İlk olarak Remnant: From the Ashes ile birlikte hayatımıza giren bu seri, birçok oyuncu tarafından ‘’silahlı souls-like’’ olarak anılıyordu. Remnant II, bu tanımı başka bir boyuta taşımış ve aynı zamanda piyasada co-op desteğine sahip olan en iyi yapımlardan bir tanesi hâline gelmeyi başarmış. Gelin, lafı daha fazla uzatmadan incelememize geçelim.
Özellikle ilk oyunu oynadıysanız, aradaki gelişime birebir şahitlik ediyor ve daha ilk dakikalarda etkileniyorsunuz.
Aslında Remnant serisiyle hikâyem birazcık ilginç bir şekilde başlamıştı. Arkadaşlarla birlikte ilk oyuna başlamak konusunda sürekli karar kılıp, kısa bir süre sonra bırakmıştık ve bu birkaç defa yaşandı. En son Atarita’nın özel konsepti olan #4vs1 aracılığıyla bizim ekip ile birlikte oynama fırsatı buldum ve gerçekten keyifli bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Siz de daha önce Remnant: From the Ashes’ı denediyseniz veya izlediyseniz, arkadaşlarınız ile birlikte nasıl bir deneyim yaşayacağınızı az çok biliyorsunuzdur. İşte benim Remnant II’den beklentim fazlası değildi. İlk oyunun üzerine biraz koymuşlardır, birkaç eksiği de giderip oyunu yayımlamışlardır diye düşündüm fakat epey yanıldım.
Remnant II ile birlikte serinin tamamen oturduğunu, potansiyelini keşfettiğini ve küçük eksikler dışında gerçekten şahane bir deneyim vadetmekte olduğunu gördüm. Öncelikle Remnant II’nin Unreal Engine 5 oyun motorunu kullandığını, hâliyle de görsellik anlamında fazlasıyla başarılı olduğunu belirteyim. Tabii oynanış içerisindeki görselliğin en büyük paydaşı da Remnant II’nin başarılı ışıklandırma sistemi. Gene de sanat tasarımı olarak bir FromSoftware oyunundaki etkileyiciliği beklememeniz gerektiğini ve Remnant II’nin bu noktada souls oyunlarının o görkemli atmosferini tam anlamıyla yansıtamadığını da ekstradan eklemek istiyorum.
Bu oyunun en başarılı işlediği nokta, birçok oyuncu tarafından da tanındığı gibi ‘’silahlı souls oyunu’’ olmak. İkinci oyun ile birlikte oyundaki silah sistemi gerçekten oturmuş ve çeşitlilik bakımından Remnant II’nin devasa dünyasına gizemlerle birlikte serpiştirilmiş. Oyun içerisinde birçok farklı sınıf ve oynanış stili var. Aslında bu noktada kullanacağınız silah, tamamen yapacağınız envanter dizilimine göre değişiklik gösteriyor çünkü Remnant II, stratejik açıdan da kafa yormanız gereken bir oyun.
Özellikle çatışmaların verdiği tatminlik ve silah kullanımının sunduğu akıcı oynanış ile birlikte arkadaşlarınız ile birlikte deneyimleyebileceğiniz piyasadaki en iyi co-op souls oyunu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Üstelik eğer daha önce souls oyunlarına aşina değilseniz, arkadaşlarınız ile birlikte bu tarz bir deneyime atılmak türe alışmanız açısından daha sağlıklı olacaktır. Gene de Remnant II’nin işin sonunda bir souls klonu olduğunu ve türün gerçek potansiyelini yansıtmadığını da bilmemiz gerekiyor.
Oyunun hem çok sevdiğim hem de hiç sevmediğim bir yanı var.
Remnant II’de beni ikileme düşüren en büyük nokta, oyunun bölüm sonu canavarları oldu. İşte bu konuda oyunun hem çok sevdiğim hem de hiç sevmediğim bir yanı var. Öncelikle kötü yönünden başlamak istiyorum. Oyun içerisinde yer alan ve ana hikâyeyle alakası olmayan çok fazla bölüm sonu canavarı var, üstelik her birine karşı mücadele etmek de epey keyifli. Bunu büyük bir eksi yapan noktaysa bu yan bölüm sonu canavarlarının eşsiz olmamaları. Yani uğruna özel bir alan tasarlanan, özel oynanış etapları oluşturulan bu bölüm sonu canavarları, oyun esnasında karşınıza sürekli olarak klasik düşman olarak da çıkıyorlar. Yani Remnant II’deki yan bölüm sonu canavarlarının tamamına yakını, aslında her dakika onlarcasını kestiğiniz o klasik düşman tipleriyle aynı kefede.
Sevdiğim noktaysa oyunun ana hikâyesi ile birlikte sunduğu bölüm sonu canavarı karşılaşmaları. Gerçekten görkemli bir mücadele sunuyorlar ve oyuncuyu tedirgin etmeyi başarıyorlar. Her birinin özenle tasarlandığı belli ve oynanış etapları açısından çeşitlilik de sunuyorlar. Remnant II’nin ana düşmanları gerçekten zevkli anlara ev sahipliği yapıyor ve bir önceki eleştirimi gölgede bırakmaya yetiyor. Tabii ki az önce bahsettiğim klasik düşman mevzusu ana düşmanlarda yok. Bunlar tamamen eşsiz tasarlanmış karşılaşmalar ve her biri gerçekten çok iyi.
Oyunu iki arkadaşımla birlikte deneyimleme fırsatı buldum. Karşımıza öyle devasa bir bölüm sonu canavarı çıkmıştı ki ilk gördüğümüzde gözümüzü epey bir korkuttu. Sonrasında yaşanan senaryodaysa bir arkadaşın klavyeden uzaklaşması, diğer arkadaşın da dövüş esnasında her on saniyede bir yere düşmesiyle birlikte bu zorlu çarpışmayı kan ter içerisinde tek başıma tamamlamak zorunda kaldım. Tamamladım da. Gene de sürekli yere düşen arkadaşımın hakkını yemeyeyim, kendisi Medic sınıfını oynuyordu ve karşımızdaki düşmanın kara delik saldırısına kafa atmadan önce bana güzel bir kalkan basabildi. Sonrasında onunla vedalaştık zaten.
İşte bu oyun esnasında karşılaştığımız devasa çarpışmalardan sadece bir tanesinin özetiydi. Bunun gibi birbirinden farklı onlarca macera yaşadık ve her birinden büyük keyif aldık. Zaten Remnant II’yi oynarken oyunun daha çok co-op bir deneyim için tasarlandığını ve sunacağı eğlencenin büyük kısmının bu noktada çıkacağını çok iyi bir şekilde hissediyorsunuz.
Birazcık da oyunun performansına, sırlarla dolu dünyasına ve diğer detaylara değinelim.
Öncelikle Remnant II’nin optimizasyon konusunda bazı problemleri olduğunu ve DLSS gibi teknolojileri kullanmazken oldukça düşük kare hızları ile karşılaşabileceğinizi söylemek istiyorum. O yüzden oyun şu anda bu noktada kusursuz bir deneyim sunmuyor ve üçüncü şahıs bakış açısına sahip, silahlı ve yüksek tempolu bir aksiyon oyununu düşük kare hızı değerleriyle oynamak gerçekten büyük bir zorluk oluyor.
Tüm bunların yanı sıra Remnant II’nin içerisinde bulunduğu dünya kendi içerisinde farklı segmentlere sahip. Oyun esnasındaki her bölüm farklı bir temayı temsil ediyor ve tüm bu temalar sırlarla saklı oynanış elementlerine ev sahipliği yapıyor. Hatta bazı oyuncular, oyunu tam dört yüz saat oynamalarına rağmen oyunun sunduğu her şeyi keşfedemediklerini söylemişti. Gene de bu rakamlar gözünüzü korkutmasın. ”Remnant 2 kaç saat sürüyor?” sorusunun cevabı, oynanışınıza bağlı olarak değişecek 20 ila 25 saatlik bir süre.
Son söz
Remnant II, genel olarak beni şaşırtan ve oynadığım onlarca saat boyunca keyifli vakit geçirdiğim bir yapım oldu. İlk oyuna nazaran oyunun geçirdiği gelişime birinci sıradan şahit olmak ve arkadaşlarımla birlikte bu büyük maceraya atılmak gerçekten eğlenceliydi.
Tabii oyunun 685 TL‘lik fiyatı bence şu anlık epey bir yüksek. Öncesinde oyundaki performans sorunları da dahil olmak üzere birçok sorunun çözülmesini bekleyebilir ve ilk indirim ile birlikte arkadaşlarınızı da satın almaya daha rahat ikna edebilirsiniz. Sonuçta, tek başına pek de tadı çıkmaz gibi.
