| Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
Call of Duty: Black Ops 7’nin PlayStation 5 inceleme kopyası, Activision Blizzard tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Call of Duty, her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni bir oyunuyla karşımıza çıktı. Oyuncular yeni bir Modern Warfare oyunu beklerken daha geçen sene çıkmış Black Ops 6’nın devamını gördüklerinde doğal olarak biraz afalladı. Activision, klasik düzenini bozmuş ve arka arkaya 2 sene yeni bir Black Ops oyunu çıkarıyordu. Tabii, bu durum bazı şüpheleri de beraberinde getirdi. Bu kadar kısa sürede 2 büyük Black Ops oyunu yapılabilir miydi? Gelin bu sorunun yanıtını Call of Duty: Black Ops 7 incelememizde cevaplayalım.
Online bir senaryo modu…
Call of Duty her ne kadar multiplayer tarafı ile öne çıkan bir seri olsa da daha önce önümüze şaheser diyebileceğimiz birkaç yapım çıkartmayı başarmıştı. Bu da doğal olarak bu markanın hikâye modlarına karşı bir beklenti oluşturdu. Peki, Call of Duty: Black Ops 7 bu beklentiyi karşılayabilecek bir yapım mı? Kesinlikle hayır. Black Ops 7, en kötü Call of Duty hikâye modu olmayı bırak gelmiş geçmiş en kötü hikâye modları arasına adını yazdırabilecek bir iş çıkartmış. Zaten yapım başlı başına bir servis oyunu mantığında tasarlanmış. Yani eğer oyunun hikâye modundan “Menendez’in dönüşü nasıl olmuş, hikâyede bizleri neler bekliyor, bu sefer güzel bir hikâye bizleri karşılayacak mı?” gibi bir beklentilere sahipseniz, bir hayli üzüleceğinizi söyleyebilirim.

Oyunun hikâyesinden kısaca bahsedip senaryo moduna tam anlamıyla giydirmeye başlayabilirim. Black Ops 7, bir önceki oyunlar ile bağlantılı bir olay örgüsüne sahip. Oyuna, önceki oyunlardan tanıdığımız Woods’un cenaze töreni ile giriş yapıyoruz. Tören dediysem de öyle kalabalık bir organizasyon değil. Sadece Mason ve Black Ops 6’dan hatırladığımız Marshall var. İkili arasında geçen konuşmada, Black Ops 2’nin ana kötüsü olan Raul Menendez’in döndüğünü ve dünyayı global bir tehditle baş başa bıraktığını anlıyoruz. Peki bu nasıl olabiliyor, Raul Menendez’i indirmemiş miydik? Evet, aslında öyle olmuştu fakat oyun bizlere işlerin o kadar basit olmadığını anlatmaya çalışıyor. Menendez’in tehdidinin ciddiyetini anlayan Mason, Specter ekibiyle birlikte bu tehdidi durdurmak için harekete geçer.
Oyunun hikâyesi kısaca bu şekilde. Bu yapımın hikâye kalitesinin de vasatın bir hayli altında olduğunu belirteyim. Giriş gelişme ve sonuç kısımları tamamen dengesiz ve kurgudan uzak şekilde hazırlanmış. Oyunu oynarken sürekli “Biz şimdi nasıl bu hale geldik, bu adam kim, bu nasıl oldu ya?” gibi sorularla sık sık karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu sorulardan cevap aldığınızda da hiçbir şekilde tatmin olmuyorsunuz. Yani senaryo yazımı konusunda da Black Ops 7’nin ciddi sıkıntıları olduğunu söyleyebilirim. Atmosfer, tema ve oluşturulan ortam da beni içerisine çekmeyi başaramadı. Oyun bana “Hadi yapalım da çıkartalım şu oyunu hızlıca.” mantığı ile hazırlanmış izlenimini yoğunlukla hissettirdi. Hikâye kalitesinden ve örgüsünden de bahsettiğimize göre artık oynanış dinamiklerine göz atmaya başlayabiliriz.

Dinamik demek de doğru olmaz aslında. Çünkü bu oyunun senaryo modu tamamen online bir kafada tasarlanmış. Öyle ki senaryo modunda oyunu durdurmanıza izin verilmiyor. Sürekli aktif bir oyun oturumu var ve eğer görevin ortasında çıkarsanız o göreve en baştan başlamak zorunda kalıyorsunuz. Evet, bu özellikleri göz önüne aldığımızda karşımızda tam anlamıyla bir live service oyun var diyebilirim. Oyunda yalnız başımıza da değiliz. Menüde senaryo modunu seçerken gözünüze sokularak gösterilen “Co-op Campaign” seçeneğinin bir anlamı var. Oyun, tamamen 4 kişilik bir deneyim için tasarlanmış, hatta öyle ki oyunu tek başınıza oynasanız bile ara sahnelerde diğer 3 karakteri izlemek zorunda kalıyorsunuz. Bununla da yetmiyor, oyun içinde yanınızda olmasalar bile sizlerle konuşup ne yapmanız gerektiğine dair yönergeler veriyorlar.
Tabii, bununla da bitmiyor. Oyundaki düşmanların can barları var. Evet, askeri bir oyunun senaryo modunda can barı olan düşmanlarla savaşıyoruz. Bazen her bir düşman için 1 şarjör harcayabilecek duruma dahi gelebiliyorsunuz. Her bir düşmanı etkisiz hale getirdiğinizde ekranda çıkan puanları saymıyorum bile… Bunun da üstüne ne olabilir diyorsunuz ve karşınıza zırhlı düşmanlar, zombiler ve can barlı boss savaşları geliyor. Doğru duydunuz, bir Call of Duty oyununda fantastik bir formatta hazırlanmış ve can barına sahip boss savaşları bulunuyor. Bu boss savaşlarının hiçbir zorluğu ve olayı da bulunmuyor. Sadece koyalım da havalı dursun mantığı ile yapılmışlar. İşin en üzücü tarafı ise hiçbiri havalı değil…

Oyundaki görev yapıları da oldukça sıkıcı ve tamamen online mantığında hazırlanmış. Geniş bir haritaya giriyorsunuz ve oyun sizlere “Şuraya git ve şunu yap, ardından buraya git bunu aktif hale getir.” gibi ‘ayak işleri’ veriyor. Tabii, bu görevleri yaparken de üzerinize anlamsız askerler, robotlar ve drone’lar gönderiliyor. Eğer görev içerisinde başarısız olur ve tekrar başlarsanız da etkisiz hale getirdiğiniz tüm düşmanlar o şekilde kalıyor. Bu durumda da hayalet bir haritada 400 metre koşarak bir tuşa basmak için mücadele ediyorsunuz. Tüm bu unsurları topladığımız zaman da tüm zamanların en kötü Call of Duty senaryo modunu ortaya çıkartıyor. Eğer bu oyunu sadece hikâye modu için satın almayı düşünüyorsanız, en az bir 10 kere daha düşünmenizi tavsiye ederim.
Deneysel bir Endgame modu
Call of Duty: Black Ops 7 ilk duyurulduğunda, geliştiriciler tarafından “Alışık olmadığınız bir oyun sonu görevi tasarladık.” tarzında açıklamalar gelmişti. Bu beni hem meraklandırmış hem de endişelendirmişti. Çünkü ortaya çıkan söylentilere göre bu oyun sonu modu tamamen online odaklı olacak ve bizleri geniş bir haritaya bırakacaktı. Denildiği gibi de oldu, Black Ops 7’nin Endgame modu tamamen PvE odaklı bir yapıya sahip. Sizlere geniş bir harita sunuluyor, bu haritaya atlıyor ve belirlenen görevleri tamamlıyorsunuz.

Harita da kendi arasında bölgelere ayrılıyor ve bu bölgelerin kendine has zorlukları bulunuyor. Haritaya atlayıp zorlu bölgelere giriyorsunuz, ardından değerli eşyaları elde ederek veya görev yaparak haritadan çıkıyorsunuz. Kısaca, Call of Duty son yıllarda popülerleşen Extraction Shooter türünün ufak bir uyarlamasını yapmış diyebilirim. Peki bu mod keyifli mi? Benim için ilk birkaç saati güzel olsa da sonrasında tekrara binmeye ve sıkıcı hale gelmeye başladı. Bu modun senaryoya iliştirilmesi de olaydan bir hayli kopmanıza yol açıyor tabii.
Multiplayer tarafı hala eğlenceli yapısını koruyor
Evet, gelelim Call of Duty’nin ana odağı olan Multiplayer kısmına. Milyonlarca oyuncunun bu seriyi multiplayer’ı için oynadığını biliyoruz. Her sene aynı haritaları ve silahları makyajlayarak karşımıza çıkaran Activision, bu sefer de farklı bir şey yapmamış. Bildiğimiz haritaların modern halleri, ek olarak yeni haritalar ve tanıdık silahlar. Call of Duty yine bildiğimiz yapısını korumaya devam ediyor. Bunu çok fazla değiştirmeye yeltenmemelerinin temel sebebi de oyunun eğlenceli olması. Evet, Black Ops 7’nin senaryo modu her ne kadar çok kötü bir halde olsa da Multiplayer hala oyunculara keyif vermeyi başarıyor.

Tabii, bu oyunda devasa bir yenilik olduğunu söylemek yanlış olur. Black Ops 7, bildiğimiz Call of Duty formülünün daha cilalı hali diyebilirim. Beta süreci dahil olmak üzere multiplayer modunu yaklaşık 20 saat deneyimledim. Her ne kadar askeri oyunlarda gelecek temasını sevmeyen biri olsam da bu oyunun Multiplayer kısmı beni kendine bağladı. Silah çeşitlerinde ve özelleştirme seçeneklerinde ufak yenilikler mevcut. Artık biraz daha geniş özelleştirme yelpazesi bizleri bekliyor. Buna ek olarak düzenlenen perk sistemi ve hareket kabiliyetleri de Multiplayer’ı daha iyi bir konuma taşımış. Yine de, yukarıda belirttiğim gibi Black Ops 6 ile arasında tema dışında büyük farklılıklar barındırmıyor.
Harita çeşitliliği konusunda da bir önceki oyuna göre gelişim sağladığını söyleyebilirim. Şu an toplamda 16 harita bulunuyor. Bu haritalar, oyun modlarına göre değişiklik gösteriyor. Yani her modu her haritada oynayamıyorsunuz. Buna rağmen çeşitlilik konusunda başarılı bir iş çıkartılmış diyebilirim.. Bu haritaların da farklı konseptlerde olması hoş olmuş. Bazen kuzey ışıkları altında çatışıyoruz, bazen Japonya’nın renkli dünyasına dalıyoruz bazen de ikonik Black Ops haritalarında nostalji yaşıyoruz.

Call of Duty’nin en ama en iyi yaptığı işlerden olan “Gunplay” de bu oyunda gelişime uğramış. Silah tutuşları, animasyonları ve vuruş hissiyatı piyasadaki FPS oyunları arasında parmakla gösterilecek kadar iyi bir durumda. Zaten Call of Duty’nin en güçlü olduğu kısım da bu diyebilirim. Omni-movement sisteminde de ufak değişiklikler yapılmış. Artık daha oturaklı ve gerçeğe yakın bir yapıya sahibiz. Tabii, hala oradan oraya atlayarak uçan birinden 360 derece vuruş yiyebilme imkânınız bulunuyor. Silah ve vuruş hissiyatı, geniş harita yelpazesi, özelleştirme seçenekleri ve eğlenceli modları ile Black Ops 7 multiplayer tarafında iyi bir oyun olmayı başarıyor.
Olmazsa olmaz zombiler
Black Ops denince akla gelen bir diğer mod da şüphesiz zombiler oluyor. Bu tarafta da yenilik olarak sayabileceğim en büyük unsur haritalar olmuş. Şimdiye kadar çıkmış en geniş zombi haritalarından birisi, Ashes of Damned adıyla Black Ops 7’de bulunuyor. Öyle ki bu haritada gezmemiz için çeşitli araçlar bile mevcut. Zombi modunun yapısı ise diğer oyunlarla aynı. Bir haritada çeşitli görevler tamamlamaya çalışıyorsunuz. Bunları yaparken de her bir rauntta hayatta kalarak gelişmeye çalışıyorsunuz. Tek başınıza oynarken bir yerden sonra sıkıcı bir hal almaya başlasa da ekibinizle veya arkadaşlarınızla oynamak deneyimi daha keyifli bir hale getirebilir.

Bu yapımla birlikte Dead Ops Arcade 4 ve Cursed modları da bizimle buluşuyor. Dead Ops Arcade 4, serinin daha önceki oyunlarında da karşımıza çıkan eğlence odaklı bir mod. İster FPS bakış açısı isterseniz de kuş bakışı kamer açısıyla oynadığımız bu modda, üzerimize akın akın gelen zombilerle savaşarak hayatta kalmaya çalışıyoruz. Cursed ise daha gerçekçi ve hataların affının olmadığı bir mod. Arayüz ögeleri kapalı, mermi az ve hiçbir rehber yok. Hardcore bir deneyim isteyenler için tasarlanan bu mod, sizleri bir hayli terletebilir.
TPS Modu
Call of Duty: Black Ops 7’nin öne çıkan yeniliklerinden biri de artık tam anlamıyla bir TPS moduna sahip olması. İster hikâye modunda ister zombi modunda menüden tek tuş ile TPS kamera açısına geçiş yapabiliyorsunuz. Bu da oyunu TPS oynamak isteyen veya “Call of Duty TPS olsa nasıl görünürdü acaba” sorusunu soranlar için güzel bir yenilik olmuş. Ben Call of Duty’nin FPS için tasarlandığını ve bu şekilde kalması gerektiğini düşünenlerdenim. Yine de bu tarz seçeneklerin sunulması oyuncular tarafından pozitif karşılanabilecek bir unsur.

Teknik taraflar ve stabil görsellik
Call of Duty oyunları teknik anlamda sağlam bir altyapıya sahip. Yani oyunların optimizasyonları genelde iyi bir şekilde karşımıza çıkıyor. Black Ops 7’de aynı şekilde iyi optimize edilmiş bir oyun. Beta’yı PC tarafında, ana oyunu ise PlayStation 5’te deneyimledim ve bu süreçte herhangi bir teknik problemle karşılaşmadım. Tabii, oyunun en büyük problemlerinden biri olan Call of Duty Hub hala sinir bozuculuğunu koruyor. Şimdiden karşınıza yüzlerce kez gelecek “Update Reuqires Restart” yazısına hazırlıklı olun.
Görsel tarafta, Call of Duty’nin oldukça iyi bir portre çizdiği aşikar. Fakat özellikle son oyunlarda bu durum nötr şekilde ilerliyor. Black Ops 7’de ise görsel olarak neredeyse hiç değişim yok diyebilirim. Hatta açık haritalar genellikle görsel kaliteyi aşağıya çeken unsurlara sahip. Daha önce “Clean House” adlı bölümü bizlerle buluşturmuş olan bu serinin, bu görselliği teknoloji gelişimine rağmen tekrar yakalayamaması soru işaretlerini çoğaltıyor.

Son sözler
Black Ops 7, tam anlamıyla servis oyunu mantığı ile tasarlanmış. Bu durum senaryo modundan zombi moduna kadar bu şekilde. Eğer bu yenilikler online kısımlarda yapılsaydı, deneysel bir şeyler yapıyorlar mantığı ile bakıp onaylayabilirdik. Activision ise bu servis oyunu mantığını direkt olarak senaryo modunda denemek istemiş. Bu da doğal olarak Call of Duty ruhuna aykırı ve sıkıcı bir oyun ortaya çıkartmış. Eğer siz Black Ops 7’yi senaryo modu için almak istiyorsanız ve iyi bir hikâye görmek istiyorsanız, uzak durmanızı öneririm. Sadece multiplayer ve zombi modu için satın alacaklara da indirim dönemlerini beklemelerini öneriyorum. Black Ops 7’nin multiplayer ve zombi modları her ne kadar keyifli olsa da bir önceki oyun ile tema dışında bir farklılık barındırmıyor.


