Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
KARMA: The Dark World’ün PC inceleme kopyası, Wired Productions tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Selam! Bugün psikolojik korku oyunlarını seven kişilerin ilgisini çekecek bir oyunla karşınızdayım. Distopik bir dünyada, daha çok psikolojik gerilimle hikâyesel anlatımı öne çıkan KARMA: The Dark World ilginizi çektiyse bence bu incelemeye bir göz atmak isteyebilirsiniz. Daha ne duruyoruz? Hadi, zihnimizin derinliklerine girelim.
Anne Seni İzliyor: Distopya Üzerinden Eleştirel Bir Bakış
Zihnimizin derinliklerinde, zaman kavramının yok olduğu bir ana gidiyoruz. Gerçeklik, olay örgüsü… her şey birbirine karışmış, yapboz bulmacalarının toparlanması bizlere kalmış. KARMA: The Dark World, psikolojik korku türü altında bizlere distopik bir evrende toplumun en küçük yapı biriminin bile nasıl etkilendiğini hikâye odaklı anlatımıyla sunuyor. Psikolojik korku oyunlarını korku unsurundan ziyade oyuncuya sunulan insan psikolojisi ve dramı için sevenleri hedef alan yapım, mekaniğiyle örneklerinden sıyrılamıyor. Yürüme simülasyonu diyebileceğimiz çizgisel gidişatta belli başlı etkileşimler harici mekaniksel pek içerik sunulmaması yer yer bulmacalarla giderilmiş.

Oyun, ne kendisini ne de oraya nasıl geldiğini hatırlayamayan karakterimizin kilit anında başlayarak hikâyesine daldığımız bir yapı izliyor. Tek bir şirket tarafından yönetilen teokratik sistem, bize sosyalist bakış açısının içi çürüdüğü takdirde nasıl distopik bir yaklaşımla sonuçlanabileceğini gösteriyor. Şirket için çalışan karakterimiz, daha önce Observer gibi bilim kurgu türündeki korku oyunlarından aşina olabileceğiniz zihin dedektifliğini yapmakta. Vakaları şüphelinin zihnine girerek gözlemliyor, beraberinde tüm psikolojik unsurları da onlarla birlikte deneyimliyoruz.
Yaşananlardan psikolojik bir anlam çıkartmaktan ziyade tam anlamıyla zihnin içine giren, psikolojiyi zorla bizlere yansıtan bir yapım olarak karşımıza çıkan Karma; yaklaşık 8 saatlik deneyimin yarısına değin merak unsurlarını koruyarak tempoyu yükseltiyor. “Bilimsel mi, yoksa doğa üstü unsurlar da işin içinde var mı?”, “Şirket bu durumdan ne kadar mesul?” gibi soru işaretlerini gidermeye çalışırken olaylar derinleşiyor, biz de gittikçe dibe batıyoruz.

Karakterimizin psikolojisi, anlatmak istedikleri asıl konu, beraberinde sistem ve bize sunulan vakalar derken birçok unsuru kısa bir zamanda görsel ağırlıklı anlatmaya çalışmışlar. Bundan dolayı olduğunu sanıyorum ki tempo belli bir süre sonra eski hızını koruyamazken mekaniksel eksikler göze çarpmaya, beraberinde de hikâye ilgisini kaybetmeye başlıyor. Psikolojik korku oyunlarında özellikle çarpıcı hikâyeleri seven ve geriye dönüp baktığımda içimde buruk bir his bırakmasını tercih eden birisi olarak bunları söylüyorum. Oyun sonunda her ne kadar gözlerimi doldurmuş olsa da sürecin son kısmı ve hikâyenin devam oyununa bağlanış şeklini çok yüzeysel buldum.
Birçok şeyi aynı anda yapmaya çalışan yapım, hepsini ortalama düzeyde gerçekleştirebilmiş
Sahne ve karakter tasarımını başarıyla yapan bir oyuna göre sinematik anlatımlarındaki bazı kısımları modelleme açısından yer yer yetersiz, müzik klibinden hâllice buldum. Bu kısımları her ne kadar hikâyeye uygun şekilde bağlamaya çalışsam da çok da ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Keza korku unsuru olarak çok beklentide olmamanız gerektiğinin altını çizmekle birlikte genel etkileşim durumlarının da çok tatmin edici olduğunu söylemeyeceğim. Öyle ki korkutucu olması gereken kısmın tematik olarak bile beni o moda sokamadığı, tamamen bulmaca kısmına odaklanarak laylaylom gittiğim iki sekans oldu. Bunlar da oyunun son kısımlarına tekabül ediyor. Bu örneğimden tam olarak ne demek istediğim anlaşılmıştır diye düşünüyorum.

Oyun özellikle ilk kısımlarda rüyadan rüyaya veyahut tabiri caizse kabustan kabusa geçiş durumunu gayet güzel vermiş. Gerçekçilikten uzak, karanlık, devamlı bir yerden bir yere sürüklenme hatta savrulma durumunu yaşıyoruz. Elbette ki oyunun tamamından aynı gidişatı beklemek doğru değil. Oyun zaten bu sahne geçişlerini çabasızca sağlayabiliyor. Fakat anı dizilerinden ibaret olduğu durumlarda dahi ağzımda hep “Biraz daha olsaymış iyi olurmuş.” tadı kaldı. Hep bir potansiyel var ama kullanılma konusunda yarımlık söz konusuydu. Benim düşüncem bu şekilde.
Şartlar gereğince beni çok etkileyebilecek, sıradışı bir hikâye sunmadı. Fakat 1984 kitabına ve genel olarak distopik eserlere uzak ve dram içeriklerine çok aşina birisi değilseniz etkileyici bulma olasılığınız var. Oyundaki psikoloji kısmının dram dozunu çok ayarlayamamalarından ötürü sonlara doğru zorlama bir boğuculuğu olduğunu düşünüyorum. Bu ne yazık ki korku oyunlarından aşina olduğumuz bir boğuculuk değil. Keşke öyle olsaydı, ayakta alkışlardım. Daha öncesinde dediğim potansiyelini kullanamama, birçok şeyi aynı anda yapma isteğinin sonucu olan ortalama kalite burada biraz daha netleşiyor.

Yanlış anlaşılmasın, şans verilebilir bir yapım olduğunu düşünüyorum. Nihayetinde sonuna kadar merakla oynamış ve dahasını beklemiş birisiyim. Eminim ki geliştiriciler bu yapım hakkındaki yapıcı eleştirileri dikkate alarak devam oyununu yapacaklardır. Zamanı geldiğinde biz de gayet keyif alarak devam oyununu oynarız. Şu an Silent Hill’in yeniden yapımlarını geliştiren Blooper ekibinin Layers of Fear serisini yaptığını ve onların da benzer bir süreçten geçtiğini biliyoruz.
Oyunun akışını bozacak, çökmesine neden olacak ve gözüme çarpan herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Vadedilen mekanikler de yeterli düzeyde, sorun çıkmadan çalışıyor. Hikâye akışı, oyun içerisinde bir film gibi denilecek şekilde düzgünce oturtulmuş ve senaryo diyebileceğimiz kadar akıcı ilerliyor. Günümüzün hikâye oyunlarında doğru dürüst sonu olmayan fiyaskoları geçin, düzgün senaryoya dahi sahip olmayan filmleri bilince bu oyuna dönüp laf etmeyi yersiz buluyorum. Kesinlikle kötü bir yapım değil, sadece çok güzel bir yapım değil. Şans verilebilir fakat potansiyelini yeterince kullanamamış.
KARMA oyunu harici de geliştiricilerinden bilim kurgu üzerine bir yapım görmek isterim. Görsel yaklaşımları özellikle karakter modelleme kısmında çok hoşuma gitti. Bazen sevdiğim korku oyunlarını yeniden dönüp oynamak keyifli oluyor. Şu an hislerim tazeyken bu oyunda da aynı şekilde yapar mıyım, bilemiyorum. Bu konuda birazcık muallakta kaldım. Artık zaman gösterir diyelim. Eğer oyun hakkında gideremediğim sorularınız ya da sorunlarınız varsa aşağıda mutlaka belirtin, elimden geleni yaparım. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazıya kadar görüşmek üzere, iyi okumalar ve iyi oyunlar dilerim. Kendinize iyi bakın ve sağlıcakla kalın.
