Atarita sizin için inceledi! Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz. |
RoadCraft’ın PC inceleme kopyası, Focus Entertainment tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Video oyunlarında genelde bir baş düşmana, ana kötüye veya kendimize karşı çeşitli mücadeleler veririz. Ancak ben, Doğa Ana’nın kendisine karşı verdiğimiz mücadelelerden de çok keyif alıyorum. Bu nedenle küçüklüğümden beridir simülasyon oyunlarında yerçekimi, arazi, iş makineleri veya tarım ürünleri gibi birçok şeye karşı mücadele ediyorum. Son zamanlarda MudRunner, SnowRunner ve Expeditions oyunlarının geliştiricisi Saber Interactive’in yeni yapımı RoadCraft‘ta doğanın sınavından geçmiş bölgelere yardım ulaştırdım. Bu incelememizde de sizlerle oyun hakkındaki genel görüşlerimi ve genel yapısı itibarıyla diğer oyunlar arasında nasıl bir konumda durduğunu paylaşacağım.
RoadCraft: Serinin sevilen özellikleri bir oyunda buluşsaydı…
MudRunner ve SnowRunner temelde birbirine benzeyen oyunlar olsa da Expeditions ile farklı şeyler denenmişti. Expeditions’a kadar çetin arazilerde yükleri bir noktadan diğerine taşıyor, bataklıklar ve sarp kayalıklarla mücadele ediyorduk. Expeditions ise bilimsel araştırmalar için keşfe çıktığımız ve adı gibi “sefer yaptığımız” bir oyundu. RoadCraft bugüne kadar yapılan tüm oyunların sevilen içeriklerini bünyesinde barındırıp birbiriyle harmanlarken, çok daha etkileşimli dünyasında oyuncuya yeni oyuna özgü mücadeleler de sunuyor. Bunları ise Saber Interactive’in bu türdeki 8 yıllık bilgi birikiminin yardımıyla oldukça iyi, tatmin edici ve kesintisiz şekilde sunuyor.
Diğer oyunlarda değişken çevre koşullarına adapte olmak ve kendi rotanızı planlamak gibi uğraşlarınız olurken, RoadCraft’ta artık dünya sizin kontrolünüzde oluyor. Aslında çıkış öncesi yayınladıkları (ve hemen yukarıdan seyredebileceğiniz) harika fragman buna çok güzel ışık tutmuştu. RoadCraft, şu ana kadar yapılmış “en iyi sandbox off-road sorun çözme simülatörü” ve bunun için geçerli sebepleri var.
- Yeni Gelmedik, Geri Geldik: RoadCraft ön incelememiz
Yol yapıyorum
Tıpkı bir takım şehir kurma oyunlarında olduğu gibi yine yol yapıyorum. Fakat bu sefer ekranda başlangıç ve bitiş noktalarını çizerek veya arayüzden birkaç sembole tıklayarak değil. Kumunu taşıyıp dökerek, düzleştirerek, asfalt dökerek ve sonunda silindir ile tamamlayarak yol yapıyorum. RoadCraft doğanın testinden geçmiş bölgelerde bataklığa dönüşmüş yolları onararak sıfırdan yol yapmanıza izin veriyor. Kumunu taşıyor, döküyor, düzeltiyor ve üzerine asfaltı dökerek silindir ile finalize edebiliyorsunuz. Ayrıca oyun, yaptığınız yollara anlam kazandırma ve onları gerçekten işlevsel hale getirme konusunda da yeni içerikler sunuyor. Aynı zamanda yol kadar detaylı olmasa da gerekli malzemeleri tedarik edip ilgili alana bırakarak köprüler de inşa edilebiliyor.

Saber Interactive’in serisinde fiziklerin yeri hep önemliydi ve RoadCraft’ta geliştirilen yeni motor ile çok daha kararlı, gerçekçi ve mücadeleci bir fizik sistemi bulunuyor. Bu da oyunda yaptığınız her şeyin daha organik hissettirmesini ve araç süspansiyonlarının tepkilerinden dahi keyif almanızı sağlıyor. Simülasyonların bir oyuncuda iyi intiba bırakmasının en iyi yolu, ona kullandırdığı her şeyin tüm girdilere doğru ve gerçekçi tepki verdiğini göstermesidir. RoadCraft bu konuda benden geçer not aldı diyebilirim. Özellikle çiftçilik simülasyonu olmasına karşın her Farming Simulator oyununda tarlanın yüzüne bakmayıp envai çeşit aracın tadını çıkaran bir oyuncu olduğum için buna ekstra dikkat ettim. Sonuçtan ise son derece memnunum. Her aracın kendine has bir karakteri var ve kullanırken buna göre davranıp, hepsinde zamanla ustalaşmanız gerekiyor.
Tedarik zinciri kurmak için rotalar oluşturmak
Haritada belli başlı tesisler bulunuyor ve bunları onarmak için gerekenleri yaptıktan sonra aralarında bir tedarik rotası oluşturabiliyorsunuz. SnowRunner’da kendiniz için oluşturduğunuz rotayı düşünün; buna benzer bir şekilde ince işçilik ile rotalar oluşturarak araçların bunlar arasında seyahat etmesini sağlayabiliyorsunuz. Elbette bu rotaların sorunsuz işlemesi için araziyi manipüle etmeniz, köprü yapmanız ve güzergahı dikkatlice tasarlamanız gerekiyor. Araçların seyahatini en azından bir tur izleyerek olası sorunları tespit ederek revizeler yapıp rotanızı saat gibi çalışan en iyi versiyonuna getirmek için uğraşmak da oldukça keyifli. Tabii oyunun henüz başlarında, elinizde çok fazla yarayışlı alet bulunmadığı için bu rotaları her zamankinden daha dikkatli oluşturmanız gerekecek.

Bu sistem de yan görevler vasıtasıyla oyuna entegre edilmiş ve rotaları tamamladıkça kaynak ve tecrübe ödülleri kazanıyorsunuz. Bu sayede daha fazla rota oluşturarak daha gelişmiş araçlar için ihtiyaç duyacağınız seviye eşiklerine ilerleyebiliyor ve bunu genel ilerleyişinizin bir parçası haline getirebiliyorsunuz. Bu da yeni oyun ile birlikte seriye yapılmış güzel bir eklenti olmuş. Ayrıca siz haritanın etrafında seyahat ederken etrafta oyuncu olmayan farklı araçların da kendilerine çizilmiş rotaları takip ettiğini görmek iyi hissettiriyor. Oyunun inandırıcılığı arttığı gibi daha otantik bir deneyimin kapıları bu noktada aralanıyor diyebilirim.
Haritalar harika ve çözülecek çok fazla sorun olması da hiç sorun değil
Oyun tek bir haritadan değil, parça parça birçok farklı bölgeyi kapsayan haritalardan oluşuyor. Öğretici rolü üstlenen ilk harita ve ikincisi görece daha ufak olsa da daha sonra çok büyük, tamamlaması da hayli uzun süren birçok haritanın içerisine dalabiliyorsunuz. Ancak buradaki iş yükü çoğu zaman göz korkutmuyor. Çünkü oyun sizi dünyaya bırakıp “bunların hepsini çözeceksin” demek yerine haritaya bir arka plan hikâyesi tanımlıyor, sorunları birbirinin ucuna bağlıyor ve çözdükçe diğerlerini çözmeyi de daha kolay hale getiriyor. Zaten ilk sorundan itibaren haritada inşa ettiğiniz yollar ve köprüler bir noktadan sonra geri dönüş seyahatlerini son derece hızlandırıyor.

Bazı haritalarda stratejik olarak zorlaştırılmış yollar veya küçük bölgeler görüp geliştiricinin niyetini anlayabiliyorsunuz. Buraya henüz görevi gelmeden yol inşa etmeniz gerektiğini hissederek, görev akışına hiç göz atmadan kendi çözümünüzü de üretebiliyorsunuz. Bu ve bunun gibi detaylar her haritanın etrafına saçılmış durumda ve sizi “kum kutunuzun” içine bırakarak, dilediğiniz zaman yol gösterebilecek bir rehber gibi davranan görev sisteminin tadını çıkarabiliyorsunuz. Görev sisteminin peyderpey size tüm sorunları çözmeniz için rehberlik edişi ve bu sorunların birbiriyle bağlantılı oluşu da gerçekten “yardıma muhtaç bir bölgede gerekeni yaptığınızı” hissettirmeyi başarıyor. Bu anlamda oyunun mantığının da son derece oturaklı olduğunu ve çok hoşuma gittiğini söyleyebilirim.
Üretip, ürettiğimizle onardığımız bir “emek simülatörü”
RoadCraft’ta elektrik altyapısını santralden tesislere taşıyabileceğimiz araçlar olduğu gibi boru hatlarını da tamir edebiliyoruz. Boru hatlarının tamiri için çelik borulara, tesislerin onarımı için de çelik kiriş gibi malzemelere ihtiyacımız oluyor. Bunlar için de bölgedeki üretim tesislerini onarmış olmamız, çalışır halde olmaları gerekiyor. Çalışır hale gelmeleri için elektrik altyapısı bağlamak ve ihtiyaç duyduğu diğer materyalleri sağlamak gerekiyor. Bunlar daha önce anlattığım görev akışında zaten sağlandığı için tesisleri onarmak karmaşık veya zor değil.

Tesislere hasarlı çelik boru veya parçaları getirip teslim ederek sağlam boru veya kirişlere dönüşmelerini sağlayabiliyoruz. Sonra bu boruları yükleyip götürerek onarılması gereken yerdekiyle değiştiriyor ve sorunu gerçekten organik bir yol izleyerek çözmüş oluyoruz. Yani bir şeyleri sadece oradan oraya taşımıyor; soruna maruz kalıyor, çözümünü öğreniyor ve daha sonra çalışarak çözülmesini sağlıyoruz. Sorun ortadan kalktıktan sonra da faydasını mutlaka görüyoruz. Bu anlamda RoadCraft çok iyi bir “sorun çözme ve emek simülatörü” olmuş diyebilirim. Her sorun çözdüğünüzde telsizden gelen motive edici cümleler de işin tuzu biberi oluveriyor.
Tik, tak, teknik
RoadCraft teknik anlamda daha önce sistem gereksinimlerine göz attığım için pek memnun olmadığım bir oyun oldu. Basitçe; Ryzen 7 5800X işlemci, RX 6600 XT ekran kartı ve 16 GB RAM ile bu oyunu yüksek ayarlarda 60 FPS oynayabileceğim yazıyordu. Benim sistemim ise Ryzen 5 5600X işlemciye, RX 6650 XT ekran kartına ve 32 GB RAM’e sahip. Oyundaki fizik sistemlerinin işlemciye ekstra yük bindireceğini elbette tahmin etmiştim fakat orta ayarlarda 40-45 FPS aralığındaki değerlerle oynamayı hayal etmiyordum. Ayrıca, bu değerleri alırken işlemcimin değil, ekran kartımın performansını sonuna kadar zorladığını da gördüm. İşlemcim daha fazlasını yapmaya hazırdı fakat ekran kartım buna izin vermiyordu.
Haliyle, önerilen sistem gereksinimlerinin üzerinde olmama rağmen ekran kartı bariyerine takılmam bana paylaşılan listenin dürüstlüğünü sorgulattı. Eğer oyun çalışırken işlemcimin elinden geleni yapıp başaramadığını görseydim böyle düşünmezdim.

Öte yandan RoadCraft’ın arayüzünde bazı görsel hatalar olsa da bunlar çok önemli şeyler değil. Birbiri üzerine binen metinler ve buna benzer ufak şeyler. Oyun da büyük ölçüde sorunsuz şekilde çalışıyor. Dinamik gün döngüsü performansı minimal oranda etkiliyor ancak bu beklenen bir şeydi. Öte yandan dinamik hava durumu sistemi de özellikle yağmur yağmaya başladığında biraz pahalı olabiliyor. Ancak bunun dinamik sistemler içeren bir oyunun ödemek zorunda olduğu bedeller olduğunu bildiğim için herhangi bir sorun gözüyle bakmıyorum. Oynanış sırasında da oynadığım 20 saat boyunca neredeyse hiç fizik hatasına denk gelmedim. Bu da yoğun şekilde fizik etkileşimi içeren bir oyun için harika bir performans.
Benim için RoadCraft’ı orta ayarlarda 40-45 FPS değer aralığında oynamak büyük bir sorun olmadı. Giriş gecikmem düşük ve oyun deneyimim de hatalarla kesilmediği için oldukça akıcı bir deneyimdi. Ancak bir müşteri olarak mağaza sayfasına gidip elimdeki donanım ile yüksek ayarlarda 40-45 FPS alacağımı görüp, bunu orta ayarlarla aldığımı görseydim üzülürdüm. Siz potansiyel müşteriler için bunu bir eksi olarak incelemeye not düştüm.

Uzun lafın kısası
Velhasıl kelam RoadCraft‘ı tek başıma oynadım ve müthiş keyif aldım. Arkadaşlarla (4 kişi co-op girilebiliyor) çok daha eğlenceli olacağını düşünüyorum ve Türkçe dil desteği sayesinde de çok daha anlaşılabilir bir oyun olmuş. Bu sayede makineleri ve işlevlerini, oyunun sistemlerini ve telsizden gelen diyalogları anlamak da çok kolay. Arkadaşlarınızla birlikte sandbox bir simülasyon oyunu arıyorsanız kesinlikle önerebileceğim bir oyun olduğunu söyleyebilirim.
Benim bu incelemede paylaşacaklarım şimdilik bu kadar. Elbette sorularınızı veya görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz. Sevgi ve oyun ile kalın.
