Broken Roads İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryel Standartlar

Paylaş

Broken Roads inceleme içeriğimize hoş geldiniz. Oyun endüstrisinde dönem dönem belli türlere dair oyunların sansasyon yaratmasıyla, bağımsız yapımcıların da bu türlere meylettiğini görmek mümkün. Geçen sene Baldur’s Gate 3‘ün şahane çıkışı, başarı üstüne başarı yakalaması aslında CRPG türünü bağımsız geliştiricilerden göreceğimizin apaçık bir sinyaliydi. Bu durumun bir meyvesi olarak yeniden vitrine çıkan bu tür için farklı yapıda oyunlar da gelmeye başladı. Drop Bear Bytes’ın ilk oyunu olan Broken Roads da bu meyvelerden birisi diyebiliriz. Gelin stüdyonun ilk oyununu enine boyuna inceleyip, eleştirilmesi gereken kısımları da eleştirelim.

Broken Roads cazibeden yoksun, çok niş bir kitlenin sevebileceği bir oyun

Broken Roads’a ilk girdiğimde beklentilerimi çok yüksek tutmamıştım. Ancak oyunun motivasyonunun ve hissedebildiğim tutkunun beni devam ettirmesini bekliyordum. Ne yazık ki Broken Roads, sürükleyiciliğini benim zihnimin duvarları arasından geçiremedi. İncelemeye başlarken bunu paylaşmak istedim çünkü maalesef bu oyunu oynarken eğlendiğimi hissedemedim.

Broken Roads İnceleme

Kıyamet sonrası kurgusal bir Avustralya‘da geçen Broken Roads, aslında bir yolculuk hikâyesi anlatıyor. Bana başlarda döneminin efsanelerinden The Walking Dead dizisini anımsatır gibi oldu. Bir grubumuz var ve bu grup ile birlikte kaderin bizi sürüklediği kaçınılmaz olaylar sonrası yer değiştirip duruyoruz. Ancak bu olaylar, grubun yapısı, diyaloglar ve anlatı kalitesi ne yazık ki atmosferin içine dalıp karşılaştığımız şeylerle empati kurmamızın önüne geçiyor. Yani, bu rol yapma oyununda karakterimin pozisyonu ve kişiliği ile yeterince bağ kuramadığım için hep “üçüncü şahıstan” oynuyormuşum gibi hissettim. Dolayısıyla bu durum, oyundaki drama tonunun, çaresizlik hissinin ve mecburiyetlerin bana nüksetmesinin önüne geçti.

Oyuna yüzeysel olarak baktığınızda Wasteland ve Disco Elysium benzerliği hemen dikkatinizi çekecektir. Ben de oynarken bu oyunu yer yer Wasteland’e, yer yer ise Disco Elysium’a benzettim. Ancak eşsiz satış noktası özelinde düşündüğümüzde, bu oyun diğerlerinin harika yaptığı şeyleri onlar kadar iyi başaramıyor ve onların olmadığı alanların hiçbirinde de varlık gösteremiyor. Dönemin agresif pazarındaki rekabete tutunmak konusunda şansını düşüren unsurlardan birisi de bu diyebilirim.

Karakterimizin dünya görüşü bizim elimizde

Broken Roads’ta karakterimizi oluştururken temel yetenekler dışında dünya görüşünü de belirleyebiliyoruz. Pragmatist, Hümanist, Nihilist ve Makyavelist olarak dört ana görüşten birisi için oyunun başında bir kişilik testine giriyoruz. Burada oyun, oyuncuya bir takım sorular soruyor ve cevaplarına göre bir kalıbın içerisine yerleştiriyor. Son derece iyi düşünülmüş bir kısım ve oynanış sırasında da diyalogları ve gidişatı etkiliyor.

Broken Roads karakter geliştirme

Dünya görüşünü seçmeden hemen önce de karakterimizin orijini ile ilgili seçimler yapabiliyoruz. Burada da yine dört geçmiş hikâyeden birini seçerek diyaloglarda öne çıkacak özelliğimiz belirleniyor. Dünya görüşü ve orijin kısımlarının diyaloglara etkisi her ne kadar iyi olsa da söz konusu diyalogların kendi içerisindeki cazibe eksikliği nedeniyle bunun derinliğini pek hissedemediğimi de söylemeliyim.

Bunun dışında karakterimizin “kafa kağıdı” diyebileceğimiz kısmında da onun özelliklerini ve yeteneklerini geliştirebiliyoruz. Seviye atladıkça gelen puanları dağıtarak kendi oyun tarzımıza göre karakterimizin öne çıkan, baskın özelliklerini ayarlayabiliyoruz. Bu sayede oyun tarzımızı en baştan belirleyerek buna sadık şekilde oynayabiliyoruz. Oyunun yarısında farklı bir kişiliğe bürünmek istersek, başta verdiğimiz bu kararlar bizi zora sokabiliyor. Yani aslında insan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur tabiri Broken Roads’ta bize yeniden hatırlatılıyor.

Broken Roads inceleme içeriğimizde Versus Evil tarafından yayınlanan yeni CRPG oyununu detaylarıyla masaya yatırıyoruz.

Bol bol diyalog okuyor ve görevler yapıyoruz

Biraz abartı bir benzetme olabilir ancak oyunda, neredeyse Disco Elysium’da olduğu kadar diyalog okuduğumu fark ettim. Ancak gerek Türkçe yerelleştirmenin eksikliği, gerekse diyalogların Avustralya kültürüyle harmanlanmış olması beni bir türlü olmamın istendiği bölgeye çekemedi. Hep dışarıdan, empati ve bağ kuramadan okuduğum bu diyaloglar tarafından itildiğimi hissettim. Bu esnada bağımsız geliştiricilerin Türkiye’de oyunlarını satmak ve kabullendirmek için Türkçe dil desteği sunmalarının ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha hatırladım.

Diyaloglar sırasında kullanılan yerel tabirler, anlaşılmasını biraz daha kolaylaştırmak adına açıklanarak eklenmiş. Yani renkli bir yazı varsa ve bunun ne anlama geldiğini merak ediyorsanız, fareyi üzerine getirerek açıklamasını okumanız yetiyor. Oyunun geneli boyunca CRPG’lerin öne çıkan özelliklerine Drop Bear Bytes’ın ekstra bir özen gösterdiğini hissetsem de stüdyonun ilk oyunu olduğu için bu özen, deneyim eksikliğinin altında ezilmiş gibi hissettirdi. Yine de gelecek oyunlara dair umutla bakmamı sağladı.

Broken Roads nasıl bir oyun

Görev tasarımları kutunun dışına çıkmayı başaramamış

Görevler sırasında genelde “şunu bul, şunu yap, sonra bana geri dön” kutusunun dışına pek çıkılamamış. Örneğin Merredin adındaki şehrin başkanını seçimlerde daha cazip bir aday yapmak için kendisine söz verip, bize işaretlediği kişilere yardımcı olarak başkana duyulan sempatiyi artırmaya çalıştığımız bir görev var. Burada iki aileye giderek onların şehirdeki sorunları için çözümler üretiyor ve yardımcı oluyoruz. İki ailenin ikisi de beni şehrin bir yerlerindeki NPC’lere yönlendirerek, onlar ile bir satırlık bir diyalog sonrası kendilerine geri dönmeni istedi. Bunu yaptıktan sonra da başkana dönüp “evet ben hepsini yaptım” denmem istendi. Görevlerdeki tasarımsal basitlik nedeniyle oynarken derin ya da heyecan verici bir şeyin içinde olduğum hissi de defalarca kez baltalandı.

Broken Roads Türkçe

Ayrıca, içerisinde sıra tabanlı bir savaş sistemi olan Broken Roads’ın oyunun ilk 3 saati boyunca savaşa neredeyse el sürdürmemesi de biraz tadımı kaçırdı. Sonra savaşlara girdiğimde, taktiksel derinliğin olmadığını görüp ikinci kez hayal kırıklığına uğradım. Taktiksel derinlik hiç yok demek belki de haksızlık olur ancak karşılaşmalar sırasında taktiklerin değil de sayıların savaştığını çok net şekilde hissettim. Bu da hayal kırıklığına uğradığım taraflardan birisi oldu.

Teknik taraf saat gibi, görsel tasarım da oldukça hoş

Bağımsız yapımcıların CRPG gibi geniş kapsamlı türlere girişmesi beni hep endişelendirir. Ancak Drop Bear Bytes mühendislik tarafında oldukça iyi bir iş çıkarmış. Oyunda performans genel olarak yüksek olduğu gibi gözüme herhangi bir bug ya da hata da çarpmadı. Bu anlamda ilk oyununu yapan stüdyo mutlaka bir tebrik hak ediyor.

Görsel tarafta da gerek kullanıcı arayüzü, gerekse oyunun sanat tasarımı gerçekten özgün ve güzel düşünülmüş. Avustralya’nın kıyameti yaşadığı bir senaryoda nasıl görünebileceğine dair fikirler iyi geliştirilmiş ve uygulanmış. İsimlerini yine yad edeceğim fakat bu alanda da Disco Elysium ve Wasteland oyunlarında yaşadığımız atmosferin tadı damağınıza yapışıyor.

Broken Roads

Uzun lafın kısası

Velhasıl kelam Broken Roads, şu anda pazardaki en cazip CRPG oyunlarından birisi değil. Ancak uzun diyaloglar okumayı seven, İngilizce bilgisine güvenen ve savaşlarla pek yüz göz olmak istemeyen oyuncular için bir seçenek olabilir. Henüz bir fiyatlandırması olmadığı için “şu fiyattan alınır” diyemiyorum ancak ben tekrar alacak olsam, fiyatı ne olursa olsun indirim dönemini beklerdim.

Benim oyundan yana sizlerle paylaşacaklarım bu kadardı. Eğer aklınızda hala oyundan yana soru işaretleri varsa ve bunları bilmek sizin için önemliyse, yorumlar kısmında benimle paylaşmaktan çekinmeyin. Bir başka incelemeye kadar kendinize çok iyi bakın, sevgi ve oyun ile kalın.

Alparslan Gürlek
Alparslan Gürlek
Oyunların yeni yeni yaygınlaştığı dönemlerde bir çocuk olarak video oyunlarıyla ilk bakışta aşk yaşadım. Age of Empires II ile başlayan yolculuk, kendi oyunumu yapmaya kadar ilerledi. Hala oyun sektöründeyim ve hala o ilk kez Age of Empires II oynayan çocuğun tutkusunu taşıyorum.

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi: