| Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
Patapon 1+2 Replay’in Nintendo Switch 2 inceleme kopyası, Bandai Namco tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Patapon 1+2 Replay incelemesine hoş geldiniz sevgili okurlar! PSP neslinin oyuncusu değilim. O dönemde çıkan eserlerin birkaçını seneler içinde oynamış olsam da kaçırdığım sürüyle oyun olduğunu biliyorum. Bir Sony yapımı olan Patapon ise PSP döneminde çıkmış efsane oyunlardan biriymiş. Mişli geçmişteyiz çünkü daha önce hiç Patapon oynamamıştım. Kaderlerimiz seneler içinde tam şimdi kesişti. Çünkü birinci ve ikinci oyunun yeni nesile port’lanmış hali artık elimizde! Haydi gelin, Patapon serisinin neden görüp görebileceğiniz en sağlam ritim oyunlarından biri olduğunu konuşalım.
Yaşa yüce varlık!
Patapon kabilesi minik göz toplarına benzeyen yaratıklardan oluşmakta. Savaşçı kimlikleri ile tanınan bu kabile, yükselişlerinden hoşlanmayan düşmanları Zigoton kabilesi tarafından darmaduman ediliyor. Ancak yıllar sonra bizim yönettiğimiz karakter, yüce varlık ortaya çıkıyor ve kabileyi bir araya getirip Zigoton’lardan intikamımızı almak için yollara düşüyoruz. Hedefimiz Earthend denen kutsal topraklarımız!
Esasen böyle bir oyunun hikayesi kendi açısından pek önem arz etmiyor diyebiliriz. Çünkü Patapon daha oynanış ağırlıklı bir oyun. Ama yaşanan senaryolar sizi olayın içine o kadar çekiyor ki tahmin bile edemezsiniz. Patapon görev görev ilerlediğiniz bir oyun ve yaşanan olayların sırası çok güzel ayarlanmış. Yukarıda Zigoton kabilesinden ne kadar nefret ettiğim ve o topraklara ulaşmaktaki motivemi güzel geçirebildiğimi umuyorum. Çünkü oyun beni bu davaya bayağı ikna etti.
Her şey kabilemiz için!
Yukarıda genel olarak Patapon 1’in hikayesinden bahsettim ama incelemenin kalanında ikinci oyunun da oynanışını katarak devam edeceğim. En başta da bahsettiğim gibi Patapon bir ritim oyunu. Ama aynı zamanda bir kabile simülasyonu da. Kabilenin yüce varlığı olarak genel komuta bize devredildiği için yemek, erzak, asker üretimi gibi konulara biz bakıyoruz. Tüm bunları doğru yapmak oyundaki ilerlememiz açısından gayet önemli. Çünkü oyunlar kat be kat artan bir zorluğa sahip.
Anıt taşımızdan görev seçimini gerçekleştirebiliyoruz. O esnada bölümün bulunduğu alandaki çevresel faktörler de oynanış açısından farklılık sağlıyor. Rüzgarlı, fırtınalı olmasına göre saldırılarımız değişebiliyor. Bu kabileye elbette yemekte lazım, askerde lazım. Bu yüzden belli başlı etleri toplayabileceğimiz bölümleri ve nadir eşya düşürebileceğimiz Boss savaşı kısımlarını tekrar oynayabiliyoruz. Bunlar dışında ise genel olarak Zigoton’larla savaşıyor, kalelerini kuşatıyoruz.
Bu topladığımız etler ve nadir taşlarla, Patapon ağacı adını verdiğim yerden sınıflarına göre Patapon askerleri yaratabiliyorsunuz. Düşürdüğünüz etin, ağacın, taşın türüne göre ise farklı özelliklerde daha yüksek seviyede Patapon’lar yaratabiliyorsunuz. Yaratmak için ise değer arttıkça daha çok para ödemelisiniz. Para içinse savaşıp ilerlemeniz lazım. Temel oynanış döngüsü ise bu şekilde ilerlemekte. Dikkat edin, sadece burası için bile saatlerinizi gömebilirsiniz.
Bölüme başlamadan önce bu yarattığınız yeni Patapon’ların kullandığı teçhizatı da düzenleyebiliyorsunuz. Birkaç farklı çeşit asker olduğu içinse kimin ön saflarda savaşacağını, kimleri kullanmayacağınızı bölüme göre ayarlamanız gerekmekte. Çünkü süvari askerlerinin atını bile ayarlayabileceğiniz detaylı bir sistemden bahsediyorum. En ufak bir hata bölümde ciddi şekilde zorlanmanıza yol açabilir.
Pon Pon Pata Pon!
Peki ritim oyunu dedik, kabile yaşamından bahsettik; sahi Patapon nasıl oynanıyor? Kontrolcünüzdeki her bir tuş farklı bir ritimi temsil ediyor. Mesela en basit ve ilk öğretilen, askerlerin yürümesini sağlayan ritim “Pata Pata Pata Pon”‘u ilgili tuşlara (Switch’e göre Y Y Y A) basarak oluşturmak gerekmekte. Ancak kaçırmamanız için arka planda 4/4’lük bir ritim sürekli size eşlik ediyor. Saldırı ritmimiz ise “Pon Pon Pata Pon” olduğu için ne zaman hareket edeceğinizi, hangi aralıkta saldıracağınızı doğru seçmeniz gerek. Çünkü ritme bir kere başladınız mı onu bozmak, combo’nuzu kaybetmenize mal olur.
Combo’yu kaybetmek istememek içinse çok fazla sebebiniz var. Evet, kafanız bayağı şişecek çünkü aşırı seriye bağladınız zaman Patapon askerleri tabiri caizse kafayı yiyip bağıra bağıra şarkı söylemeye başlıyorlar. Ama bu kafa şişkinliği hasarınızın artması ve motivasyon artışı gibi etkilerle kendisini affettiriyor. Oyunda ilerledikçe çeşitli durumlarda kullanmanız için daha farklı ritimler de açılıyor. İşin kritik yanı da bu zaten, doğru zamanda doğru ritmi hatırlayabilecek misin?
Sadece bununla kalsa yine kolay olurdu. Ortam koşullarının oynanışa etki ettiğini söylemiştim. Ortamı direkt olarak değiştirmeniz gereken durumlar da mevcut. Misal çöldeyseniz tabiri caizse yağmur duası edip, sıcaktan hasar almamak adına ortamı soğutmalısınız. Bunlar oyun içinde bir nevi büyü olarak geçiyorlar zaten ve kendilerine ait özel ekranlarında “Quick Time Event” şeklinde yapılması gereken ritimlerden oluşuyor. Bunları yapmaya başlamak için bile özel koşullar gerektiği için ise oynanışınıza dikkat etmelisiniz.
Boss savaşları ise daha aşamalı sekanslardan oluşuyor. Genelde büyük yaratıklar veya Zigoton’ların kale kuşatmaları bu tarz büyük bölüm sonu savaşlarına gebe oluyorlar. Oyunu oynarken bazı savaşlara, “Aman yürürüm saldırırım dümdüz. Ne olacak?” şeklinde girebilirsiniz. Ama bunu bu bölüm sonlarında yaparsanız, ordunuz dümdüz edildiğini görmek inanın hoş hissettirmiyor. Onu da geçtim es kaza Yüce Varlık olan siz düşerseniz, oyun yine Game Over veriyor.
Replay koleksiyonu ve kapanış.
Patapon 1+2 Replay ilk iki oyunu günümüze taşıyan başarılı port’lar. Teknik anlamda hiçbir sıkıntıları olmamasına karşın, görsel açıdan da kullandıkları tasarım itibariyle zamansız bir yapıda. Yani Switch 2 Upgrade’ine gerek yok ve muhtemelen oyun Switch’te de düzgün çalışıyordur. Ana menüden iki oyuna da direkt olarak erişim sağlayabiliyorsunuz. Gel gelelim bence ikinci oyun başarılı bir devam oyunu olsa da formülü tam geliştirememiş gibi hissettim. Bundan ötürü ilk oyuna puanım 85, ikinciye ise 80 olacak ve bu bağlamda da Replay koleksiyonuna, oyunları yeni oynamış biri olarak bu puanları baz alarak ortalama bir puan vereceğim.
Ancak gel gelelim ki özellikle birinci oyunu kesinlikle oynamanızı öneririm. En iyi ritim oyunları listesi yapsam gerçekten en yukarılarda olabilecek, iyi de hikayeli bir oyun. İkinci oyun bana çok böyle yolculuk vari geldi, yeni düşmanları da sevemedim ondan ısınamadım. Ama bu kesinlikle onun kötü oyun olduğunu söylemez. Patapon 1+2 Replay kütüphanenizde durması ve ara ara girip oynamanız gereken bir oyun. Bir müzisyen olarak oynarken ekstra keyif aldım tabii ama siz de bu furyaya dahil olabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler, hoşça kalın!
