Beyond the Long Night İnceleme

Atarita'da reklam ve sponsorlu içerikler açıkça belirtilmiştir. Bunun dışındaki hiçbir içerik ticari bir ortaklık sonucunda hazırlanmamıştır. Bkz: Editöryel Standartlar

Paylaş

Beyond the Long Night uzun aradan sonra oynadığım ilk rogue-like türündeki oyun oldu. Bir süre zor oyunlardan elimi eteğimi çekmiş, adeta huzurlu bir emekli hayatı yaşamaya başlamışken önüme çıkması da aslında bir işaret oldu diyebilirim. Oynarken özellikle twin stick shooter dediğimiz oyun kumandasının her iki analog çubuğu ile birlikte oynanan oyunların bugün aslında ne kadar az çıktığını da hissettim. Oynarken sevdiğim şeyler de oldu, illallah ettiklerim de. Gelin birlikte ızdırap dolu Beyond the Long Night serüvenime derinlemesine dalalım.

Beyond The Long Night incelemesi
Beyond The Long Night incelemesi

Beyond the Long Night benim en büyük düşmanım

Oynadığınız oyunlardan zorluk nedeniyle sıkılabilir, yorulabilir belki de kızabilir ve bir süre gıcık olabilirsiniz. Sonra dinlenip, sakinleşip devam edersiniz. Fakat Beyond the Long Night zorluğu nedeniyle benim en büyük düşmanlarımdan birisi haline geldi. Oynarken asla ilerleme kaydettiğimi hissedemediğim, her ölümde elimde patlayan ve asla yeni bir tur için beni motive etmeyen oyunlardan birisi oldu. Hatta bu tür oyunlarla arası iyi olan arkadaşlarıma bu durumun normal olup olmadığını sorduğumda aldığım yanıtlar, elimdeki ürün ile asla eşleşmedi.

Beyond the Long Night ekran görüntüsü
Beyond the Long Night ekran görüntüsü

Oyuna başlarken beklentim, zor olması fakat çok da zor olmamasıydı. Sonuçta rogue-lite denildiğinde yine rogue-like temellerine sahip fakat herkesin oynayabilmesi adına biraz daha yumuşatılmış bir deneyim bekliyoruz. Beyond the Long Night hiç öyle bir deneyim sunmuyor. Her seferinde neredeyse sıfırdan başladığınız oyunda rastgele özellikler kazanıp en iyilerinin çıkmasını temenni etmekten başka seçeneğiniz yok.

Neyse, şu öfkemi kenara bırakıp biraz oyunun temellerinden bahsedeyim

Oyunun hikayesi temel olarak yeraltında yaşayan karakterimizin, “Overworld” adı verilen yerüstü dünyasına çıkmaya çalışmasını temel alıyor. Hikayeyi ilk kez duyduğumda aklıma bir kediyi kontrol ettiğimiz Stray gelmişti. Hatırlarsınız, orada da yerüstü dünyasına çıkmaya çalışan bazı robotların peşinden sürüklendiğimiz bir hikaye vardı.

Bu hikayenin peşine takılıp, her seferinde rastgele oluşturulmuş haritalarda sürekli yukarıya doğru ilerlemeye çalışıyoruz. Tabi yukarıya gittikçe zorluk ve tehlike düzeyi arttığından bazen yatay olarak haritayı keşfedip toplayabildiğimiz bütün güçlendirmeleri toplamamız gerekiyor. Gözlemlediğim kadarıyla toplayabildiğiniz her şeyi toplasanız bile bu yeterli olmuyor. Şanslı olmanız ve en iyi güçlendirme kombinasyonlarının o turda sizde toplanmasını temenni etmeniz gerekiyor. Aynı zamanda yanınızda sizinle birlikte savaşan “Buddy”leri toplayabiliyor ve onlara da çıkarsa güçlendirmeler uygulayabiliyorsunuz.

Beyond the Long Night inceleme
Oyunda en çok göreceğiniz ekranlardan bir tanesiyle karşı karşıyasınız.

Bu konuda seçimin sizde olduğu tek yer, can sıkıcı bir oğlan çocuğu ile tanıştıktan sonra devreye giriyor. İlerlemeniz boyunca yok ettiğiniz düşmanlardan kazanacağınız elmaslarla bu arkadaştan çeşitli süper güçler, güçlendirmeler alabiliyorsunuz. Bunları mevcut yetenek setinize göre yaptığınızda biraz da olsa güçlendiğinizi hissediyorsunuz. Tabi bu güçlenme hissi oyunun sıradaki aşamasına geçtiğinizde tamamen kayboluyor.

Öldüğünüzde ise her şey başa sarıyor. Her roguelike oyununda olduğu gibi oyunun başına gidiyorsunuz. Aldığınız güçlendirmeler, kazandığınız altın tamamen sıfırlanıyor. Yapabileceğiniz tek şey, oyunun başındaki gitar çalan sevimli NPC’den yeni rastgele özel gücünüzü almak oluyor. Ayrıca onun yanında durup biraz gitar dinleyerek sakinleşebiliyorsunuz.

Başlangıçta size 4 kalp can veren oyun, bununla idare edebildiğiniz kadar idare edebilmenizi istiyor. Zira oyunda can toplamak gerçekten zor iş. Şanslıysanız kırdığınız sandıklardan çıkabiliyor. Bunun dışında da yetenek satın alabildiğiniz NPC’den belirli bir para karşılığında bir kalp can alabiliyorsunuz. Aynı zamanda oyunun ileri safhasına geçmek için rüşvet verdiğiniz bekçiden de meşaleleriniz karşılığında bir kalp can alabiliyorsunuz.

Bobbins'e meşale verip bazı güçlendirmeler alabiliyorsunuz
Bobbins’e meşale verip bazı güçlendirmeler alabiliyorsunuz

Tabi oyun sizin bir yerde çok uzun süre durmanızı istemiyor

Haritanın rastgele yerlerinde belirli bir süreden sonra alev fırtınaları çıkıyor ve eğer diğer safhaya geçmeden önce güçlenmek için çok fazla zaman harcadıysanız, hemen cezalandırılıyorsunuz. Bu alev fırtınası olan bölümlerde birkaç saniyeden fazla zaman geçirdiğinizde bir kalp can değeriniz siliniyor. Teknik olarak yanıyorsunuz. Bu nedenle buralardan hızlı hızlı geçip fırtına her yeri kaplamadan ilerlemeniz gerekiyor. Oyunun sizi sürekli diken üstünde tuttuğunu ve asla aman vermediğini bir kez daha hissediyorsunuz.

Zorluk sadece düşman sayısı ve yaratılan kaos ile değil, bölümlerin kendileriyle de artıyor. İlerledikçe daha acımasız tuzaklarla karşılaşıyorsunuz. Yok edemediğiniz bu tuzaklar, daha önce temizlediğiniz bir bölümden geçerken bile fazlasıyla dikkat etmenizi gerektiriyor. Tuzakların yanı sıra metal kazıklar, dikenler gibi temas ettiğinizde bir kademe canınız ile bedelini ödediğiniz zararlı nesneler de bulunuyor. Beyond the Long Night sizi hem çok hızlı hem de çok yavaş oynadığınız için bir şekilde cezalandırmayı başarıyor.

Normalde beni bir tur daha oynamak için motive etmesi gerekiyordu, değil mi?

Rogue-like ya da rogue-lite oyunlarda öldükten sonra oyunun sizi bir tur daha oynayıp bu sefer daha başarılı olmaya teşvik etmesi gerekiyor, değil mi? Eğer yanlış biliyorsam beni düzeltin lütfen. Ancak Beyond the Long Night her turda sizi resmen sıfırdan başlatarak tadınızı tuzunuzu kaçırıyor. En azından topladığım onlarca güçlendirmenin bir tanesi yanımda kalsa ve biraz daha güçlü başlasam, en azından her turda biraz daha ilerlediğimi hissetsem oyunu sevdiğimi söyleyebilecektim.

Beyond the Long Night uzun aradan sonra oynadığım ilk rogue-like türündeki oyun oldu. Bir süre zor oyunlardan elimi eteğimi çekmiş, adeta huzurlu bir emekli hayatı yaşamaya başlamışken önüme çıkması da aslında bir işaret oldu diyebilirim. Oynarken özellikle twin stick shooter dediğimiz oyun kumandasının her iki analog çubuğu ile birlikte oynanan oyunların bugün aslında ne kadar az çıktığını da hissettim. Oynarken sevdiğim şeyler de oldu, illallah ettiklerim de. Gelin birlikte ızdırap dolu Beyond the Long Night serüvenime derinlemesine dalalım.

Tamam, yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim, her turda etrafta çıkan güçlendirmelerin sayısı %1 oranında artıyor gibi hissettim. Oyun bana bununla ilgili pek bir şey söylemese de herhalde her 20 turda bir rastgele çıkan güçlendirmelerin sayısı minicik de olsa artıyor. Abartısız 50. kez öldükten sonra haritada biraz daha fazla özel güç ve güçlendirmenin çıktığını görmeye başladım. Fakat rastgele kombinasyonlar bana o kadar düzensiz ve saçma geldi ki, topladığım hiçbir güçlendirmeyi diğeriyle kombine edip ilerlememi bir nebze de olsa kolaylaştıramadım.

Serdar öyle vurma ne olursun

İlk etapta biraz güçlendikten sonra düşmanları rahatlıkla alt ederek, dikkatli olup tuzaklara da düşmeyerek biraz ilerleyebiliyorsunuz. Ancak bekçiyi geçip yeni bir aşamaya geldiğinizde resmen besin zincirinin en altında olduğunuzu yeniden hissediyorsunuz. Daha hızlı, daha agresif, daha güçlü düşmanlarla karşılaşıp daha amansız tuzaklardan kurtulmak için bütün bildiklerinizi kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da ne yazık ki yeterli olmuyor. Eğer o tur iyi güçlendirmeler geldiyse ve imkansız gibi görünen bir bölümde öldüyseniz, sıradaki tur daha iyisinin gelmeyeceğini bilmek sizi öyle bir tükenmişlik hissine sürüklüyor ki anlatamam.

Başta kaçabileceğiniz saldırılar yapan düşmanlar, ileri aşamalarda yenileniyor ve öyle bir hızlanıp güçleniyor ki sizin topladığınız bütün güçlendirmeler anlamını yitiriyor. Düşmanlar sanki oyundaki kontrol ettiğim karaktere değil, ekrandan elini çıkartıp benim ağzıma gözüme vuruyormuş gibi hissettim. Bu oyunu bitirip “kolaymış ya” diyen herkese saygım çok büyük fakat benim için ızdırap dolu bir serüvenden öteye gidemedi.

Yine de iyi bir twin-stick shooter olmuş

Doğrusallıktan uzak, oyun kumandasının iki kolunu da kullanarak pata küte oynadığımız güzel bir yapısı var. Her ne kadar zorluğuyla beni mental olarak bitirmeyi başarmış olsa da oynanış mekanikleri konusunda eksiği yok, fazlası var. Günümüzde çok sık denk gelmediğimiz twin-stick shooter denilen türün bir oyunu olan Beyond the Long Night, bu tür oyunları seven oyuncuları mekanikleriyle tatmin etmeyi başaracaktır.

Beyond The Long Night'taki can sıkıcı çocuk NPC
Beyond The Long Night’taki can sıkıcı çocuk NPC

Oynarken silahlarınız arasında geçiş yapabiliyorsunuz. Normal fırlatılabilir nesneler dışında haritadan düşmanları yakan meşaleler toplayıp onları fırlatabiliyor, bombaya benzeyen nesnelerle yerde dolaşan düşmanları da havaya uçurabiliyorsunuz. Bunları kullanmaya başladığınızda oyun deneyiminizi de doğrudan etkiliyor. Mesela bir düşmanı yakıp onunla daha fazla uğraşmaktansa alttaki düşmanlara bomba atıp müteakibinde tekrar ona dönmek, bir seferde birden fazla düşmanla uğraşmanızı kolaylaştırıyor. Oyundaki dash mekaniği ile sağa sola atılıp saldırılardan kurtulmanın keyfi de gerçekten bir başka.

Müzikleri de çok güzel, 8-bit tarzını seviyorsanız hoşunuza gidecektir

Oyunun piksel grafik tarzı ve müzikleri birbirine harika şekilde uyum sağlıyor. Gerek oyun müzikleri gerekse oyun içinde NPC’lere denk geldiğinizde duyabileceğiniz müzikler çok güzel tasarlanmış. Hafif 8-bit tadında, hafif enstrümental, gerçekten hoş bir tını yakalamayı başarmışlar. Oyun müziklerini dinlemeyi seviyorsanız bu oyunun OST’lerine bir göz gezdirmekte fayda var diyebilirim.

Uzun lafın kısası

Beyond the Long Night, beni fazlasıyla üzen ama sevdiğim tarafları olan bir oyun oldu. Eğer neredeyse imkansız gibi görünen şeyleri başarmanın hazzını seviyor, zorluklarla mücadele etmeyi göze alıyorsanız size tavsiye edebilirim. Ancak eğer benim gibi daha sakin, huzurlu ve hikayesini açık açık anlatan oyunlar oynamaktan hoşlanıyorsanız, oyun size zor zamanlar yaşatabilir. Oyunu almayı düşünüyorsanız kesinlikle ne istediğinizi çok iyi bilmeniz gerekiyor.

Ben bu incelemeyi yazarken henüz bir fiyat girilmemişti ancak 200 TL’nin altındaki her fiyat bu oyun için uygundur diyebilirim. Size aktaracaklarım şimdilik bu kadardı, bir başka incelemede daha görüşmek dileğiyle, sevgi ve oyun ile kalın.

Beyond The Long Night Türkçe
Beyond The Long Night Türkçe
Alparslan Gürlek
Alparslan Gürlek
Oyunların yeni yeni yaygınlaştığı dönemlerde bir çocuk olarak video oyunlarıyla ilk bakışta aşk yaşadım. Age of Empires II ile başlayan yolculuk, kendi oyunumu yapmaya kadar ilerledi. Hala oyun sektöründeyim ve hala o ilk kez Age of Empires II oynayan çocuğun tutkusunu taşıyorum.

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Daha Fazla Atarita

Oyun Gündemi:

Beyond the Long Night uzun aradan sonra oynadığım ilk rogue-like türündeki oyun oldu. Bir süre zor oyunlardan elimi eteğimi çekmiş, adeta huzurlu bir emekli hayatı yaşamaya başlamışken önüme çıkması da aslında bir işaret oldu diyebilirim. Oynarken özellikle twin stick shooter dediğimiz oyun kumandasının her...Beyond the Long Night İnceleme