Mount & Blade II: Bannerlord – War Sails’in PC ön izleme kopyası, TaleWorlds Entertainment tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Ne düşündüğünüzü biliyorum. Hatta bilmenin de ötesinde, hissediyorum. Zira ben de sizler gibi bu DLC hakkında ne düşüneceğimi bilmediğim bir süreç yaşadım. İlk duyurusunda “Warband’e yapılan tarifenin aynısı uygulanıyor” diye düşündüm ve hatta bu DLC için “Viking Conquest 2.0 herhalde” dedim. Sonra detaylar gelmeye başladı ve “E bunun Bannerlord’un 2020 versiyonunda olması gerekmiyor muydu?” dedim. Anlayacağınız, dedim de dedim… Fakat son oynanış görüntüleriyle dağılan bu kara bulutlar, oynamaya başladıktan sonra yerini farklı bir neşeye bıraktı. Bannerlord’un War Sails DLC’sini birkaç gündür oynuyorum ve bıraktığı ilk intibayı sizlerle paylaşmaya hazırım.
War Sails beklediğimizden daha büyük bir DLC
Bannerlord için yayınlanan ilk DLC olan War Sails, düşündüğümüzden de büyük ve oyunda “ayrı bir modül” olarak çalışıyor. Yani nasıl indirdiğimiz büyük içerik modlarını ana oyundan bağımsız şekilde çalıştırmamız gerekiyorsa, bunda da durum öyle. Zira bu DLC oyuna yalnızca deniz savaşları ekleyip çekilmiyor; haritayı ve diğer imparatorluk birimlerini ve oyuna dair alıştığımız “birim anlayışını” değiştiriyor. Artık her medeniyetin birim ağacında bir “Denizci” dalı bulunuyor ve savaşlardaki “birime karşı birim taktikleri” biraz farklılaşıyor.

Bu DLC’nin alametifarikası elbette deniz savaşları ve deniz veya akarsuların artık oynanışın bir parçası olması. Fakat bundan fazlası var. Oynamaya başlar başlamaz fark ettiğim ilk şey Kalradya’daki birçok şehrin yerinin değiştiği oldu. Mesela Batanya ve Sturgiya toprakları arasında bir göl var. Aynı şekilde, diğer medeniyetlerin sınır bölgelerinde de bu tür göller belirmiş. Bazı şehirler “Liman Şehri” olarak belirlenerek kıyıya inerken bazıları da kıyıya yakın olmalarına rağmen bu tasarım tercihinden etkilenmemiş. Ancak Kalradya, büyük oranda şekil değiştirmiş diyebilirim.
Gemilerde talim var
Bannerlord War Sails DLC’sinde liman şehirlerinden yelken açarak denize inilebiliyor. Yine aynı şekilde, denizden liman şehirlerine gelerek tekrar karaya çıkabiliyorsunuz. Yani istediğiniz yerden denize inip, tekrar istediğiniz yerden karaya çıkamıyorsunuz. Eğer daha önce oyunu modlayarak bu özelliği getiren modu yüklediyseniz, o moda benzer bir sisteme sahip olduğunu söyleyebilirim.
Tabii denizlerde seyahat etmek için hem en az bir gemiye, hem de biraz mürettebata ihtiyacınız olacak. Gemileri liman şehirlerinden (hemen hemen 10-25k dinar arası fiyatlarla) satın alabiliyoruz. Fiyatların başta adil olmadığını düşünebilirsiniz ancak daha detaylı bir içerikte değineceğim ekonomik değişikliklerle son derece adil olduğunu söyleyebilirim. Fiyatını ödeyerek hafif, orta veya ağır gemiler satın alıp bunların nimetlerinden yararlanarak denizlerde seyahat edebiliyorsunuz. Seyahat hızınızı hem rüzgâr hem de geminizin/gemilerinizin özellikleri belirliyor.

Gemilerde savaş da var
Tabii ki DLC’nin en öne çıkan yanı da deniz savaşları. Warband’e Viking Conquest DLC’si ile eklen… Hayır hayır! Bu sefer farklı olmuş. Deniz fizikleri, gemilerle bordalama ve çarpma hücumu yapabilme, gemi ağırlıklarının belirleyici bir unsur olması derken çok detaylı bir sistem geliştirmişler. Deniz savaşlarında iki mürettebat birbirinin gemisine çıkmaya çalışana kadar tüm sistem fizikler üzerinden işliyor. Geminizin ağırlığı, mevcut hızınızla birlikte hesaplanarak çarpma hasarı yaratıyor ve düşman gemileri üzerine tek adam göndermeden batırabilmenizi sağlıyor. Tabii bu, bazen ters de tepebiliyor. Aynı zamanda rüzgâr da hız ve manevra keskinliğimiz açısından büyük önem arz ediyor.
Deniz savaşlarında iki farklı kamera modu arasında geçiş yaparak oynanabiliyor. Bunlardan ilki gemiye tepeden ve arkadan baktığımız “gemiyi ve diğer gemileri yönetme” moduyken bir diğeri de karakterimizin kamerasına geçtiğimiz “birimi yönetme” modu oluyor. Ancak her ikisinde de formasyonlara yönelik bir emir verilemiyor. Yani kara savaşlarından farklı olarak askerlerimizin veya gemilerimizin formasyonunu ayarlayamıyoruz. Geminizdeki birime “Gemiyi koru, düşman gemiye saldır” gibi komutlar verebiliyorsunuz.

Filoların birbirleriyle karşılaşıp kılıç tokuşturmaya başladığı ana gelene kadar taktiksel şekilde oynayabiliyoruz. Dost gemileri seçip, seçtiğiniz düşman gemilerine saldırmalarını emrederek bir nevi avantajınıza eşleştirmeler oluşturabiliyoruz. Daha sonra ise gemi mürettebatı olan piyadeler kozlarını paylaşmaya başlıyor. İş biraz da taktikten ziyade kaç geminiz olduğuna ve mürettebat sayınıza bakıyor diyebilirim.
Gemiler birbirlerine kanca atarak bordalayabiliyor (yanaşıyor) ve piyadeler diğer gemilere çıkabiliyorlar. Hem de bu 1vs1 bir eşleşme şeklinde olmuyor. Yani siz bir düşman gemiyi bordalayıp güverteye hücum etmeye hazırlanırken, düşman gemilerden biri gelip sizin diğer tarafınıza geçebiliyor ya da dost gemisinin öteki tarafından bordalayarak sayıyı artırabiliyor. Bu nedenle savaşların başında eşleşmeleri iyi planlamak önem arz ediyor. Zira piyadeler bir kez savaşmaya başladığında, tekrar taktiksel kameraya geçmekle uğraşacak kadar vaktiniz olmuyor.

Gemi güvertelerindeki savaşlar şiddetli olsa da Bannerlord’un hala çözemediği bir diğer duruma da ışık tutuyor. Nasıl kara kuşatmalarında kale veya surların kapısında sıra olan piyadeler birbirini ezmeye çalışıyorsa denizde de bir benzeri yaşanıyor. Gemiler arasına ağ atıp bu ağlar üzerinden karşıya geçmeye çalışan piyadeler izdiham yaratıyor ve bazıları suya düşebiliyor. Suya düşenler çıkıp tekrar gemiye tırmansa da bir süre zaman kaybetmiş oluyorlar. Gücünüzün denk olduğu bir düşman ile savaşırken tek kılıcın veya baltanın bile saflardan eksilmesi rüzgârın yönünü değiştirebiliyor.
Kalradya’nın en köklü medeniyeti Nordlar, geri döndü
Bildiğiniz gibi Warband, tarih olarak Bannerlord’un sonrasında geçiyor. Bannerlord’da tanıdığımız krallıkların biri dışında hiçbiri Warband’de yer almıyor. İşte o krallık da War Sails DLC’si ile birlikte oyuna geri dönüyor; Nordlar. Onlarla oynamaktan Warband’de de büyük keyif almıştım. Şimdi de pek farklı olmadı. Süvarisi olmayan ve hepsi deniz piyadelerinden oluşan birlik ağacıyla gelen Nordlar, kuşkusuz ki denizlerin bir numaralı askerleri. Karada da İmparatorluk Lejyonerleri veya Vlandiya Çavuşları kadar dirayetli olmasalar da kapalı kalkan duvarları sayesinde ortalamanın üzerinde bir performans sergileyebiliyorlar.

Siz bu yazıyı okurken ben de DLC’nin henüz dibine ekmek sıyırmamış olduğumdan kesin olmayan konulara girmedim. Bunlardan biri de henüz Nord medeniyetinde bir gezgin (yoldaş) bulamamış olmam. Eğer yoksa, gerçekten üzücü olur. Ancak bunu da zaman gösterecek.
Uzun lafın kısası
Velhasıl kelam War Sails DLC’si ile henüz arzu ettiğim kadar (şöyle 40-50 saat) zaman geçiremedim. Ancak ambargosu kalkmışken, sizlerle bende bıraktığı ilk intibayı paylaşmak ve merak edebileceğiniz şeyleri anlatmak istedim. War Sails ilk duyurusuyla bende 1-0 geride başlamış olsa da detayları gördükçe ve oynadıkça daha olumlu düşünmeye başladığımı söyleyebilirim. Bir sonraki içeriğimizde doğrudan DLC’yi artı ve eksileriyle, kapsamı ve sunduklarıyla inceleyip birlikte son notunu veririz. Ancak şimdilik benden bu kadar. Yine de hâlâ sormak istediklerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. Sevgi ve oyun ile kalın.
