karakterle tanışıp onları ekibe katabiliyoruz fakat çok bir etkilerini görmüyoruz. Daha az vakit geçirdiğimiz ve etkileşim kurduğumuz için görevlerde tanıştığımız karakterler göze batmıyor ve nispeten başarılılar. O konuda bir şikayetim yok. Sadece eşlikçilerimiz biraz daha özenli olsaymış oyunun geneline büyük etkisi olurmuş.

Tüm bunların yanı sıra deneyimim sırasında ufak tefek oyun çökerten hatalar ile karşılaştım. Örneğin bazı yan aktivitelerde tetiklenen diyaloglar doğrudan oyunu çökertiyordu. Bunun ilk fırsatta düzeltileceğini düşünüyorum ancak nadiren de olsa bu tarz hatalar ile karşılaşabileceğinizi söylemek istedim.

Karakter gelişimi ve diğer detaylar

Daha önce karakter gelişiminin oyundaki karar mekanizmasına etkilerinden detaylarıyla bahsettim. O yüzden doğrudan oynanış unsurları konusuna gireceğim. Neredeyse her rol yapma oyununda olduğu gibi karakterimizi oluşturuyor, geçmişini belirliyor ve belirli yetenek ayarlamalarını yaparak oyuna dalıyoruz. Eğer siz de benim gibi oyunu baştan sona birinci şahıs kameradan oynayacaksanız karakterinizi muhtemelen envanter ekranı dışında hiçbir yerde görmeyeceksiniz ancak sevdalıları için üçüncü şahıs kamera seçeneği de eklenmiş. Ne yalan söyleyeyim hiç denemeye bile tenezzül etmedim çünkü birinci şahıs kamera üzerine inşa edilen oyunların üçüncü şahsı pek iç açıcı olmuyor.

Oyunda klasik deneyim sistemi var ve yeterli deneyim puanı kazandıkça seviye atlıyoruz. Seviye atladığımızdaysa yeteneklerimizi geliştirebiliyor, bazı özel perkler açabiliyoruz. Buradaki çeşitlilik güzel ve farklı sinerjiler denemenize, oynanış stilinize göre oyunu şekillendirmenize olanak sağlıyor. Zaten karakter gelişiminin oyuna bolca etki ettiğini de konuşmuştuk.

Konuşmadığımız bir şey var ki bence oyunun en eğlenceli olabilen yanlarından bir tanesi bu. Oyun, sizin oynanış stilinize göre ‘’negatif’’ yönlerinizi belirleyip size olumsuz nitelikler atayabiliyor. Mesela ben bu tarz oyunlarda bir ‘’loot’’ çılgını olduğum için her yeri didik didik ederek oynarım. Böyle olunca da istemediğiniz kadar varlıklı oluyorsunuz. O yüzden biraz savurgan takıldım ve önüme ne çıkarsa satın almaya başladım. Bizim robot Valerie de beni fazla savurgan buldu ve bir çeşit emeklilik sistemine kaydetti. Bu, kazandığım paranın belirli bir kısmını otomatik olarak bir kasaya atıyordu ve bana bazı seviyelere ulaştıkça bonuslar sunuyordu. Hiçbir oyunda başıma bu tarz bir şey gelebileceğini tahmin edemezdim açıkçası.

Dolayısıyla oyun gerçekten size özgür bir oynanış biçimi sunuyor. Her engelin birden fazla çözümü bulunuyor ve buradaki gidişat tamamen sizin kendi oynanış stilinize kalıyor. Bu açıdan beni oldukça tatmin ettiğini söyleyebilirim. Ayrıca belirtmek isterim ki müzik ve ses konusunda iyi iş çıkaran bir yapım. Özellikle karakter seslendirmelerini beğendim ki bu tarz aşırı yoğun diyaloglu bir oyunda çok önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum.

Oyunun aksiyon kısmı ilk oyunda çok sırıttığı için ben diyalog ağırlıklı oynayarak bitirmiştim. The Outer Worlds 2’yi de yine diyalog ağırlıklı oynamayı tercih ettim fakat aksiyon açısından da epey geliştiğini ve pek sırıtmadığını söyleyebilirim. Uzun vadede silah çeşitliliğini zayıf bulabilirsiniz fakat sürekli olarak keşif yaptıkça özel teçhizatlar açılabildiği için bence oyun bu açıdan tatmin ediyor. Düşman geri bildirimleri konusu da idare eder diyebileceğim bir düzeyde. Düşman çeşitliliği de dahil olmak üzere aksiyonu kapsayan her konuyu iyi bir düzeyde ele aldıkları için ilk oyun kadar göze batmıyor.

Son sözler

The Outer Worlds 2, kendi içerisinde bazı negatif yönler barındırsa da benim için beklemediğim derecede keyifli bir rol yapma oyunu oldu. Özellikle ilk oyuna göre iyi bir ilerleme kaydetmiş ve ele aldığı formülleri genişleterek bence serinin sunabileceği potansiyeli kullanabilmiş. Dünyasında vakit geçirmekten ve evrenini keşfetmekten büyük keyif aldığım bir maceraydı. Herhangi bir sorunuz olursa yorumlar kısmında görüşmek üzere diyelim o hâlde. Okuduğunuz için teşekkürler.

Eren Eroğlu
Eren Eroğlu
Selam! Ben Eren Eroğlu. Atarita'nın yönetiminden sorumluyum. Aynı zamanda arada sırada oyun sektörüne dair yazıyorum.

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

The Outer Worlds 2'nin PlayStation 5 inceleme kopyası, Xbox tarafından Atarita’ya gönderilmiştir. Herkese selam! Bu aralar ne kadar sık oyun çıkar oldu değil mi? Hepsi de insanın beklediği oyunlar olunca şahsen ben yetişmeye zorlanır oldum. Rol yapma oyunlarını seven bir oyuncu olarak The Outer Worlds’ü...The Outer Worlds 2 İnceleme