Eski CD Projekt RED çalışanları tarafından Polonya’da kurulan Rebel Wolves, yeni oyunları The Blood of Dawnwalker için bu yılın başlarında duyuruyu yapmıştı. Orta Çağ Avrupası dönemini işleyecek aksiyon rol yapma oyunu için yıl boyunca çeşitli detaylar paylaşıldı. Bunlar arasında, oyuncuların talepleri doğrultusunda oyuna eklenen Türkçe alt yazı desteği de bulunuyordu. Şimdi yeni detaylar gelmeye devam ediyor ve bu sefer konu olarak oyunun uzunluğu seçilmiş durumda. Rebel Wolves, büyük bir stüdyo olmadıklarını ve sakız gibi sünen bir oyundansa, katmanlı bir yapıyı benimseyeceklerini açıkladı.
The Blood of Dawnwalker kaç saat sürecek?
Rebel Wolves’un açıklamasına göre The Blood of Dawnwalker’ı bitirmek yaklaşık 40 saat sürecek. Geliştirici ekip Gamescom 2025’te yaptığı bu açıklamayla çok büyük bir stüdyo olmadıklarını ve katmanlı, derinlikli bir oyun yapmayı 400 saatlik bir açık dünya yapmaya tercih ettiklerini söyledi.
Gamescom sırasında GamesRadar+ ekibine konuşan Kıdemli Görev Tasarımcısı Patryk Fijalkowski oyun için “O kadar da büyük değil” dedi. “Yoğun bir oyun ama 400 saat sürecek bir açık dünya yapmak istemedik” diyerek ekledi. Ortalama oyun süresinin 40 saat süreceğini belirtti ve bu türdeşi oyunlara bakıldığında, aslında oldukça makul bir sayı.
- Merak Edenlere: Oyun “ayakları yere basan” bir büyü sistemine sahip olacak
“Diğer açık dünyalara kıyasla çok fazla değil ama bu sayede gerçek içeriğe odaklanabildik. Nicelikten çok nitelik ön planda ve bu da kapsamı sınırlı tutmamıza yardımcı oluyor.”
The Blood of Dawnwalker’ın ana görevini tamamlamak için oyun içi 30 gün gibi bir sınır bulunacak. Ancak bu zaman sistemi, görevler üzerinden hareket edeceği için oyuncuların baskı altında kalmasını istemiyorlar. Gündüzleri farklı, geceleri farklı sistemlere ev sahipliği yapacak oyunda bir limit var gibi görünse de oyuncuların diledikleri şekilde deneyim etmelerine izin verilecek. Bununla birlikte Fijalkowski, oyunlarda erken planlamanın önemini ifade eden bazı açıklamalar da yaptı.

“Üretimin erken aşamalarında net bir vizyonumuz vardı ve buna mecburduk. Çünkü, örneğin zaman ilerleyişi sistemini oluşturmak için oyunun tamamını erken aşamada hazırlamamız gerekiyordu. Oyunun iskeleti, yani görevlerin sayısı, birbirleriyle nasıl etkileşime girdikleri, onlarla neler yapabileceğimiz gibi şeyler (planlanmalıydı). Bu sayede oyunun kapsamının süper büyük bir açık dünyadan küçültüleceğini biliyorduk. Erken aşamada bu iskelete sahip olmak bize deneme yapma, bu katmanları ekleme ve tekrar test etme fırsatı verdi.“