Cybeart'ın lisanslı Warner Bros. oyuncu koltukları Gaming.Gen.TR'de!

Cybeart'ın resmî Warner Bros. lisanslı profesyonel oyuncu koltuklarına hemen göz at! Üstelik 5 yıl Gaming.Gen.TR garantisiyle. #İşBirliği

Elden Ring Nightreign İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryal Standartlar

Paylaş

Elden Ring Nighreign’in PlayStation 5 inceleme kopyası Bandai Namco Entertainment tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.

Değerli okurlar, size fazlasıyla dürüst olacağım. Bir FromSoftware oyunu çıkıyordu ve beni hiç ama hiç heyecanlandırmıyordu. Bu, pek tahmin edebileceğim bir olay değildi ancak sizlere bu satırları yazmadan günler önce oyuna dair olan bütün ‘’önsezilerimi’’ bir kenara bıraktım ve Nightreign’de onlarca saat geçirdim. Okudukça şaşıracaksınız çünkü Nightreign oynarken ben de aynılarını hissettim. O hâlde daha fazla uzatmadan başlayalım.

Sevgili souls oyuncuları, Elden Ring Nightreign’in bir souls-like’tan çok bir rogue-like oyun olduğunu söylemem gerekiyor.

Kaçınılmaz son tabii. Kocaman ‘’Elden Ring’’ ismini görünce bunun tamamen souls-like bir deneyim olduğunu düşünmeden edemiyor insan. Ancak söylemeliyim ki ben Elden Ring Nightreign’i bir souls-like olarak nitelendirmezdim. Nightreign, Elden Ring’in temel oynanış mekaniklerini, dolayısıyla temposunu da baştan aşağı değiştiren bir oyun. Bu kimisi için pozitif, kimisi için de negatif bir etken olacaktır ki benim için fazlasıyla pozitif oldu çünkü Nightreign oynarken, hiç tahmin etmediğim bir deneyim ile karşılaştım.

Elden Ring Nightreign - Boss Dövüşü
Elden Ring Nightreign – Boss Dövüşü

Öncelikle Nightreign’i tek başınıza oynamayı aklınızdan geçirmemenizi dahi tavsiye ederek başlamak istiyorum. Ben bu hatayı yaptım ve kötü yoldan öğrendim ki Nightreign tamamen üç kişilik bir deneyim kurgulanarak tasarlanmış. Yani oyunun keyfi de tamamen bu yönde ortaya çıkıyor. ‘’Ama üç arkadaşım yok ne yapacağım?’’ dediğini duyar gibiyim. Benim de yoktu fakat oyundaki eşleştirme sistemi sayesinde diğer oyuncularla ekip olabiliyorsunuz. Ben, tek kişilik deneyimin bu kadar yetersiz olduğunu görünce oynanışımın geri kalan %95’lik kısmını çevrim içi bir şekilde diğer insanlarla oynadım ve hiç beklemediğim kadar eğlendim. Size denk gelecek olan ekibin oynanış deneyiminizi doğrudan etkileyeceğini söyleyebilirim ki ben bu yönden şanslıydım çünkü oyunu incelemekte olan diğer uluslararası basın kuruluşlarından meslektaşlarımla deneyimleme fırsatı buldum. Nightreign deneyimim boyunca onlarca farklı yoldaşım oldu ancak buradan ilk yoldaşlarım Draven ve Ichi’ye de selamlarımı iletmek isterim.

Elden Ring Nightreign’in zaten temelde çok oyunculu bir deneyim üzerine kurgulandığını biliyorduk ancak tek kişilik deneyimin bu denli soluk, çok oyunculu deneyimin de bu denli eğlenceli olmasını beklemediğim için epey şaşırdım. Eğer oyunu oynamayı düşünüyorsanız kendinize bir ekip kursanız iyi ederseniz yoksa büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz çünkü tek kişi oynanacak bir oyun olduğunu düşünmüyorum. Nightreign’in, Elden Ring’in temel mekaniklerini baştan aşağı değiştirdiğini söylemiştim. Şöyle bir düşününce, bu yorumu daha da genişletebilirim. Nightreign, hem Elden Ring’in hem de yıllardır bildiğimiz souls mekaniklerini kendisine uyarlayan, basitleştiren ve çok daha hızlı bir tempoda deneyimlenecek şekilde evrilten bir oyun.

Elden Ring Nightreign - Uçmak
Elden Ring Nightreign – Uçmak

Nightreign’de bir ‘’expedition’’ yani keşif gezisi sistemi bulunuyor. Oyunun ana unsurunu oluşturan rogue-like yapısı ise tam da burada kendisini gösteriyor. Tanıdık ana üssümüz olan Roundtable Hold’taki yerimizi aldıktan sonra sırayla keşif gezilerini yapmaya başlıyoruz ve haritadaki yerimizi alıyoruz. Ekibiniz ile birlikte haritaya indikten sonra izleyeceğiniz rotalar hayati oluyor çünkü bir keşif gezisi üç farklı aşamadan oluşuyor. Oyunda gün sistemi bulunuyor ve haritaya indikten sonra ilk güne başlamış oluyorsunuz. Ben oyunu tek başıma oynarken yaptığım ilk büyük hata, sanki Elden Ring oynarmışcasına yavaş yavaş etrafı gezmek ve keşfetmeye çalışmak oldu. Bir anda haritadaki çember daralmaya – evet, aynı battle-royale oyunlarındaki gibi – başlayıp, sürekli canımı götüren mavi alevle karşılaşınca tabiri caizse şok oldum.

O an anladım ki Nightreign’de zaman sınırımız bulunuyor ve oyun, kaybedilen her saniyeyi ciddi şekilde cezalandırıyor. Bu yüzden ekip ile oynadığınızda göreceksiniz ki sürekli haritada karşınıza çıkan kritik noktaların peşinde koşacak, tüm bunları ekip çalışmaları yaparak hızlıca tamamlamaya çalışacak ve yavaş yavaş güçlenerek zorlu düşmanların peşinden gitmeniz gerekecek. Dolayısıyla oyun başlar başlamaz takımın bir liderinin olması ve harita boyunca gidilecek yerleri hiç vakit kaybetmeden sürekli olarak işaretliyor, seçiyor olması çok önemli çünkü kaybettiğiniz her saniye günün sonunda karşınıza çıkacak olan zorlu düşmanlara karşı şansınızı azaltacak ve ‘’keşif gezinizin’’ başarısızlıkla sonuçlanmasının şansını artıracak.

Gece çöker, biz yükseliriz...

En iyisi daha fazla detaya girmeden önce gün sistemini ve bir keşif gezisinin nasıl olduğunu anlatayım ki diğer noktalar daha da anlaşılır bir hâle gelsin. Ekibimiz ile birlikte uçarak haritaya giriş yaptıktan sonra – evet, aynı battle-royale oyunlarındaki gibi – ilk günümüz başlıyor. Bize sunulan alan, alev çemberi aracılığıyla daralmadan önce en uzak noktaları olabildiğince temizlemeye, önümüze çıkan engellerle yüzleşerek sürekli güçlenmeye çalışıyoruz. Yakınlarda kilise yer alıyorsa can iksiri limitimizi artırıyor, harabeler yer alıyorsa gidip oradaki düşmanlarla yüzleşip, mekanın kendi ‘’boss’’unu kestikten sonra ortaya çıkan seçim ödülü – kusura bakmayın, aklıma daha iyi bir tanım gelmedi – içerisinden almak istediğimiz ödülü seçiyoruz. ‘’Boss’’ düşmanları kestikten sonra ortaya çıkan bu seçim ödülü, rogue-like oyunlardaki klasik ‘’Hangi ödülü istediğini seç’’ mantığından ibaret. Aynı şekilde ortaya çıkan bu ödüllerin de kestiğiniz düşmana göre mavi, mor ve sarı olmak üzere değerlerini yansıtan renkleri oluyor. Tahmin edeceğiniz üzere en kaliteli ödüller sarı olanlardan çıkıyor.

Ayrıca oyunda karşılaştığımız her düşmandan ruh topluyoruz. Bu zaten hep aşina olduğumuz klasik souls mantığı. Bu ruhlar, bütün takıma da gidiyor yani birinin kestiği düşmandan bütün ekip faydalanıyor. Ruhlar biriktikçe de ‘’Grace’’ yani ‘’Bonfire’’ noktaları aracılığıyla karakterimize seviye atlatıyoruz. Burada seviye ve ‘’Grace’’ mantığında değinmek istediğim nokta şu ki bunlar Elden Ring veya diğer oyunlardan bildiğimiz gibi kayıt, dinlenme, karakter geliştirme ekranı değiller. Yani evet, seviye atlayarak karakterimizi geliştiriyoruz ama öyle detaylı bir geliştirme ekranı karşılamıyor bizi. Dümdüz seviye atla tuşuna basıyorsun ve karakterinin bütün değerleri otomatik gelişiyor. Nightreign, çok hızlı bir tempo üzerine inşa edildiği için karakterinin her bir niteliğini sen ayarlayamıyorsun. Bunlar tek tuşla oluyor.

Gece çöker, biz yükseliriz...

Oyun içerisindeki ilk günümüz de çember iyice daralıp o günün ana ‘’boss’’ ile karşılaşacağımız ağacın gölgesinin altına gelene kadar sürekli olarak ruh toplayıp, iksir sayısını artırıp, yeni eşyalar bularak güçlenmeye çalışmak ile geçiyor. Tabii böyle söylediğim için gün içi kısım kulağınızda basite indirgenmesin çünkü bu sekanslar gerçekten zorlu ve heyecanlı olabiliyor. Bazı düşmanların seviyeleri gerçekten yüksek ve onlarla yüzleşmeden önce iyice güçlenip iyi bir sinerji yakalamak gerekiyor. Ödülleri de o yönde sizi güçlendiriyor. Çember iyice daralıp akşam olunca da o günün ana düşmanını yenip ilk günü bitiriyoruz. İlk gün bitince ise doğrudan ikinci güne başlıyor, harita içerisinde keşfetmediğimiz yerlere doğru koşuyor ve yine güçlenme döngüsüne giriyoruz fakat bu sefer daha zorlu ve yeni düşmanlar da bizi bekliyor oluyor. İkinci gün de aynı şekilde çemberin daralıp akşam olmasıyla ve daha güçlü bir ana düşman ile yüzleşilmesiyle son buluyor. Bu ikinci günün sonuna kadar karakterlerinizin en güçlü noktalarına ulaşmaları gerekiyor çünkü artık üçüncü gün bulunmuyor. Doğrudan keşif gezisini tamamlayacak olan asıl ana düşman ile yüzleşmek adına ışınlanıyoruz.

Bu son ana düşman ile yüzleştiğimizde kazanırsak o keşif gezisi tamamen tamamlanmış, kaybedersek de tamamlanmamış yani yeniden yapılması gerektiği bir nitelikte oluyor. Oyunda birçok keşif gezisi bulunduğu ve bunlar giderek gerçekten zorlaştığı için bir keşif gezisini tamamlayıp bir ana düşmanı haklamak oyunu sonlandırmıyor. Hatta söyleyebilirim ki Elden Ring Nightreign’in şu anki içerikleriyle yaklaşık 50 saate yakın bir oynanış ömrü var ki bu da oyunun yapısı düşünülünce gayet yeterli geliyor. Keşif gezileri, geneli itibarıyla biraz zamana karşı yarış niteliğindeler ve doğru kurgulanmış bir ekip çalışmasıyla birlikte bu zamana karşı yarışmak gerçekten çok keyifli bir hâle geliyor. Tabii kötü bir ekip ile oynarsanız da adeta çileye dönüşüyor çünkü keşif gezileri hata yapmanızı pek kabul etmiyor. Eğer ekip olarak doğru yerlere gidip karakterinizi güçlendiremezseniz veya saçma sapan noktalarda çok zaman kaybederseniz keşif gezinizin kesinlikle başarısızlıkla sonuçlanacağını tahmin etmeniz pek de zor olmuyor ancak orada sonlandıramıyor, tamamen yenilene kadar oynamak zorunda kalıyorsunuz çünkü bu gezileri terk etmenin de oyun içinde bir cezası oluyor.

Gece çöker, biz yükseliriz...

Ben oynanış deneyimim boyunca onlarca keşif gezisi yaptım ve bunların sadece birkaçından memnuniyetsiz ayrıldım. Sebebi ise tek başıma oynamaya çalışmam veya kötü bir takımın – hemen takıma suç atalım – denk gelmesiydi. Onun dışında başardığımız veya başarısız olduğumuz bütün ekip arkadaşlarımla oyundan çok keyif aldık, yani en azından ben aldım onları bilemem.

Seçtiğiniz karakterler ve ana düşmanlara karşı yapacağınız hazırlık oynanış esnasında çok önemli.

Elden Ring Nightreign’de toplamda 8 adet oynanabilir karakter bulunuyor ve her bir karakterin oldukça farklı bir oynanış stili mevcut. Nightreign’deki karakterler, yetenek sistemlerine sahipler. Yani Elden Ring’den tanıdığımız silah yetenekleri devam ederken bir de kullandığımız karakterin yetenekleri olmak üzere oynanış çeşitliliğinde artış gerçekleşmiş. Mesela benim favori karakterim olan Executor’ın en güçlü yeteneği olan ultisi, onu devasa bir kurt formuna dönüştürüyor ve can değerleri ciddi oranda artarak alan hasarı vurmaya başlıyor. Bu formdan canınız yüksek bir biçimde çıkarsanız, karakterinizin canını da tamamlıyor. Basit yetenek olarak ise lanetli bir kılıç çekiyor ve bu kılıç ile savuşturma yapabiliyor ancak ben bu yeteneği çok gereksiz bulduğum için kullanmadım çünkü bu aktifken koşamıyorsunuz. Pasif yetenek olarak ise herhangi bir durum etkisinden çıktığında kısa süreliğine ‘’stamina’’ ve hasar yükseltmesi kazanıyor.

Gece çöker, biz yükseliriz...

Oyunda bulunan her karakterin aynı Executor’da olduğu gibi özel yetenekleri ve kendi oynanış stilleri bulunuyor. Bazı karakterler ‘’strength’’ üzerine kuruluyken bazıları da ‘’dexterity’’ gibi değerler üzerine kurulu olabiliyor. Yani karakterinizi tanımanız ve oynanış esnasında karşınıza çıkacak eşyaları da ona göre seçmeniz önemli bir yer tutuyor. Ben oyundaki karakter çeşitliliğini ve bu karakterler ile oluşturabildiğimiz sinerjileri, yeteneklerini gerçekten beğendim. Oynanış deneyimim boyunca birçok karakteri denedim ve kişisel favorilerim Executor, Wylder ve Ironeye oldu. Oyundaki ana düşmanların belirli zayıf noktaları bulunuyor ve oyun bunu size keşif gezisi başlatmadan önce gösteriyor. Dolayısıyla ekip olarak seçeceğiniz sinerjiyi buna göre belirlemeniz ve her zaman yanınızda bir tane uzakçı bulundurmanız önemli olacaktır.

Eğer çok iyi oynadığınıza inanıyorsanız ve gün içerisinde çok güçleniyorsanız bu zayıf noktaları dert etmenize pek gerek kalmıyor fakat ana düşmanlar şaşırtıcı derece zor olabiliyorlar ve bütün takım aynı anda yenildiği an oyun bitiyor. Yine de bir ekip arkadaşınız düştüğünde onu sınırsız olarak geri kaldırabiliyorsunuz. Tabii bu ana düşman dövüşleri için geçerli çünkü gün içerisinde ekip arkadaşınız düştüğünde onu kısa süre içerisinde kaldırmazsanız bir seviye kaybederek doğuyor ve seviyeyi geri kazanması için ruhları geri toplaması gerekiyor.

Gece çöker, biz yükseliriz...

Gün içerisinde karakterlerinizin yeterince güçlenmesinin oldukça önemli olduğunu zaten söylemiştim. Bu yüzden ekipçe yapacağınız rota keşif gezinizin kaderini belirleyen ana unsur olacak. Ben bu rotalar doğrultusundaki düşman çeşitliliğinden ne pozitif ne de negatif olarak etkilendiğimi söylemek istiyorum. Nightreign’in bu konuda artıları olduğu kadar eksileri de bulunuyor. Öncelikle oyundaki yeni düşman sayısı gerçekten çok az. Özellikle gün içerisinde gördüğümüz düşmanların neredeyse tamamıyla Elden Ring içerisinde birebir karşılaştığımı hatırlıyorum. İş gün sonu ‘’boss’’ düşmanlara gelince de burada eski Dark Souls oyunlarından düşmanlarla karşılaşabiliyorsunuz. Tabii biliyorsunuz ki nostalji hep işe yarar, kızamıyor da insan.

Ana düşmanlarda ise durum farklı diyebilirim. Bunlar gerçekten özgün bir biçimde, üç kişiye karşı savaşacak şekilde tasarlanmışlar. Daha çok alan hasarı üzerine kurgulular ve gerçekten de zor mücadeleler sunuyorlar. Elden Ring Nightreign’i ilk kez ekip ile oynarken aklımdaki en büyük soru işareti, souls oyunlarındaki mücadeleyi, oyuncunun elde ettiği tatminliği üç kişilik bir macerada nasıl hissettirecekleri oldu. Gün sistemi ve bu günlerin sonundaki düşmanların üstesinden gelmesi kolay olsa da keşif gezisinin sonundaki düşman ile karşılaştığımızda işler gerçekten değişiyor. O devasa alanda yalnız olmadığını bilsen de bu düşmanlar ile karşılaşmak gerçekten zorlu oluyor ve onları yenmek o tatminliği veriyor. Benim genelde her bir ana düşman için 5 kez keşif gezisi yapmam gerekti yani her bir ana düşmanı ortalama 5 defa denedim. Zaten keşif sürecindeki bütün hazırlığın da o son düşman için olduğunu bilmek o dövüşteki heyecanı epey bir artırıyor çünkü hata payın olmuyor.

Gece çöker, biz yükseliriz...

Yine söylemek isterim ki Elden Ring Nightreign’i iş birliğine dayalı oynarken hiç beklemediğim kadar eğlendim. Nightreign, Elden Ring’in ismini kullanan ucuz bir çevrim içi kopya değil ve doğru beklentilerle oynanırsa bir ekip için fazlasıyla eğlenceli. Souls türünün co-op oyunlara uyarlanışını daha önce farklı şekillerde görmüştük ancak ben hem rogue-like hem de souls türünün birleşiminin herhangi bir şekilde bir çevrim içi oyuna uyarlandığına daha önce şahit olmadım. Nightreign, bu açıdan da özgün bir oyun diyebilirim. Keşif gezileri başarısız olursa seçtiğimiz ana düşmanın keşfini yine yapmanız gerektiğini söylemiştim fakat bu da gözünüzü korkutsun istemem çünkü daha önce de dediğim gibi Elden Ring’in mekanikleri baştan aşağı elden geçirilmiş ve oyun gerçekten çok hızlı bir tempoya uyarlanmış.

Harita içerisindeki hareket hızımız epey bir artarken, sunulan alanın büyüklüğü de bize verilen zaman bakımından iyi dengelenmiş. Ayrıca kenarlarda çok daha rahat ulaşım sağlayabilmemiz adına uzun zıplama noktaları da bulunuyor. Tüm bunlar birleşince Nightreign’de zamana karşı yarışmak hiç de sıkıcı olmuyor. Yeni ‘’wall jump’’ olarak adlandırılan iki kere zıplayıp duvarları tırmanabileceğiniz mekaniği de unutmamak gerekiyor. Ulaşım gözünüzde büyümesin yani gerçekten kolay. Ha bu arada meşhur flaş atan Bandai Namco logosu artık yok. Rengini siyah yaparak bizi kurtarmışlar. Oyunun ana menü müziği de her zamanki gibi etkili bir açılış sunuyor. Eğer merak ediyorsanız diye bu iki küçük detayı da eklemek istedim.

Gece çöker, biz yükseliriz...

Bir rogue-like olarak yeterli olmadığı noktalar yok değil.

Ben Elden Ring Nightreign’i genel olarak fazlasıyla beğendim. Yeni mekanikler ve Elden Ring’in uyarlanışını da başarılı buluyorum fakat Nightreign’in bir rogue-like olarak yeterli olmadığı noktalar olduğunu da düşünüyorum. Bunlardan bir tanesi keşif gezisi dışındaki kalıcı gelişim unsurları. Nightreign’de keşif gezileri dışındaki ana üssümüz olan Roundtable Hold içerisinde birçok alan bulunuyor. Burada karakterin yeteneklerini test edebiliyor, günlük aracılığıyla her karakterin hikâyesini detaylı bir şekilde takip edebiliyor, diğer karakterler ile konuşabiliyor, karakterlere kostüm açabiliyor – tamamen keşif gezilerinin sonunda size verilen oyun içi para birimi ile – ve küçük bir mağazadan alışveriş – yine aynı oyun içi para birimi ile – yapabiliyoruz. Burada aynı zamanda ‘’relic’’ diye bir rün sistemi de bulunuyor. Karakterlerinizde bulunan rün yuvalarını bu ‘’relic’’ler ile doldurarak onlara kalıcı geliştirmeler edinebiliyorsunuz.

‘’Relic’’ler, hem ana düşmanlardan hem keşif gezisi sonrası rastgele hem de bahsettiğim küçük mağazadan alınabiliyorlar. Zamanla daha gelişmiş rünlerle karşılaşıyor, karakterinize istediğiniz bonusları sağlayabiliyorsunuz ancak bunlar başlı başına çok yetersiz bir kalıcı güçlendirme türü olarak kalıyorlar. Oyundaki ana kalıcı güçlendirme unsurumuz bu olduğu için her bir keşif gezisinin kaderini belirleyen ana etken her zaman şansa dayalı oluyor ve rogue-like türünün temel ruhu – daha doğrusu rogue-lite türünün – olan oynadıkça hissedilen kalıcı gelişim Nightreign’de pek tatmin edici olmuyor.

Bu aynı zamanda keşif gezilerinde de dengesizlik yaratan bir unsur çünkü daha önce de belirttiğim gibi bu keşif gezilerindeki zamanı kusursuz bir biçimde yönetmediğinizde ikinci güne geçseniz dahi bu keşifteki kazanma olasılığınızı inanılmaz yüksek seviyede düşürüyorsunuz. Ana düşmana geldiğinizde adeta hasar vuramıyor veya bütün değerleriniz düşük olduğu için bir veya iki vuruşta direkt yeniliyorsunuz. Yani ya keşif gezilerini kusursuz bir biçimde yürüteceksiniz ya da ana düşmana geldiğinizde kusursuz oynayacaksınız demek oluyor. Aslında bu keşif gezilerini kusursuz bir biçimde yürütmek çok zor değil fakat herkes hata yapabilir ve hata sonrasında oyuna geri dönmeyi gerçekten gereksiz cezalandırıcı bulduğumu söylemeliyim.

Tüm bunların dışında Nightreign’in görsel anlamda Elden Ring seviyesinde olduğunu, buna rağmen PlayStation 5 Pro performans modunda dahi zaman zaman kare düşüşleri yaşadığımı belirtmek istiyorum. Özellikle her saniyenin bu kadar değerli olduğu çevrim içi bir macerada bu kare hızı düşüşleri nadiren olsa da oynanış deneyimini negatif etkileyen birer unsur oluyorlar.

Son Sözler

Nightreign, kesinlikle kusursuz bir oyun değil ancak tahmin ettiğimden çok daha iyi bir oyun. FromSoftware’in Elden Ring’i evrilterek bu kadar eğlenceli çevrim içi bir oyun ortaya çıkarabileceğini düşünemezdim açıkçası. Yaşadığım olumsuz durumlar dışında genel olarak deneyimimden fazlasıyla memnun kaldım ve Nightreign’i daha uzun saatler boyunca oynayacağımı düşünüyorum. Siz siz olun, kendinize gerçekten güzel bir ekip kurun, oyunun tadı asıl bu şekilde çıkıyor ve tek kişi oynamaya kesinlikle uygun değil.

Elden Ring Nightreign - Nihai İnceleme Puanı
Elden Ring Nightreign – Nihai İnceleme Puanı
Eren Eroğlu
Eren Eroğlu
Selam! Ben Eren Eroğlu. Atarita'nın yönetiminden sorumluyum. Aynı zamanda arada sırada oyun sektörüne dair yazıyorum.

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Elden Ring Nighreign'in PlayStation 5 inceleme kopyası Bandai Namco Entertainment tarafından Atarita’ya gönderilmiştir. Değerli okurlar, size fazlasıyla dürüst olacağım. Bir FromSoftware oyunu çıkıyordu ve beni hiç ama hiç heyecanlandırmıyordu. Bu, pek tahmin edebileceğim bir olay değildi ancak sizlere bu satırları yazmadan günler önce oyuna dair...Elden Ring Nightreign İnceleme