2020’li yıllar video oyunları endüstrisi için parlak geçse de PC oyuncuları için aynı derece görkemli gittiği söylenemez. Oyun endüstrisinde konsollar hep ön planda olsa da oyunların bilgisayarlar için üretilen sürümlerinde performans sorunları giderek artıyor. Peki her oyunda bahsini illa ki duyduğumuz optimizasyon nedir? Bir oyun çıkmadan önce bilgisayarımızda nasıl çalışacağını nasıl öngörebiliriz? Bu karmaşık soruları sizlerle en basit şekilde ele alacak ve yanıtlayacağız. Dilerseniz gelin bugünlerde dilimizden düşmeden “optimizasyon sorunları” konusunu detaylandıralım ve video oyunlarında optimizasyonun ne anlama geldiğine birlikte göz atalım.
Optimizasyon nedir?
Optimizasyon, Türkçe dilinde “eniyileme” olarak da kullanılır ve kökeni Latince’deki “optimas” sözcüğüne dayanır. Basitçe; mevcut kaynakları en verimli biçimde kullanarak en iyi sonucu elde etme sürecidir. Bir hedefin maksimum veya minimum değerini bulmayı hedefleyen bu süreç, bazı kısıtlar etrafında çözüm arar.

Optimizasyon süreci yalnızca video oyunları endüstrisinde değil, birçok farklı sektör ve alanda kullanılır. Ancak video oyunlarındaki karşılığı bunlarla benzerlik gösterse de doğası gereği farklı olduğu noktaları da içerir. Video oyunlarında performans optimizasyonu, bir oyunun kendi kaynaklarını en iyi şekilde çalıştırabileceği sistem bileşenlerini bulmasıdır diyebiliriz. Yani oyunlarda sık sık gördüğümüz “minimum ve önerilen sistem gereksinimleri” aslında o oyunun optimize edildiği sistemleri temsil eder. Oyun endüstrisinde çok amaçlı optimizasyon yapılır. Bu da birden fazla hedef fonksiyonu aynı anda optimize etmek anlamına gelir. Ancak bu yazımızda, daha çok performans optimizasyonu üzerinde duracağız. Bunun dışında video oyunlarında oyun tasarımcıların, bölüm tasarımcıların ve mühendislik bölümlerinde yer almayan birçok rolün de farklı optimizasyon kaygıları vardır.
- İlginizi Çekebilir: Bilgisayarlarda ısınma sorunu nasıl çözülür?
Oyunlarda optimizasyon sorunu olduğu nasıl anlaşılır?
Video oyunlarında yaşanan performans sorunlarının tamamı kötü optimizasyondan kaynaklanmayabilir. Çünkü bu endüstride çıktı olarak sunulan ürünün iki ucu bulunur. Bir oyunu satın almadan veya bilgisayarda çalıştırmadan önce sistem gereksinimlerini kontrol etmek çok önemlidir. Çünkü burada “minimum” ve “önerilen” olarak paylaşılan bileşenler, oyunun optimize edildiği sistemleri temsil eder. İşlemcilerin saat hızı ve çekirdek miktarı, belleklerin boyutu, ekran kartının saat hızları, VRAM miktarları ve bellek hızları gibi değerler ele alınarak oyunun en iyi çalışacağı konfigürasyonlar paylaşılır. Temel beklenti, bilgisayar oyunlarının listelenen bileşenlerde tahmin edilen performansları vermesi yönündedir. Ancak bu beklenti her zaman karşılanmayabilir.

Eğer bilgisayarınızda bir oyun kötü çalışıyorsa, önce sistem gereksinimlerini tekrar kontrol edin. Orada listelenen bileşenler ile bilgisayarınızdaki donanımları karşılaştırın. Sayılar veya çıkış yılları bazen yanıltıcı olabilir. Bu nedenle karşılaştırma yapmak için UserBenchmark gibi araçları kullanabilirsiniz. Buradan oyunun gerektirdiği bileşenlere karşı bilgisayarınızdakilerin performansı konusunda fikir sahibi olmak önemlidir. Bu sayede düşük performansın bilgisayarınızın ürettiği işlem gücü veya optimizasyon sorunlarından kaynaklandığı konusunda daha iyi bir görüşe sahip olursunuz.
Günümüzde video oyunlarının sistem gereksinimleri, yani optimizasyonları ile birlikte tahmini performans değerleri de paylaşılır. Minimum sistem gereksinimleri genelde değişken çözünürlüklerde 30 FPS kare hızını hedeflerken, önerilen sistem gereksinimleri ise 60 FPS değeri veya üzeri için gereken donanımları listeler. Eğer bir oyunu önerilen sistem gereksinimlerinin üzerinde bir bilgisayar sistemiyle oynarken bile düşük performans alıyorsanız, bu o oyunda optimizasyon sorunları olduğu anlamına gelir.

Optimizasyon sorunu ağırlıkla düşük FPS veya takılma gibi hatalara sebep olur. Ancak oyunda karşılaşacağınız her hata optimizasyon ile ilgili olmayabilir. Örneğin, oyun bilgisayarınızda normal koşullarda oldukça iyi performans gösteriyor fakat sık sık çöküyorsa, bu oyunun PC optimizasyonunun kötü olduğu anlamına gelmez. Ancak her durum için de geçerli değildir. Bazen oyunlar, bellek veya kaynak kullanım optimizasyonları iyi yapılmadığı için de çökebilirler. Fakat genelde kendi içerisinde yaşadığı yazılımsal hatalar nedeniyle çöker ve bu da bir bug olarak ele alınır. Oyunda bug veya glitch olarak adlandırılan hatalar genelde performans optimizasyonu ile ilgili değildir. Bu tür hatalar her platformda gözlemlenebilir.
Peki yeni oyunlarda neden çok fazla optimizasyon sorunu var?
Özellikle 2020 yılından itibaren PC’ye çıkan yeni oyunlarda optimizasyon sorunları sıkça gözlemleniyor. Bunun birincil sebebi, yayıncı ve geliştiriciler için PC’nin ana platform olmayışıdır diyebiliriz. Yani yeni nesil video oyunları öncelikli olarak konsollarda çalıştırılmak üzere geliştirilir. PC ve oyun konsolları arasındaki donanım mimarisi farklılığı da bu oyunların bilgisayarlarda düzgün çalışmamasına sebep olabilir.

Geleneksel performans optimizasyonu teknikleri geride bırakıldı
Özellikle yeni nesil video oyunlarında, geleneksel optimizasyon yöntemlerini yenileri almaya başladı. Örneğin, daha önce LOD sistemleri kullanılır ve uzak mesafedeki nesnelerin poligon sayıları ve doku çözünürlükleri belirli ölçülerde düşürülürdü. Bu sayede oyuncunun yakınında olmayan ve detaylıca görünmesi gerekmeyen nesnelerin tükettiği işlem gücünden tasarruf edilirdi. Benzer şekilde oyuncunun görüş açısında olmayan nesneler “occlusion culling” yöntemiyle ekrandan silinir ve oyuncunun sistemi, yalnızca görünür nesneleri yükleyerek bunlar üzerinde çalışırdı. Şimdiyse özellikle Unreal Engine 5 ile tanıtılan Nanite teknolojisi başta olmak üzere birçok oyunda farklı yöntemler kullanılmaya başlandı.
Epic Games’in 2020 yılında Unreal Engine 5 ile birlikte tanıttığı Nanite teknolojisi, ekranlarda milyonlarca poligona sahip modellerin yüksek performans ile çizilebilmesine olanak sağlıyor. Ancak bu sistem, özellikle Unreal Engine 5’in yakın zamanlı sürümlerine kadar pek sağlıklı çalışmıyordu ve geliştiriciler tarafında da bir kullanım alışkanlığı oturmamıştı. Durum böyle olunca geleneksel optimizasyon yöntemleri yerine Nanite kullanan birçok oyunun PC’de oldukça sorunlu süreçler geçirdiğini gözlemledik. Dolayısıyla geleneksel performans optimizasyonu yöntemleri geride bırakıldıkça, yeni oyunlardaki sorunlu yapının artmaya başladığını da gördük.
Oyunlar “çözünürlük ölçekleme bağımlısı” haline geldiler
Yine tarihten örnek verecek olursak, geçmişte oyunlar belirli çözünürlük oranları için belirli optimizasyonlara sahip olurdu. Ancak günümüzde FSR, DLSS, XeSS gibi çözünürlük ölçekleme teknolojileri bu bayrağı devraldı. Artık video oyunlarının sistem gereksinimleri, çözünürlük ölçekleme teknolojileriyle birlikte sundukları performansa göre paylaşılıyor. Yani yerel ekran çözünürlüğünde oyun oynamak istiyorsanız, birçok oyunun önerilen sistem gereksinimlerinden çok daha iyi bir bilgisayara ihtiyacınız olacak.
Çözünürlük ölçekleme teknolojileri, ekran çözünürlüğünüzü daha düşükmüş gibi göstererek ekran kartınızın daha fazla kare üretmesini sağlıyor. Daha sonra bu kareleri yapay zekâ yardımıyla ölçeklendirerek ekran boyutunuza getiriyor. Örneğin, 1080p oynamak istediğiniz bir oyunu 1719×900 çözünürlüğüne veya daha altına indirgeyerek (burada kalite – dengeli – performans ayarları devreye giriyor), tüm kareleri yapay zekâ ile 1920×1080 çözünürlüğüne yükseltmeye yarıyor. Bu da performansı artırıyor.

Daha da ileri gitmek gerekirse artık ekran kartları, yapay zekâ ile yapay kareler üreterek oyun akışınıza ekleyebiliyorlar. FSR ve DLSS teknolojileriyle birlikte tanıtılan “kare üretme teknolojileri” hayatımıza gireli çok uzun süre olmadı. Bunlar oyun performansınızı artırma konusunda iddialı teknolojiler olsa da pratikte bazı sorunlardan kaçamıyorlar. Örneğin, hali hazırda çok düşük FPS değerleri aldığınız (15-20 diyelim) bir oyunda “Frame Generation” özelliğini kullanarak 60 FPS değerlerini görebilseniz dahi giriş gecikmesi ve sürücü zaman aşımı gibi sorunlar nedeniyle oyun deneyiminizin baltalanma ihtimali bulunuyor. Bu nedenle kare üretme teknolojileri daha ziyade hali hazırda geçerli bir performans değerini görebilen ve daha fazlasını isteyen oyuncular için öneriliyor.
Şu anda yapay zekâ ile kare üretme teknolojilerine bağımlı olan bir oyun yok, fakat STALKER 2 gibi optimizasyonu kötü yapılmış bazı oyunlarda bunu kullanarak görece daha oynanabilir hale getirme gibi yöntemler mevcut. Öte yandan FSR ve DLSS gibi çözünürlük ölçekleme teknolojileri artık sektör standardı haline gelmiş durumda. Bu da yerel ekran çözünürlüğünde oyun oynamak isteyen oyuncuların optimizasyon denkleminin dışında tutulmasıyla sonuçlanıyor. Ayrıca FSR ve DLSS bağımlılığı, ne yazık ki geliştiriciler tarafındaki performans optimizasyonu kaygısını düşürüyor.
Sonuç
Sonuç olarak video oyunlarında optimizasyon günden güne geçerliliğini yitiren bir kavram olmaya devam ediyor. Çözünürlük ölçekleme ve yapay zekâ yardımıyla kare üretme teknolojileri, konsollarda harika çalışsa da PC platformundaki oyuncular için aynı derecede yardımcı olmuyor. Yerel ekran çözünürlüğünde oyun oynamanın giderek seyrekleştiği son 5 yıl içerisinde de optimizasyon sorununun her türlüsünü tattık. Bu kavram yakında “yeni nesil formuyla” tam anlamıyla barışacak ama hala sancılı bir geçiş sürecinde olduğumuzu unutmayın. Bizim bu yazıda sizlerle paylaşacaklarımız bu kadardı fakat ekleme yapmak veya görüşlerinizi paylaşmak için yorumlar kısmını kullanabileceğinizi hatırlatalım. Şimdiden herkese iyi oyunlar dileriz!