Hepimiz GOG’u yakınen tanıyoruz. Polonyalı CD Projekt Group’un klasik oyunlara ev sahipliği yapmak için kurduğu bir kuruluş. Özellikle eski oyunlara sahip çıkmaları, onları korumaları çok hoşuma gidiyor. GOG’un başardıklarından dolayı büyük saygı duyuyorum. Bundan dolayı da onlarla bir röportaj yapmak istedim.
GOG’dan Piotr Gnyp, Atarita’nın bütün sorularını cevapladı.
Atarita ekibi olarak GOG’a ulaşmayı başardık. Sorularımızı hazırladık ve cevaplarımızı aldık. GOG’dan Piotr Gnyp sorularımızı cevapladı. Kalın yazılı metinler bizim sorularımızı, italik metinler ise Bay Gnyp’in cevaplarıdır. Herkese keyifli okumalar dilerim.

1) Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize biraz GOG’dan ve kendinizden bahseder misiniz?
GOG, Avrupa’nın önde gelen dijital oyun dağıtım platformlarından biri. Amacımız klasik oyunları hayatta tutmak ve herkes için erişilebilir kılmak. Güvene dayalı bir yapımız var ve bu misyon bizim kimliğimizin merkezinde yer alıyor.
Kataloğumuzda yaklaşık 12.000 oyun bulunuyor. En yeni bağımsız ve AAA yapımların yanı sıra kimliğimizin kalbini oluşturan yaklaşık 3.000 klasik oyun da yer alıyor.
Bizi diğerlerinden ayıran en önemli şey, oyuncu özgürlüğüne ve oyun korumaya olan bağlılığımız. GOG’daki tüm oyunlar DRM’siz olarak sunuluyor, kullanıcılar için çevrimdışı yükleyiciler sağlıyoruz ve bunu sektörün en oyuncu dostu iade politikalarından biriyle destekliyoruz. Bu yaklaşım, pratikte pazardaki en düşük iade oranlarına sahip olmamızı sağlıyor.
Bizim için oyun koruma, yalnızca dosyaların oynatılabilir kalması anlamına gelmiyor. Oyunları yeniden ticari hayata kazandırmak da bunun bir parçası. Son dönemde Alpha Protocol’ü yeniden erişilebilir hale getirdik. Bunun yanı sıra Resident Evil, Dino Crisis ve Breath of Fire gibi klasik Capcom serilerini de tekrar oyuncularla buluşturduk. Bu örnekler, sevilen yapımları yeni nesil oyuncularla buluşturmak için yayıncılarla nasıl iş birliği yaptığımızı gösteriyor.
GOG Preservation Programı kapsamında eski oyunları günümüz donanımlarına ve işletim sistemlerine uyarlıyoruz. Zamanla birçok oyunun teknik durumunun beklenenden çok daha hızlı bozulduğunu fark ettik ve bu da yaklaşımımızı yeniden değerlendirmemize yol açtı. Şu anda 2025 yılı sonuna kadar yaklaşık 300 oyunu koruma altına almayı hedefliyoruz. Ayrıca GOG One-Click Mods sistemiyle oyuncular, topluluk tarafından geliştirilen modları güvenli bir şekilde indirip kurabiliyor. Bu da “Oyunları Sonsuza Dek Yaşat” anlayışımızla birebir örtüşüyor.
Ben yaklaşık otuz yıldır oyun sektörünün içindeyim. 1990’larda masaüstü rol yapma oyunu senaryoları yazarak ve dergi editörlüğü yaparak başladım. Daha sonra oyun gazeteciliğine geçtim ve ardından yayıncılık tarafında çalıştım. Yaklaşık bir yıldır GOG’da görev alıyorum. Burada halkla ilişkiler ve yeni iş fırsatları üzerine yoğunlaşıyorum.
2) GOG projesini başlatmaya nasıl karar verdiniz? Bu kararı tetikleyen en önemli faktör neydi?
GOG çok basit bir tutkudan doğdu, klasik oyunlara duyulan sevgiden.
2000’li yılların başında CD Projekt’in kurucuları, Amerika’ya yaptıkları bir iş gezisi sırasında bir GameStop mağazasına uğrayıp sevdikleri bir klasiği satın almak istemişler. Ancak şaşırtıcı bir şekilde oyunun artık satışta olmadığını görmüşler. Üstelik bazı eski oyunlar bulunsa bile çoğu modern bilgisayarlarda çalışmıyormuş.
Bu deneyim onlara bir fikir vermiş. “Eski güzel oyunlarla ilgilenen, onları herkes için erişilebilir, sorunsuz çalışan ve keyifle oynanabilir halde tutan bir platform olsa nasıl olurdu?” diye düşünmüşler. İşte bu fikirle birlikte GOG, 2008 yılında hayata geçmiş.
O günden bu yana platform, modern bağımsız yapımlar ve AAA oyunları da bünyesine kattı. Ancak kalbimiz hâlâ korumada. Klasik oyunların gelecek nesiller için hayatta kalmasını sağlamak, bizim için en önemli görev olmaya devam ediyor.
3) Fiziksel medyanın popülerliğini kaybettiği, DRM’in yükseldiği ve oyunlarda yalnızca kullanım lisansını kabul etmek zorunda olduğumuz bir gerçek. Kişisel olarak, GOG’un oyunlarda sahipliğe bu kadar önem vermesini etkileyici buluyorum. Sizce oyunlarda sahiplik ne ifade ediyor?
GOG’un temelinde güven yatıyor. Hukuki olarak bir oyunu nereden alırsanız alın, ister dijital ister fiziksel olsun aslında o oyunu “kullanma lisansını” satın almış oluyorsunuz. Ancak bu lisansın nasıl sunulduğu büyük fark yaratıyor.
GOG’da her oyun DRM’siz olarak ve çevrimdışı yükleyicileriyle birlikte geliyor. Yani bir oyunu satın aldığınızda onu indirip saklayabilir, yedekleyebilir ve yeniden kurabilirsiniz. Bunun için sürekli çevrimiçi olmanız ya da dış bir doğrulama sistemine ihtiyaç duymanız gerekmez.
Elbette dijital dağıtım hiçbir zaman 1990’lardaki kutulu oyun deneyiminin birebir karşılığı olamayacak. Fakat biz, günümüzün yasal koşulları içinde o kalıcı sahiplik hissine olabildiğince yaklaşmayı hedefliyoruz. Oyuncuların, kütüphanelerinin platform değişiklikleri ya da kısıtlamalar nedeniyle bir anda ortadan kaybolmayacağından emin olmayı hak ettiklerine inanıyoruz.
4) Türk oyuncuların en çok merak ettiği konulardan biri, GOG’un Türkçe arayüz veya Türk lirası desteği planlayıp planlamadığı. Bu konuda bir gelişme var mı?
Geçtiğimiz yıl bizim için önemli bir dönüm noktası oldu. Modern sistemlere uyarlanmış klasik oyunları eklemeye devam ettiğimiz GOG Koruma Programı’nı hayata geçirdik. Kullandığımız dahili araçlar sayesinde eski oyunlar yalnızca çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda alt-tab desteği, çoklu monitör kurulumu veya daha yüksek çözünürlük gibi yeni işlevler de kazanıyor. Ayrıca klasik oyunlarla neredeyse tüm kontrolcülerin sorunsuz çalışmasını sağlamak için kendi araçlarımızı da geliştirdik.
Bunun yanı sıra GOG One-Click Mods sistemini de kısa süre önce kullanıma sunduk ve kült oyunlar için özenle seçilmiş iki mod paketini yayınladık. Bu, oyunların ömrünü uzatıyor ve erişilebilirliğini artırıyor. Yılın ikinci yarısında odağımız sonuçları takip etmek, oyuncu geri bildirimlerinden öğrenmek ve bir sonraki adımları planlamak olacak.
Tahmin edebileceğiniz gibi, önceliklerimizden biri platformu dünyanın her yerindeki oyuncular için – Türkiye dâhil – olabildiğince erişilebilir ve kullanışlı hale getirmek. Şu an için net bir tarih veremesek de bunun yakın gelecekte gerçekleşmesini umuyoruz.
5) GOG’da en çok hoşuma giden şey, klasik oyunları “Good Old Game” etiketi altında toplamanız. Gelecekte bu etiket altında daha fazla klasik IP görecek miyiz?
Bunu duymak bizi gerçekten çok mutlu etti. Klasik oyunları korumak için yaptığımız çalışmaların oyuncularla bu şekilde buluşması ekibimiz için çok değerli.
Fark etmişsinizdir, GOG Koruma Programı kapsamındaki “Good Old Games” kataloğumuz sürekli büyümeye devam ediyor. Üstelik bu sadece başlangıç. Uzun vadede hedefimiz, mümkün olduğunca fazla klasiği bu programa dahil etmek. Böylece bu oyunların modern donanımlarda sorunsuz çalışmasını ve dünya genelindeki oyuncular için erişilebilir kalmasını sağlamayı amaçlıyoruz.
6) Oyunlarda modların çok önemli olduğunu belirtiyorsunuz ve bunun için “tek tıkla mod” adlı bir sistem geliştirdiniz. Şu anda yalnızca bazı oyunlarda mevcut, ancak gelecekte bu sistemin daha fazla oyuna yayılacağı açık. Bu sistemin nasıl çalıştığını anlatabilir misiniz?
Modlar, oyun kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Bir oyunun ömrünü uzatıyor, yeni içerikler kazandırıyor ve çoğu zaman toplulukların yıllarca aktif kalmasını sağlıyor. GOG One-Click Mods sistemiyle amacımız, bu yaratıcılığı güvenli, basit ve erişilebilir bir hale getirmek.
Sistem şöyle işliyor: ekibimiz, seçili klasik oyunlar için en popüler ve anlamlı modları araştırıyor. Yeni içerikler ekleyen, oynanışı geliştiren veya performansı artıran modlara öncelik veriyoruz. Ardından mod geliştiricileriyle ve oyunun orijinal yapımcılarıyla iletişime geçip her şeyin doğru şekilde hazırlanmasını sağlıyoruz. Bu aşamadan sonra modlar için özel kurulum paketleri oluşturuyor, teknik kontroller ve uyumluluk testleri yapıyor ve sonrasında özenle seçilmiş partiler halinde yayınlıyoruz.
Bazen mod geliştiricileri doğrudan bizimle iletişime geçiyor. Bu durumda süreç yine benzer şekilde ilerliyor: doğrulama, teknik entegrasyon ve test süreci tamamlanmadan hiçbir mod yayımlanmıyor. Oyuncular için sonuç oldukça basit; tek bir tıklamayla mod güvenli bir şekilde kuruluyor ve karmaşık manuel işlemlerle uğraşmak gerekmiyor.
7) Steam ve Epic Store gibi mağazalardan en büyük farkınız, bir oyunu satın aldığımızda gerçekten ona sahip olmamız. Bunun dışında, sizi bu platformlardan ayıran başka bir özellik belirtmeniz gerekseydi ne olurdu?
Seçicilik bizim için çok önemli. GOG’da her oyunun yer almamasının bir nedeni var. Bir oyun kataloğumuzda yer alıyorsa; bu o oyunun ekibimizden biri tarafından gerçekten oynandığı, test edildiği ve belirli bir kalite standardını karşıladığından emin olunduğu anlamına gelir. Bu özellikle klasik oyunlar için büyük önem taşıyor çünkü çoğu, uyumluluk düzenlemelerinden özel yapımlara kadar doğrudan müdahale gerektiriyor. Çoğu durumda bu işlemleri biz bizzat yapıyoruz, böylece oyunların modern bilgisayarlarda sorunsuz çalışmasını garanti ediyoruz.
Bunun arkasında doğrudan bir destek sistemi de var. Kendi yardım masamız ve topluluk ekibimizle, oyuncular bir sorunla karşılaştığında yalnız bırakılmıyor. Geliştirici ve yayıncı tarafında ise yalnızca bir mağaza olmanın ötesine geçiyoruz. Oyunları sosyal medya kanallarımızda ve geniş kitlelere ulaşan bültenlerimizde tanıtıyor, ayrıca iş ortaklarımızın oyunlarını GOG’a uygun hale getirmelerine yardımcı oluyoruz. Kısacası, sadece bir raf değiliz; geliştiricilerle yakın çalışan, oyuncuların gördüğü içeriğin kalitesiyle ilgilenen bir iş ortağıyız.
Bunun yanı sıra GOG Koruma Programı, klasik oyunların yalnızca erişilebilir kalmasını değil, modern sistemlerde tam anlamıyla oynanabilir olmasını da güvence altına alan uzun vadeli taahhüdümüzü temsil ediyor. Bu, bu ölçekte başka hiçbir mağazanın vermediği benzersiz bir söz.
Ayrıca netleştirmek gerekirse, dijital dağıtımda oyuncular her zaman fiziksel bir sahiplikten ziyade lisans satın alıyor. GOG’u diğerlerinden ayıran nokta, her oyunun DRM’siz gelmesi ve çevrimdışı yükleyicilerle birlikte sunulması. Bu da oyuncuların oyunu satın aldıktan sonra istedikleri zaman indirip saklayabilmeleri, yedekleyebilmeleri ve yeniden kurabilmeleri anlamına geliyor. Böylece dijital çağda, geleneksel sahipliğe en yakın güven ve süreklilik hissi sağlanıyor.
8) Büyük yayıncıları DRM’siz modele ikna etmek zor mu? Onları bu vizyona dahil etmek için nasıl bir strateji izliyorsunuz?
İlk başladığımızda bu gerçekten zorlu bir süreçti. DRM’siz oyun fikri birçok yayıncı için riskli görünüyordu. Ancak GOG’u kurduğumuzdan bu yana geçen yaklaşık 18 yılın ardından durum tamamen değişti. Bugün güçlü bir markamız, kendini kanıtlamış bir geçmişimiz ve DRM’siz oyunlara her zaman saygı göstermiş bir topluluğumuz var. Bu geçmiş bize güven kazandırdı.
9) Galaxy Launcher gibi hizmetlerle oyunculara tek bir merkez sunuyorsunuz. Kullanıcıları daha fazla çekmek için bu alanda yeni bir gelişme veya yenilik planınız var mı?
Hızlı bir gelişim döneminin ardından, şu anda GOG Galaxy için odağımız temeli güçlendirmek. Teknik istikrarı artırmaya, genel deneyimi daha akıcı ve keyifli hale getirmeye odaklandık. Oyuncuların bu farkı şimdiden hissettiğini umuyoruz ve her zaman geri bildirimleri duymaktan memnuniyet duyuyoruz.
Aynı zamanda faydalı özellikler eklemeye de devam ediyoruz. Kısa süre önce Microsoft/Xbox hesabıyla giriş yapma seçeneğini ekledik. Bunun yanında denetleyici desteğini geliştirmek ve Galaxy’nin farklı mağazalarda daha fazla yer almasını sağlamak için çalışmalarımız sürüyor.
10) Röportajımızı kabul ettiğiniz için tekrar teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hikayemizi okurlarınızla paylaşma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederiz. GOG’un sunduğu deneyimden keyif almanızı ve oyunların korunmasının önemine dair inancımızı paylaştığınızı umuyoruz.
Oyunculara özellikle Dreamlist programımıza katılmalarını öneriyoruz. GOG’da görmek istedikleri oyunlara oy verebilir ve onlarla ilgili anılarını paylaşabilirler. Bu sistem gerçekten işe yarıyor; topluluğun sesleri sayesinde uzun süredir kayıp olan birçok klasik oyunu geri getirmeyi başardık. Sizin katkılarınız da gelecekte hangi oyunların geri döneceğini şekillendirebilir.

Böylelikle bir röportajımızın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. GOG’a ve sevgili Piotr Gnyp’e bütün sorularımızı detaylı bir şekilde yanıtladığı için bir kez daha teşekkür etmek isteriz. Peki sizce bir sonraki röportaj durağımız ne olsun? Önerilerinize açığız! Ayrıca diğer röportajlarımıza da bu sayfadan ulaşabilirsiniz.