Kazuya sen neler yapıyorsun Kazuya? Bitmedi çilemiz öyle değil mi? Yetmedi mi sana vadedilen bu güç sevdası. Bırak artık peşimizi Kazuya Mishima. Tekken 8 incelemesine hoş geldiniz dostlar. Ufak bir gecikme yaşansa bile sonunda oyunun bana sunduklarına rahat bir şekilde bakabildim ve belirtmem gerekiyor ki dövüş oyunu sevenler derneği bile beni bu oyunda yenemez (kötücül gülüş)!
Tekken 8, bir dövüş oyunu nasıl olmalı sorusuna cevaben yapılmış gibi
Normal şartlarda seriyle içli dışlı birisiyim. Lakin Tekken 7’yi o kadar çok sevememiştim. Oyuncuya sunduğu senaryo güzeldi fakat eski tadı alamamıştım oyundan. Fakat Tekken 8 öyle mi? Bolca aksiyon var, kan-ter ve gözyaşı var, Kazuya var, Jin Kazama var, muhteşem bir aile kavgası var. Daha ne olsun yani? 7’de oyuncuya geçirilemeyen her tür duyguyu sunmayı başarıyor Tekken 8.
Tekken 7’de gerçekleşen olayların 6 ay sonrasına gidiyoruz. Hikaye yine bir aile davası şeklinde ilerleyen yapı sunmayı ihmal etmiyor. Ancak bu sefer Kazuya, tüm dünyada aranan biri konumuna gelmiş. Jin ise içsel dünyasında ufak bir gezintiye çıkarak bizlere eşlik ediyor bu serüvende. Yine bolca aksiyonun yer aldığı Tekken 8 içerisinde farklı karakterler ile de hikaye akışına dahil olabiliyoruz. Oyun boyunca bulunan 15 bölümün kendine has bir tadı ve dokusu var. Sinematik sahneler ile özenmiş bu bölümler içerisinde ağzınız açık bir şekilde senaryoyu dinliyor, daha sonra dövüşlere girerek yeteneklerinizi sergilemeniz gerekiyor.
King of Iron Fist turnuvası da elbette var oyunda. Dünyanın en iyi dövüşçüleri bir araya toplansa bile turnuvanın yarısında akışımızı kesen olaylar neticesinde macera çok daha farklı bir noktaya evriliyor. Jin Kazama’nın içsel yolculuğundan başlayan bu macera, bizleri epik bir aksiyona doğru sürüklüyor.
Peki sadece bu mu var? Diye soracak olursanız, hayır. Oyunda yer alan 32 karakterin de kendine has bir olay örgüsü bulunuyor. Her karakterin kendi yan hikayesini oynayabileceğiniz bu bölümler yeri geldiğinde hemen deneyimlenebiliyor, yeri geldiğinde ise hikayeyi bitirdiğinizde karşınıza çıkıyor. Böylelikle ana serüven kısa sürse dahi yan karakter hikayeleri ile birlikte oynanış süresi de bir hayli uzuyor diyebiliriz.
Arcade Quest modu yeni geldi, ama 40 yıldır varmış gibi!
Tekken 8 ile birlikte gelen Arcade Quest oyun modu, tıpkı bir yaşam simülasyonu tadındaki havasıyla ortama fena bir giriş yaptı. Kendi oluşturduğunuz karakter ile birlikte en yakın arkadaşınızla çeşitli Atari salonlarına giderek burada Tekken turnuvalarında kapışabiliyorsunuz. Yani buradaki ana odak, Tekken serisinin bir “oyun” olmasından ibaret. Yukarıda anlattığım The Dark Awakens hikaye modundan çok daha başka bir akışta ilerliyor.
Mod içerisinde diğer karakterler ile hem etkileşime hem de diyaloga girebiliyorsunuz. Onlara maç teklif edebiliyor ve karakter seviyenizi yükseltmek için dövüşlere girebiliyorsunuz. Bu modu pek fazla deneyimlemediğimi söylemem gerekiyor. Zira ilgimi çekmedi ancak seriye bir yenilik getirme konusunda kesinlikle iyi iş çıkarttığını düşünüyorum. En azından biraz farklılık olsun canım.
Evrene 3 yeni karakter eklendi
Kahve bağımlısı bir Perulu olan Azucena, kendi ayakları üstünde durmaya alışmış ve oldukça güçlü bir konumdaki Reina ve emekliden hallice abimiz Victor Chevalier. Bu 3 yeni karakter sadece seriye dahil olmakla kalmıyor, aynı zamanda ana hikayede de kendilerine yer buluyorlar. Tabii ana senaryoyu oynarken bu karakterlerin diyaloglarını ve diğer karakterler ile olan ilişkilerini anlamak pek mümkün değil. Bu sebeple flashback misali yan karakter hikayelerini deneyimlemek gerekiyor. Böylelikle konuşmalarda neyi ima ettiklerini anlayabiliyorsunuz.
Benim bu 3 yeni karakter arasında oynamaktan en keyif aldığım kişi Victor oldu. Bu emekli olmuş ancak EYT’ye takılmış gibi duran abi, yakın dövüş içerisinde oldukça güçlü kombolar yapabiliyor. Aynı zamanda ağzı da iyi laf yapıyor kendisinin. Siberpunk bir görselliği bulunan bu Fransız karakterin hikayede çok kısa bir yeri olsa bile Arcade modlarda kendisini büyük bir keyifle oynayacağımı belirtebilirim. Hatta King’ten sonra en sevdiğim karakterlerden birisi oldu sanırım.
Oyun modları bir yana, Heat sistemi ise oldukça güzel kurgulanmış
Seriye gelen en büyük yenilik bu Heat sistemi oluyor. Heat barı oyun başında veya ortalarında oldukça işlevli olan bir bar. Bu Heat sistemi sayesinde savunmada ve hatta saldırılarda önemli yol kat edebiliyorsunuz. Aynı zamanda rakiple aranızdaki mesafeyi kapatmak için büyük miktarda dash atma şansınız bulunuyor. Yeni gelen bu sistem ile birlikte özellikle oyun başlarında veya canınızın çok azaldığı zamanlarda kendinize adeta bir yardımcı melek bulmuş gibi oluyorsunuz.
Öte yandan ara sinematiklerin çoğunda artık seçim yapabilme şansımız bulunuyor. Örneğin gösterilen sinematik içerisinde düşman karakter size doğru yumruk atarken onu savuşturabiliyor ve karşı atak yapabiliyorsunuz. QTE olan doğru zamanda basmalı şekilde işleyen bu seçimler, dövüşe nasıl başlayacağınızın da bir parolası aslında. Çünkü hamleyi savuşturmayı başarırsanız rakibiniz karşılaşmaya eksik canla başlıyor. Tam tersi bir durumda ise eksik canı olan kişi siz oluyorsunuz.
Tekken 8 seriye yeni başlayan oyuncular için oldukça kolay, deneyimliler için ise gayet yerinde bir oyun. Kolay mekanikler sayesinde henüz seriye yeni girişmiş kişiler için kolay öğrenme şemaları bulunuyor. Ayrıca Training kısımlarında dilediğiniz karakter ile her komboyu deneyerek elinizi alıştırma konusunda sizlere yardımcı oluyor. Ancak bu dediklerim benim gibi dövüş oyunlarına deneyimli kişilerin gözünü korkutmasın. Çünkü yeri geldiğinde zorlayıcı olabilecek içeriklere de ev sahipliği yapıyor kendisi.
Çevrim içi taraf Tekken 7’ye göre çok daha iyi bir konumda!
Tekken 7’de Online arenalarda insanlar ile kapışmak adeta bir zulüm gibiydi. Uzun süren yükleme ekranları bir yana, karakter seçiminde bile takılan arayüz oyuncuları adeta çıldırtıyordu. Üstüne üstlük bu takılmalar sonrasında oyun istemcisi hata algılayarak hata veriyor ve sizi oyundan atıyordu. Bu gibi zorluklar yüzünden insanlar Tekken 7’nin hikaye modu dışında pek bir içeriğini oynamamıştı. Ancak 8’de bu durum gayet güzel çözülmüş ve inanmayacaksınız belki ama oynaması çok keyifli!
Neden inanmayacaksınız dedim, çünkü bir dövüş oyununun çevrimiçi tarafı ne kadar değişik olabilir diye düşünmüş olabilirsiniz. Klasik, rakip var siz varsınız ve kapışıyorsunuz işte. Fakat Online tarafa en çok ağırlık veren seri bana göre kesinlikle Street Fighter’dır ancak Tekken 8 onu tahtından indirmeye gelmiş gibi duruyor. Hızlı yüklenen maçlar, karakter seçimlerinde dinamik efektler, hızlı yüklenen arenalar ve daha birçoğu çevrimiçi tarafta sizleri bekliyor olacak. Şayet hikaye işlerini bir kenara attığınızda uzun süreler boyunca başından kalkmayacağınız nur topu gibi bir çevrimiçi deneyiminiz olacaktır.
Gelelim teknik sorunlara
Şimdi, oyun elime ulaştığında yaşadığım sorun dünyanın hiçbir yerinde yaşanmadı. Yaşanmadı, çünkü böyle bir sorun hakkında geri bildirimde bulunan kimse olmamış. İncelemenin gecikmesinin ana sebeplerinden birisi de buydu zaten. Oyunu siyah ekran yüzünden oynayamadım!
İlk başta yer alan sinematik sahneden sonra karşıma gelmesini beklediğim ana menü bir türlü gelmedi. Çeşitli yollar ışığında oyunu 3 kere silip tekrar kurmam da bir anlam ifade etmedi. Firmaya ulaştık ve bu sorunu kimsenin yaşamadığını söylediler. Bu sebeple dünyanın her yanındaki meslektaşlarım oyunu güzel güzel deneyimlerken ben armut toplar vaziyette “ne zaman düzelir acaba?” diye yakınıyordum. Nitekim oyunun çıkış günü -yani 26 Ocak, bugün- sorunsuz bir şekilde girdim ve saatlerce oynadım oyunu. Yani sorun ne şahsi bilgisayarımdan kaynaklanıyordu ne de herhangi bir dosya bozukluğundan. Tahminimce bölgesel bir kilidin açılması gerekiyordu fakat o kilidi açacak herhangi bir işlem yapılmadı, yada unutuldu. Artık ne oldu bilinmez ancak bu durumun kesinlikle puana eksi bir şekilde yansıyacağını söyleyebilirim.
Öte yandan oyunun optimizasyon kısmında gerçekten güzel bir iş çıkarttığını düşünüyorum. Gösterdiği PC sistem gereksinimleri kısmında ne yazıyorsa o gerçekten. Ne eksik ne de fazlası isteniyor. Bu sebeple oyunu gönül rahatlığı ile satın alabilirsiniz.
Son sözlerim, sonra Kazuya’ya emanetsiniz!
Yaşanan tatsızlık ve oyuna erken erişemeyişim dışında pek bir sorun ile karşılaşmadım. Hikaye modu 5-6 saat civarında bitebiliyor ve tatmin edici sinematikler ile birlikte heyecan dolu bir aksiyon deneyimi sunabiliyor. Seriye yeni gelen Arcade Quest özelliği oldukça eğlenceli ancak benim gibi işi biraz daha ciddiye alan tarafsanız sizi çok cezbetmeyebilir. Optimizasyonu güzel, oyun modları eğlenceli ve 32 karakterin 32’side eski Tekken havasını solumanıza yardımcı oluyor. Yeni eklenen karakterlerin de evrene tam uyumlu göründüğünü belirtebilirim. Bence gerçekten güzel iş çıkartmışlar ve seriye yeni bir soluk getirebilirler. Hatta ilerleyen dönemlerde muhtemelen bu karakterler -özellikle Reina- çok daha ön plana çıkacakmış gibi bir izlenim aldım ben.
Tekken 8, eski Tekken sevdalılarına teknoloji getiren bir mağara adamı gibi hissettiriyor. Oldukça karmaşık olan bu cümleyi de anlayabilen fikirlerini yorumlara belirtsin bakalım!