Toy Shire Erken Erişim İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryel Standartlar

Paylaş

Toy Shire’ın inceleme kopyası, Bluespy Studios tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Selamlar! Bugün sizlerle kule savunması türünü sevenleri ve bu türle pek arası olmasa da Toy Story’i sevenlerin mutlaka ilgisini çekeceğini bildiğim bir oyun olan Toy Shire’a bakacağız. Toy Story benim en sevdiğim film serisidir. Seriye, karakterlerine ve konseptine tam anlamıyla bayılıyorum. Bu oyuna olan merakımı ve hevesimi buradan bile tahmin edebildiğinizi düşünüyorum. Hayal gücünü çalıştırmayı ve oyuncakları seven kim bu konsepti sevmez ki zaten? Eh, ne duruyoruz? Hadi, yemek saati gelmeden hemencecik Toy Shire Erken Erişim İnceleme yazımıza başlayalım. Önümüzde daha çok uzun bir yol var!

Toy Shire Erken Erişim İnceleme
Toy Shire Erken Erişim İnceleme

Küçük bir çocuğun hayallerinden ekranımıza yolculuk…

Oyuncaklar küçüğüyle, büyüğüyle; arabasıyla, oyuncak bebeğiyle… Türlü türlü şekillerde küçüklüğümüzü süslediler. Öyle ki bazen o şeyin oyuncak olmasına bile gerek yoktu! Herhangi bir alan ve hayal gücümüz bizim için yeterdi ve artardı da. Böyle dedim diye aklınız karışmasın. Merak etmeyin, bu oyunda bolca oyuncağımız var. Hem de birçok türden.

Daha çok savaş hikâyeleri oluşturmayı seven Kevin isimli çocuğun oyun zamanında hayatına dahil oluyoruz. Yeşil askerleri, türlü türlü savunma binaları… Ve yol süresince savaşımıza katılan oyuncak bebeğinden tutun unicorn’a kadar savaş alanımız oldukça renkli ve eğlenceli!

Bana soracak olursanız Toy Shire’ın kule savunma oyunu olmasına karşın oyuncak çeşitliliğini askerlerden ibaret bırakmamaları oyunu çok daha gerçekçi ve güzel yapmış. Özellikle hayal gücü geniş bir çocuksanız etrafta gördüğünüz ıvır zıvırları ve varsa da başka oyuncakları oyununuzun içine dahil etmeyip ne yapacaksınız ki? Ne kadar oyuncak, o kadar eğlence! Üstelik düşman çeşitliliği açısından da önem arz ettiğini unutmamak gerek. Unicornları seven birisi olarak kolay kolay kendilerine sinirleneceğimi düşünmezdim mesela… Ama işte, hayat efen’im! Bazen beklemediğiniz şeyler olabiliyor. Bu sefer unicorn düşmanı olduk. Ah biraz daha yavaş uçsaydı o unicornlar… Neyse.

Toy Shire Erken Erişim İnceleme
Toy Shire Erken Erişim İnceleme

Toy Shire bizi tatlı animasyon dünyasının içine, aynı zamanda da çocukluğumuza götürüyor

Bunu dedim diye şimdi “Abartma,” diyebilirsiniz. Ama sahiden abartmıyorum! Kule savunma türüyle çok özel bir ilgim yok, bunu açıkça söylüyorum. Ancak ilgimi çekecek bir oyun olursa bu türe şans vermeyi tercih ediyorum. İlgim tamamen bundan ibaret diyebilirim. En çok da neredeyse herkesin bildiği Plants vs Zombies oyununu oynarım zaten. Dönüp dolaşıp kaç defa bitirmişimdir ben bile bilmiyorum. Hâl böyle olunca açıkça söyleyebilirim ki Toy Shire’ın kesinlikle hedef kitle dışından insanları bile kolaylıkla içine çekebilecek bir yapısı var. Hele ki animasyonları seven insanlar için tam anlamıyla birebir! Ha, tabii ben böyle dedim diye oyundan bambaşka bir hikâye anlatımı falan beklemeyin.

Öyle bir hedefleri var mı bilmiyorum fakat şu anda bize sunulan şey yalnızca Kevin’ın oyun anından ibaret. Zengin hikâyeli oyunları sevsem de her oyunun bize derin bir hikâye anlatmasında gerek görmüyorum. İleride gelecek çok oyunculu modunda nasıl bir gidişat yapacaklarını henüz bilmesem de yine sinematik anlatıma giderlerse belki orada bir şeyler görebiliriz. Kevin ve kız kardeşi olarak oynamak tatlı olabilirdi mesela ya da okul çıkışı onun evine gelen arkadaşı olarak oynamak… Bekleyip birlikte göreceğiz.

Gerek sinematikleriyle gerek ise oyun esnasında gözlemleyebildiğimizce kesinlikle tatlı detaylarla evin içinde oyun oynayan bir çocuk olduğumuz hissini iyi veren Toy Shire’ın yapısına bayıldım. Müzikleri atmosferine uygun, sinematikleriyse oyun için gayet yeterli. Hatta bana kalırsa grafikler hayal ettiğimden çok daha güzel. Çok fazla piksel oyunlarla içli dışlı olduğumdan olacak, bazen oyun dünyasının grafiklerinin ne vaziyete geldiğini unutuyorum. Her ne kadar oyun içinde bazı şeylerde sabırsızlığımdan ötürü sinir olsam da oyunun teması ve atmosferi kesinlikle sabır eşiğimi her seferinde yükselttirdi. Bu tatlı oyunun ülkemizden çıktığını ve tabii ki de beraberinde Türkçe dil desteğinin de bulunduğunu eklemek gerek. Henüz erken erişimde olmakla birlikte zamanla gelişmeye devam edeceğini bizlere bildirmişler. Benden de size söylemesi kalıyor.

Ee, birazcık daha detaylandırmak lazım değil mi? Nasıl çocukluğumuza götürüyor mesela? Hemen açıklayayım: Yukarıda belirttiğim gibi çocukken oyuncak olmayan şeyleri de oyunumuza kattığımız sık oluyordu. Bu bazen savaş oyunlarımızda bile geçerli oluyordu. Oyun süresince birazdan değineceğim mekânlarda gezdikçe farklı şekildeki ürünlerin savaş taktiğimizde işe yaramasını ve stratejimize yol vermesini sağlayabiliyoruz. Mesela saç kurutma makinesiyle döndürdüğünüz savaş makinelerimizin farklı görevler ve seviyelerde olması sebebiyle her dönüş süresince farklı düşmanlara odaklanmasını tercih eder miydiniz? Belki de sürekli döndürmek istemeyecek, sadece üst yola bakan yüksek seviyeli makinenizi aşağı almayı tercih edeceksiniz. Ya da askerlerinizi örtünün altına saklayacaksınız! Tamamen size ve hayal gücünüze kalmış çözümlerle bölümleri daha eğlenceli ve nostaljik bir hâle getirmeyi kesinlikle başarmışlar. Ha, bana soracak olursanız ben pek kullanmadım bunları. Bu anlattığım döndürmeli olanı meraktan kurcaladım birkaç kez, sonra vazgeçtim. Gerçi zorunlu olarak daha çok gelişmiş makinemi yönlendirmek için bir süre kullandığımı söylemezsem yanlış olacaktır. İşime yaramadı değil yani. Bazı konularda klasik kalabiliyorum sanırsam. Yine de bölüm çeşitliliği açısından çok hoşuma giden bir detay oldu bu düşünceleri. Bölüm demişken onları da detaylandırmanın yeri ve zamanı geldi bence.

Toy Shire Erken Erişim İnceleme
Toy Shire Erken Erişim İnceleme

7’den 70’e, kolayından zorluğuna: Bölümler!

Aman diyeyim, sizi endişelendirmeyeyim! Bölümler ilerledikçe zorluk değişimi gibi bir şey olmuyor. Yani, oluyor olmasına da o şekilde değil. Gelin ben bir size toparlayayım:

Oyuna başlamadan önce üç zorluktan birisini seçiyoruz, onu cebimize bir güzel koyuyoruz. Şu anda oyunda yalnızca dört bölümümüz, içerisinde de üç kısmımız var. Toplamda on iki oynanabilir savaş alanımız bulunmakta. Her bölüm bir odada ve farklı mekânda geçerken bölüm değiştirdikçe mekânımız da değişiyor. Odamızdan banyoya, oradan mutfağa… Böyle böyle Kevin’la günümüzü geçiriyor, savaşlara doyamıyoruz. Fakat hepsi bu mu sandınız? Bitmedi! Her bölüm sonunda bir bölüm sonu canavarımız var. Evet, yanlış duymadınız! Hiç beklemiyordunuz değil mi? Ben de oynarken beklemiyordum… En azından bu şekilde.

Nizami bir şekilde oyunun bana belirttiği dalgalar bittiği zaman bulunduğum kısım bitecek, yeni yere geçeceğim diye beklerken aniden beklenmedik bir şekilde bölüm sonu canavarı savaş alanına giriverdi. Ben stratejimi ona göre yapmamışım, e bayağı da güçlü bir şey, en başta gerçekten yenemeyeceğim sanmıştım. Bir de orta karar oynamak için zorluğu da ona göre seçmiştim… Neyse ki o şok etkisi beni mağlubiyete yönlendirmedi de güvenilir binalarım gerekeni yaptılar. Bundan dolayı da sonraki bölüm sonu canavarlarında şok olmadım. Yine de baş etmeye çalıştığınız düşmanlardan kesinlikle çok daha can sıkıcı ve gerici oldukları kesin…

Mesela ikinci bölümdeki bölüm sonu canavarı. Tamam, kabul ediyorum, ben kesinlikle en iyi kule savunma oyuncularından birisi değilim. Stratejimi birazcık yenildikçe ancak oturtabiliyorum. Ama bence bunda birazcık oyunun da etkisi vardı. Çok spoiler da olmasın ama bu bölüm sonu canavarının bir özelliği var ve o esnada bina etkisiz hâle geliyor. Tamam, anlıyorum, oyun bize zaten bölüm sonu canavarının hareketini biraz daha yavaş yaparak şans tanıyor fakat bu yavaşlatmayı bizim binalarımıza da yaparsanız bu iş olmaz ki yahu. Bölüm sonu canavarının gerçekten canı gözükmeyecek kadar inmiş, dokunsam ölecek, yok! O binam bölüm sonu canavarının etkisinden saniyeleeer sonra ancak çıktığı için o son dokunuşu gerçekleştiremedi. O zaman belki kendi adıma yanlış zorluğu seçtiğimi düşünmedim değil. Ya da bu oyunda bile öfkelenip çıkacak kadar sıcak beni sabırsız etti. Bu da ihtimal. Fakat kendi beceriksizliğimden olmadığını düşündüğüm ve öfkelenip çıkmamda katkısı olan birkaç şeye de değinmek isterim.

Oyun şayet takılırsanız pek sizin elinizden tutan bir yapıya sahip değil. Evet, yapısı genel olarak basit bir kule savunma mantığında diyebiliriz. Fakat tecrübelerime dayanarak konuşacak olursam bazı durumlarda sanki hesaplama hataları var gibi geliyor. Zaten o bölümü birkaç kez oynarsanız hangi taraftan hangi düşman nasıl geliyor öğreniyorsunuz. Hâl böyle olunca da ona göre makinelerinizi dikiyor, stratejinizi yapıyorsunuz. Mantıken hep aynı şekilde gelen şey nasıl olur da farklı bir sekansta aynı şekilde işlemez ki? Makinelerde hangi düşmana saldırabileceğinizi ayarlama imkanınız var fakat buna dokunmadığınız takdirde de bu durumun olduğunu düşünün. Zaten üç düşman üssünüze girdiğinde oyun bitiyor, şans eseri bir iki tanesi kaçıverse yandınız yani. Yıldız o kadar da çok gelen bir şey değil, geliştirme için de tutmanız gerekiyor. Hele ki bölüm sonu canavarının olduğu bir kısımdaysanız o yıldızları gerçekten düzgün kullanmanız lazım.

En azından oyunun akışını hızlandırma imkanımız var da çok daha önceden sabrımı yitirip sinirden çıkmadım oyundan. Çünkü bakınca mantığı gayet kolay, her şey aynı. “Neden olmuyor,” diye sinir olmadan edemedim. Bunun sebebinin bölüm sonu canavarında da yaşadığım durumdan yola çıkarak makinelerdeki bir aksama olduğunu düşünüyorum. Oyun sürekli güncelleme alıp duruyor zaten eminim ki bunun da üstüne düşerler. Maalesef anladığım kadarıyla zorluk seviyesini değiştirmeniz için oyuna sil baştan başlamanız gerekiyor. Kısım içerisinde değişiklik yapamıyorsunuz. Hâl böyle olunca benim gibi birazcık sabırsız insanların kolayda oynamasını tavsiye ederim. En azından boşuna zaman kaybı gibi hissetmezsiniz.

Bence siz bir oynanış videolarına da bakın, benim dediğimi öyle değerlendirin. Ya da oyunun ilk bölümünü ücretsiz bir şekilde deneyimlemenizi sağlayan Toy Shire: Room One’a bakın. Bazen sabırsızlığım fazla huysuz bir insan edebiliyor beni. İncelemelerimden de fark etmişsinizdir. Daha sabırlı bir insansanız belki bu takıldığım şeye hiç takılmazsınız bile.

Makinelerden yakındığımdan dolayı “Askerler yok muydu? Onları da katsaydın,” diyeceksiniz ama olmuyor işte! Bölüm sonu canavarlarımız bir güzel hüpletiyor kendilerini. Yani onları ekleyeceksen de ona göre strateji yapmak şart diyeyim. E bunun için de yıldız lazım. Tabii, ben ondan özel olarak bahsetmedim ama anlamışsınızdır muhtemelen ne olduğunu. Yıldız yıldız dedim o kadar… Bu binalar ve askerler öyle bedava gelmiyor. Yani, teknik olarak Kevin’a bedava geliyor anne babasından ama bizde o yıldızsız olmuyor efen’im. Binalarımızı ve askerlerimi almamız ve silahlarımızı yükseltmemiz için yıldızları toplamamız gerekiyor. Düşmana vurduğumuz belli bir zaman süresince yıldız kazanıyoruz. Belli bir zaman süresince diyorum çünkü matematiğini yapmadım fakat ne kısa ne de uzun bir zaman aralığı dersem yanlış olmayacaktır.

Yıldız toplama mantığını da aslında oyuncaklarla ilgili bir şeyle bağdaştırabilirlerdi bence, o da güzel olurdu. Genel olarak oyun oynayan çocuk atmosferini oyun iyi verse de kule savunma mekaniğinin vazgeçilmez unsuru olan satın alım için değer biriminin üzerine çok düşülmemiş gibi geldi. Sonuç olarak şu anki mantığıyla yıldız kazanmamız için düşmanla etkileşime girmemiz gerektiğini unutmamamız şart! Bölüm sonu canavarında da bu etken önemli. Keza başka bir önemli etkense bina alımının yalnızca dalgalar arasında olabilmesi. Satışı her zaman yapabiliyorsunuz fakat son dalgadaysanız o yıldızlar yalnızca yükseltme işine ve asker almaya yarıyor. Bina almak istediyseniz… yandınız.

Oyunun yapısı oldukça basit aslında. Tek bir toplanan değer birimiyle gerekli her şeyimizi gerçekleştiriyoruz. İleride çok oyunculu mod harici eklemeler de yaparlarsa ve bunlara asker oyuncaklarımız harici de kullanabileceğimiz oyuncaklar eklerlerse farklı değer birimleri görmek hoş olabilirdi. Mesela belki bir kere de kız kardeşi olarak oynarız? Gerçi bunu çok oyunculu modda yapmaları da pek bir olası. Ek olarak diyorum. Kevin düşman olarak birçok farklı oyuncağı kullanmayı sevse de anlaşılan kendi ekibindeki oyuncaklara pek bir sadakatle bağlı…

Oyunun oldukça potansiyeli var. Genel kitleye hitap eden yapısı sayesinde ve animasyonvarî oluşunun katkısıyla komik unsurlara da oldukça açık aslında. Hikâye modunda ilerledikçe çeşitlenen oyuncak askerlerimizin hangilerini savaş alanına yerleştireceğimizi seçtiğimiz gibi onların görünümünü kişiselleştirme gibi ekstralar gelirse bence çok tatlı olabilir. Tabii bunlar daha çok çok oyunculu modda işe yarar. Elde edebileceğiniz birçok başarım varken bunların oyuncuda yarattığı motivasyon açısından dönütü daha gözle görülür olursa da iyi olur şahsen. Fakat şu anki hâliyle erken erişim oyunu olduğunu unutmadan daha çok “Ekip olarak hedefimiz bu” şeklinde bize sunulan ürün kesinlikle merak uyandırıyor. Ben tam sürüm olarak çıkmalarını ve beraberinde yapacakları eklemeleri dört gözle bekliyorum.

Şayet hikâye modunda gördüğümüz sahne tasarımıyla daha çok haşır neşir olacaksak bunlar üzerinden bile kişiselleştirmelere gidilse güzel olabilir gibi geliyor. Ya da annemizin, babamızın çağırması gibi “oyunumuzu” durduracak anlık unsurlar… Bu bir anlığına oyunun akışını bozsa da Toy Shire bana daha çok kule savunma mekanikleri açısından ortalama, tematik olarak iyi bir iş çıkarmış gibi geliyor. O nedenle bu tarz eklemeler oyuna güzel dönütler sağlardı. Fakat şu anki hâliyle birkaç saatlik tatlı deneyim; sonrasında mekanikleri değil, temasıyla aklımda kalacak bir oyun olarak yer alıyor.

Toy Shire Erken Erişim İnceleme
Toy Shire Erken Erişim İnceleme

Oyun sonu… Ve gerçekten son mu?

On iki bölümü başarıyla tamamladınız ve Kevin’ın oyun vakti sona erdi… Her şey bitti mi? Şimdilik. Aşağıda detaylandıracağım eklemeler bu sonun adeta bir başlangıç olduğunu bizlere söylüyor. Son dedik demesine de bir savaşın nasıl sona ereceğini anlattık mı? Anlatmadık, hadi onu da detaylandıralım ki biz de yavaştan incelemenin sonuna yaklaşalım:

Her maçta belli bir düşman dalgası oluyor. Ya dalgaları başarıyla bitirmeniz ve tüm düşmanları alt etmeniz ya da rakibinizin üssüne üç tane oyuncağınızı sokmanız gerekiyor. Aynısı tabii ki de düşmanlarımız için de geçerli. Kendileri binalarımıza bir şey yapamasa da askerlerimize pek bir acımasızlar! Ayrıca her binamız her türdeki oyuncağa vuramadığı için hızlı ilerleyen ya da uçan oyuncakların vuruş alanımızdan kaçıp gitmesi de pek bir olası. Ona göre strateji yapmalı ve düşmanımızın işini bitirmeliyiz! Özellikle de uçan ve hızlı ilerleyen düşmanlarımızdan dolayı da bol bol sabır çalışmaları yapmalıyız… Binalar yaktı bizi! Bu durumlarda “Acaba bina ve asker harici de bir şeyler eklenebilir miydi,” diye düşünmeden edemedim. Mayın yapılabilirdi mesela? Ya da özel yetenek tarzında Kevin’ın yapacağı hilekâr hamleler… Bazen gerçekten şansa kaçan karşılaşmalar olduğu için böyle “göksel” bir yardım çok iyi olurdu gibi geliyor.

Çeşitlilik, yaratıcılık… Ve yaratıcılık modu!

Hayal gücü geniş ve oyuncakları seven insanların bu oyundan daha çok keyif almasını sağlayacak ne olabilir? Düşündünüz mü? Hemen cevabı veriyorum: Yaratıcılık modu!

Bir güzel on iki bölümü bitirdiniz, oyun daha devam edecek ama ne zamana kadar beklemeniz lazım bilmiyorsunuz. Daha çok oynamak istiyorsunuz. İşte, bunun çözümü yine oyunun içinde! Yaratıcılık modunda dilediğiniz gibi yeni bir savaş alanı oluşturabilir ya da atölyeye kaydedilmiş başka oyuncuların yaptığı savaş alanlarında oynayabilirsiniz. Henüz geliştirilme aşamasında olsa da açık olan yaratıcılık modunda hayal gücünüz ve oyunun sınırları izin verdiğince her şey mümkün! Ben birazcık kurcaladım. Pek parlak anımda olmamamdan kaynaklı mı yoksa biraz daha açıklamalı yapmalarına ihtiyaç duyduğumdan mı bilmiyorum çok da detaya kaçmak istemedim. Yerleştirebildiğim objelere baktım, onları inceledim. O kadar. Henüz yapım aşamasında olması sebebiyle muhtemelen sadece tek bir tema yani bölüm içerisinde belli sayıdaki objeyle savaş alanlarımızı oluşturabiliyoruz. Geliştirilmesi bittiğinde kurcalaması keyifli bir iş çıkacağını umuyorum. Belki o zaman ben de bir şeyler yaparım.

Başka ek mod yok mu? Var tabii! Sadece henüz yok. Oyunda ilerledikçe çeşitlenen oyuncak türlerimiz ile seçtiğimiz savaşçılarımızı dilediğimiz gibi savaştırırken ileride gelecek çok oyunculu moduyla birlikte muhtemelen yabancılara ya da belki de arkadaşlarımıza karşı da savaşmamız mümkün olacak. Henüz erken erişimde olmasından dolayı bizimle birlikte gelişmeye devam eden Toy Shire, bana kalırsa şimdiden ev ortamının sıcak ve tatlı atmosferini vermeyi kesinlikle başarırken kule savunma mekaniklerini de içine güzel entegre etmiş bir yapım. Fakat araştırdığımca çok oyunculu modu için detaylı bir açıklama göremediğim için tam olarak bize neyi vadetmeyi hedeflediklerini bilemiyorum. Daha farklı ve kişiselleştirebileceğimiz mekânlarla farklı farklı oyuncaklar eşliğinde savaşırsak çok eğlenceli olacağından eminim. Umarım oyunun potansiyelini güzel kullanırlar. Basit kule savunma yapısını biraz daha komplike hâle getirip daha başarılı bir iş çıkarabileceklerinden eminim.

Bu yazıyı yazarken dinlediğim Toy Story’den çok sevdiğim “You’ve Got a Friend in Me” şarkısını sizlere ithaf etmek istiyorum. Yaşımız büyüdükçe oyuncaklarımız değişebilir. Belki eskisi kadar oynamayabiliriz, belki de gözümüzde artık figürden ibaret olurlar… Ya da bilgisayar gibi farklı şekillere bürünürler. Fakat bu her zaman bize eşlik ettikleri gerçeğini değiştirmiyor. Her ne olursa olsun her zaman hayal gücü ve mutluluk en önemli şeylerden birisidir. En azından ben böyle düşünüyorum. Küçükken oynadığımız oyunlarla kazandığımız ve geliştirdiğimiz hayal gücümüzü dilerim ki hepimiz o zamanki gibi taşırız, taşıyoruzdur ve bunun ne kadar kıymetli bir şey olduğunun farkındayızdır. Bu oyun gibi tüm bağımsız şirketlerden daha nice bol bol hayal gücü içeren, güzel oyunlar görmek dileğiyle. Hayal gücünüzü ve umudunuzu hiçbir zaman bırakmayın!

Toy Shire için son söz

Kule savunma türüyle çok içli dışlı değilseniz fakat oyunun sıcak atmosferi sizi çektiyse bile şans verebileceğiniz, farklı zorluklarıyla oyuncuların zevk almasını önemseyen neredeyse kısa diyebileceğim ortalama uzunlukta ve aradığınız nostalji hissini kesinlikle verebilecek bir yapım. Erken erişim oyunu olması sebebiyle sonradan göz atmayı tercih edebileceğiniz gibi ne çok uzun ne de çok kısa bölümlerine şimdiden göz gezdirip dilerseniz yaratıcılık modunda da kendi savaş alanlarınızı yaratabilir ve adeta çocukluğunuza geri dönebilirsiniz. Oyun hakkındaki düşüncenizin netleşmesi için yalnızca ilk bölümü içeren ücretsiz Toy Shire: Room One versiyonuna bakmayı unutmayın.

İdil Barbaros
İdil Barbaros
Kendimi bildim bileli oyunlar içerisinde büyümüş birisi olarak bu sevdamı hâlâ ilk günkü gibi korumaktayım. Öyle ki gelecekte kendi oyunumu yapma hevesiyle adım adım ilerlediğim bu yolda, her daldan oyunları tecrübelemeye ve başkalarına biraz dahi olsa katkım olması için çalışıyorum.

Atarita'ya abone ol, videoları kaçırma!

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi: